Bölüm 12.

1K 27 1
                                    

Okuyan arkadaşlar lütfen yorum yapın oy verin. Ben kimlerin okuduğunu göre biliyorum. Sizi engellemek zorunda bırakmayın beni. Her seferinde böyle yazıp hatırlatmak istemiyorum. Oy vermek yorum yazmak zor birşey değil.

Sabah kahvaltısından sonra bizde hazırlanmaya başladık doktora gidicez diye rahat giyinmeye özen gösterdim

○Sabah kahvaltısından sonra bizde hazırlanmaya başladık doktora gidicez diye rahat giyinmeye özen gösterdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Doktor bizi içeri buyur edince heyecanla geçip uzandım. Önce detaylı muayene etti
- Evet her şey yolunda 16cı haftadasınız gayet güzel ilerliyor herşey.
- Geçen sefer cinsiyyetin öğrene biliriz demiştiniz
- Evet Mine hanım biliyorum ben söyleyeyimmi?
- Evet lütfen
- Kız
O an heyecanla ağlamaya başladık ikimizde. Müayene bitince ikimizde sarmaş dolaş arabaya geçtik
- Arslan
- Söyle gülüm, kurban olayım ben sana
- Şey.... lahmacun
- Hemmen en güzelinden hemen 5 dakikaya ordayız
Arabayı iki katlı bir restoranın önünde park etti ve inip sipariş verip beklemeye koyulduk. O an orta yaşlı bir adam Arslanı tanımış olacakki yanımıza geldi
- Abisi
- Mehmet abi
- Yaaa hayırsız
- Nasılsın Mehmet abim iyimisin
- Ne o durulamadınmı sen aşktan
- Tanıştırayım Mehmet abi eşim Mine
Arslanın Mehmet abi dediği adam bir an duyduğuyla affaladı ve bana dönüp konuşmaya başladı
- Afedersin yenege. Kusuruma bakmayasın ben bilemedim. Tanıştığıma memnun oldum
- Yok sorun değil
O tokalaşmak için elini uzatacaktı ama Arslanın ona ters bie bakış atmasıyla yanımızdan hızlıca resmen toz oldu
- Bu kim Arslan?
- Kuman olmadığl kesin
- 1 hafta taşta yatmak yetmemiş galiba
- Şaka hayatım şaka. Mehmet abi buranın sahibi. Ailemi, beni yakınen tanır. Karısı rahmetli oldu geçen sene kanserden. 16 yaşında bir oğlu 12 yaşında bir kızı var. Görsen varya zehir gibi çocuklar. Oksforda yerleştirdik. İkiside kendi sınıfları üzre okul birincisi.
- Allah rahmet eylesin. MaşAllah çocuklarada
- Aslında varya Mehmet abi kendiside çok zekidir. Ama işte onun zamanında anasının babasının onu okutmaya gücü yetmemiş. Babasından kalma mesleği devam ettiriyor. Böyle bir sürü dükkanı yok ama herkes akın akın buraya sırf bu lahmacun için gelir.
O konuşmasını bitirince Mehmet abi elinde lahmacunlar ve ayranlarla geldi
- Hadi afiyet olsun bir isteğiniz olursa emrinize amadeyim
Bizden bir cevap beklemeden gitti. Gerçektende dükkanda insanları tıklım tıklımdı. Gelenin gidenin haddi hesabı yoktu. Dışarda uzun bir kuyruk vardı. İki katlı bir dükkandı ama yinede hiçkimseye yer yetmiyordu. Hatta bazıları kendi istekleriyle ayakta yiyordular. Lahmacundan bir ısırık alınca anladım insanlar neden bu kadar sevmiş. Gerçekten mükemmel yapmıştılar. Doyduktan sonra eve geçtik. Odaya geçmiş güzel güzel dinleniyordukki her taraftan silah patlama sesleri gelmeye başladı.
- Mine odada kalıyorsun. Dışarı çıkmıyorsun. Kapıyı kilitliyorsun Ben veya aileden başka hiçkimseye açma, camdan pencereden uzakta duruyorsun
Aslan tam lafını bitirip çekmeceden silahını alıp çıkacakken Alp abi Sılayı, Sevinci, Ümma anayı ve Ayteni bizim odaya getirdi ve ikisi birlikte çıktılar. Bende arkalarından kapıyı 3 kere kitledim
- Gızım gorkmayın. En güvenli oda burası dışa baxan pencere yok. Birtek avluya pencere var oda kırılmaz. Burda güvendeyiz rahat olun
- Ana bunlar kim?
- Ne bileyim ben güzel gızım. Hangi deliyse canına susamış belliki.
Saatler geçmişti dışarda sesler bir türlü durmuyordu. Kapı çalındı
- Mine gızım aç gapıyı. Benim Seyit baban
Zaten sesinden tanımıştım. Hemen hızlıca kapıyı açtım.
- Gızım sizin kasa nerde?
- Gel babam burda
- He yox ben gelmeyeyim. Kasanın altında dolap var. O dolabın içinde gizli bir sekmede mühimat var. Arslan dediki tahtası farxlı.
- Tamam babam getiriyorum
Ben giyinme tarafına geçerken Ümma anada benimle geldi iyikide gelmiş mühimatlar o kadar ağırdıki ben tek taşıyamazdım. Yardımlaşıp Seyit babanın dediği gibi 1 kaset mühimatı ona verdik. Mühimatı sürükleye sürükleye odadan çıktı ve gitti. Saatler ilerliyordu ama sesler kesilmiyordu. Tahmini 6 yada 7 saatir buradaydık. Artık hem halsizdik hem acıkmıştık. Sevinç korktuğu için ağlıyordu. Ara sıra zorda olsa sakinleşiyor sesler kesilmeyince yine ağlıyordu. Saate baktığımda saat akşam 10 du. Arada 1 kezde 2 saat önce Alp abi gelip mühimat almıştı.
- Sıla Sevinçi yatıralım yatakta uyusun dinlensin. Zaten çocuk bi hal oldu
- Doğru söylüyorsun
Sıla Sevinçi uyuması için ikna etti bizde onunla birlikte uzandık. Ama bu seslerden uyumak mümkün değildi. Kapı yine çaldı
- Mine Alp ben aç
Kapıyı açınca Alp elinde mutfaktan bulduğu ekmek domates ve salatalıkları odaya bırakıp gitti. Açıkcası mükemmel zamanlamaydı. Herbirimiz çok acıkmıştık. Önce Sevinci doyurduk daha sonra kendimizde yemeye başladık. Alp abi aniden gelip gittiği için farketmemiştik ama ben sonradan hatırladım üzerinde kurşun yarası yoktu ama gömleginin önünün bir kısmı kandı.
- Ana abimin gömleği...
- Gızım öyle hemen kötüyü çağırmayın. Çatışmadalar 7 saat oldu nerdeyse birisini vurmuştur o bulaşmıştır.
Sılayla endişeyle bir birimize baktık. Sıla Sevinçi uyutmaya çalışıyordu ama olmuyordu. Küçücük çocuk normal olarak korkuyordu. Birden çekmecedeki kulaklarımı hatırladım
- Sıla bende kulaklık var vereyim videoya falan bakıp uyusun
- Hay aklınla bin yaşa emi
Sevinç kulaklıklarla videoya odaklanınca 10 dakka içinde uyuyup kaldı. Bizde yorgunluğumuzdan dolayı uyuyup kalmışız. Kapının çalınma sesiyle uyandım.
- Mine Alp ben bitti aç
Hemen kapıyı açtım, avluda heryer savaş alanıydı.
- Herkes iyimi? Saat kaç?
- İyi, iyiyiz. Saat gecenin üçü. Hadi sen dinlen biz biraz aşağıyı toparlayalım gelir şimdi Arslan
- Tamam abi sen geç Sevinci al çocuk uyanmasın, zor uyudu zaten.
Alp abi Sevinci, Sılayı ve Ümma anneyi götürdükten 15 dakika sonra Arslan geldi.
- Bana bak ağlarsan bu sefer dikine gömerler beni
- Yok ağlamam, iyimisin?
- İyiyim iyi. Açmısın mutfağa inelim yemek hazırlıyorlar
- Evet ya mükemmel olur.

ARAFOĞLU +18 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin