acı.
Ne kadar kolay söyleniyor değil mi? 3 harf, tek heca fakat bu kelimenin içinde saklanan milyonlarca düşünce. Kolay bir kelimedir bu harfler. Acı kelimesini tüm benliğiyle yaşamayan bilemez. Kim bilir belki de korkmaktan ibarettir acı.***
Gözlerimi açtığımda karşımda duran adamı hafif buğulu gözlerim yüzünden seçemiyordum.
'iyi misin? kendinde misin?'
Sesini işitmemle vücudun kaskatı kesilmesi bir olmuştu.
Jungkook'tu. Beni korkutan jungkook'tu.
Kendime gelmeye çalışıyordum. O sırada sessizliği bozup " ne işin var burada?" dedim.Kekelemeden söylesem de sesim titriyordu.
' Yan komşum çıktın Kim Taehyung. Evinden cam kırılma sesleri geliyordu bende hırsız sanıp bakınıyordum ki seni gördüm, sende beni görmenle ağlamaya başladın.'
O gelmemişti, ben yine görmüştüm ama o yine silüetmiş. Aramızda büyük bir sessizlik oldu. Ben düşüncelerime dalıp konuşmuyordum, o ise ben konuşmadığım için susuyordu. Daha fazla gerginlik olmaması için sessizliği bozdum.
"Üz..Üzgünüm seni farklı birisi sandım Jungkook."
'Anladım. Neden ağlıyordun?'
Ah, şimdi sıç ve sıva Taehyung. Bu çocuk çok garipti nedense rahatsız değilde çekiniyordum. Bugün sınıftan öğrendiğim kadarıyla o bu sınıfa yeni gelmişti. Ayrıca bilim ve teknoloji öğrencisi değildi. ' "Peki nasıl okuyor burada?" diye sormuştum bir kız ise 'babası zengin piçin teki okutur demişti.' '
'Niye sürekli dalıyorsun? soru sormuştum.'
Kafamı silkeleyip kendime geldim. Hemen bulduğum ilk yalanla konuştum.
"Şey ben seslerden kor-korkarım eve sanırım kedi girmiş aşağıya inince pencerede seni gördüm o yüzden şey yani ağladım."
Sanırım yalan konusunda Jiminden yardım almalıydım çünkü her yalan söylediğim de gözlerimi kaçırıyor, kekeliyor, kaşım seğiriyordu.
'Peki Taehyung. Yan komşuyuz ve sıra arkadaşıyız bir-birimizi çok fazla göreceğiz' söyleyip elini uzattı 'yeniden merhaba umarım iyi anlaşırız.'
Gözüm ellerindeydi. Elimi uzatıp sıkamıyordum. Tamam Taehyung sakin, o Jungkook, başkası değil, ondan korkma, sadece el sıkışması yapabilirsin.
Titreyen ellerimle parmak uçlarına dokunup kısa bir el sıkışması gerçekleştirdim. 2 saniye belki sürmüş belki daha az olmuştu hemen ellerimi geri çekmiştim.
Bu hareketimle bakışları ellerime düştü. Ellerim titriyordu, bunun farkında olduğunu anlamıştım, sanki habersizmiş gibi yapıp ellerimi arkama atıp saklanmıştım.
Ellerimi görmesin yoksa farkeder.
'Her neyse Taehyung iyi olduğunu varsayıp eve gidiyorum. Yarın okulda görüşürüz.'
Cevap vermemi beklemeden evden çıkmıştı.
O evine gittikten sonra etrafımı saran kara bulutlar, yalnız kalmamla birlikte hızla bedenime saldırmıştı.
O gittikten sonra anlamıştım ne kadar korktuğumu. Hızla gidip kapını kapatmıştım. Üst üste 3 defa kilitleyip odama koşmuştum. Hemen yatağıma geçip uzanmıştım.
'Gerçekten ne kadar korkaksın Taehyung. Rüzgardan bile korkarsın. Bu dünyada korkuya yer yok. Eğer korkuyorsan siktir git annenin yanına. Ah ama kim fahişe birisini ister?'
"Sus artık sus! konuşma! ben fahişe değilim! ben sürtük değilim! Git buradan! Git artık kafamdan git!"
'Ölümden başka kaçışın yok. Fahişeler ölmeli. Senin annende fahişe değil mi?' Derin bir kahkaha attı.
'Çok yazık Taehyung. Çok yazık olacak sana. Güzel vücudun, güzel yüzün için her şeye çok yazık olacak.'
Yüksek sesle ağlamamla sesler susmaya başlamıştı. Deli gibi ağlıyordum. Sanki yarın yaşamayacakmışcasına ağlıyordum.
"Ben fahişe değilim"
Hıçkırıklarımın arasından sadece bu kelimeler çıkıyordu. Ellerim kafamın iki yanında,deli gibi saçlarımı çekip kafama vuruyordum.
"Ben hasta değilim"
"Ben fahişe değilim"
Korkuyordum. Sinirleniyordum ama en önemlisi yorgundum. O sesin sahibi beni yoruyordu.
Kapı çalmıştı yine. Hızla yerimden sıçrayarak gözyaşlarımı silmiştim. Gözlerimin içi ve yanaklarım beni ele veriyordu. Hızla gidip banyodan yüzüme su vurdum sonra ise havluyla yüzümü kuruturmuş gibi yaparak aşağıya kapıya indim.
'Ağzına sıçayım Tae! Nerdesin oğlum ağaç oldum ya!'
"Ne bağırıyorsun gerizekalı geldik işte"
'Yüzün neden kızarık?'
Siktir.
Anlamış mıydı?
"Yüzümü yıkadım o yüzden."
'O zaman neden gözünün içinde kıpkırmızı?' Şüpheyle yüzüme bakıyordu.
" Lan mal diyorum ya yüzümü yıkadım gözüm kaçmış işte."
'Taehyung herkesi kandıra bilirsin ancak 18 yıllık arkadaşını kandıramassın. Ağlamışsın basbayağı. Söyle ne oldu? Sınıfta mı bir şey oldu?'
"Jimin bir şey yok düşünüyordum ve boşluğuma geldi ağladım bu kadar."
Konuşacağı sırada lafını kestim." Lütfen Jimin başka bir şey yok."
Kafasını salladı ve odasına gitti.
Böyle konuları sürekli konuştuğumuz için sıkılmıştım. Anlat bana diyordu sürekli. Ama yapamıyordum. Ne yapsam da ona bir şey anlatamıyordum.
Bu yüzden bu konuları açmamak üzere kapatmak istemiştim. Nafileydi Jimin sürekli bu konuyu konuşup duruyordu.
Daha fazla salonda kalmaktan vazgeçip odama gittim. Bir an önce uyumak istiyordum. Öylede yapmıştım.
***
Yine merhaba! Ben geldim(çok çabuk)
bu fic hakkında spoiler vermek istiyordum ama açıkçası sonunu nasıl yapacağımı bilmiyordum.
Aklıma çok fazla düşünce var hem güzel hem duygusal.
Sadece şunu belirtmek istiyorum Taehyung iyi değil. Çok kötü durumda çok fazla sorunu ve bilmediği hastalığı (belkide başka bir şey) var.
Jungkook ise onun hayatı çok kötü değil ailesi ile sorunları var ama o da büyük bir sorun.
İleriki bölümlerde Soru cevap yapacağım.
Hoşçakalın!!⭐⭐
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bloody fingers |taekook
Fanfictionyıllardır korkunç sorunlar yaşayan Kim Taehyung sessiz bir öğrenciydi. Okula yeni gelen psikoloji okuyan Jeon Jungkook'tan habersiz.