2

182 21 7
                                        

Yaklaşık altı dakika sonra evin önüne geldiğimizde gördüğümüz manzara Minho'nun hareketsiz kalmasına ve gözünden bir damla yaş akmasına sebep olmuştu....

Kapının önünde büyük bir kalabalık, iki polis arabası ve içine birini sedye ile taşıdıkları ambulans.

Minho ilk şoku atlattığın da hızlıca arabadan indi. Bende peşinden indim ama ben inene kadar o şerit ile kapattıkları yere varmıştı.

Şeritlerin arkasına geçip eve girmek istemişti ama iki polis onu, zorla da olsa, durdurmuştu.

Minho bağırmaya başlayınca polisler bizi biraz daha geriye götürdü. Minho, polislere içeri girmesi gerektiğini kaçıncı kere olduğunu bilmediğim kez söyledi.

"Jeongin içerde. Onu görmeliyim!"

"Beyefendi kimden bahsediyorsunuz bilmiyorum ancak biraz bekleyin. Lütfen."

Onlar konuşurken ben polis arabasının yanında duran polisin yanına ilerledim.

"Memur bey, acaba tam olarak ne oldu?"

"Kadının biri eşiyle tartıştıktan sonra eşini bıçaklamış. Şimdi de içerde oğlu ile bizi tehdit ediyor.... Ayrıca tanıdığınız mı?"

"Şey arkadaşımın kardeşi."

Minho'yu gösterdiğim yere dönüp tekrar bana baktı.
Tam konuşacağı sırada üç polis Minho'nun annesi ile dışarı çıktı.

Onları gördüğü gibi yanımda ki polis içeri girdi.

Biraz geçince içeri ambulans çalışanları da girdi.

Minho'ya döndüğümde ağladığını gördüm. Düşündüğüm gibi olmayacağını umarak az önce ki polisin geri gelmesini bekledim.
İçeri girmek istiyordum ama bu sadece polislerin işini zorlaştırıcaktı.

Bir süre sonra demin ki polis yanıma geldi.
Minho'ya bakıp konuşmaya başladı. Bizi duymayacağını biliyordu sadece Minho'dan bahsediyordu.

"Kardeşi, Jeongin, olayları görünce hemen odasına gidip kapıyı kilitlemiş ve iyi de yapmış. Hala korktuğu için sanırım odadan çıkmıyor."

"Minho ya da ben içeri girip konuşsam? Hem tanıdığı biri olduğumuz için daha kolay sakinleşir."

Tekrar Minho'ya döndü. Ne diye bakıp duruyorsa.

"Bekle biraz, sorup geliceğim ama sadece sen girebilirsin. O çocuk hiç güven vermiyor."

Gülümsedim ve diğer polislerin yanına gidişini izledim.

Bir süre sonra eli ile gelmemi işaret edip içeri girdi.

Peşinden koşar adım içeri girdim.

Evin içinde ki çoğu eşya paramparçaydı. Koridorda, yatak odasında ve yatak odasının yanında ki Jeongin'in kapısında kan izleri vardı.

Sanırım annesi Jeongin'i de aynı şekilde öldürmek istemiş...

Kapının önünde durduğumuzda yanımda ki polis bizi duyamayacağı kadar uzağa gitti.

Yere çömeldim ama oturmadım. Kapının kan deymemiş kısmını tıklattım.

"Jeongin?"

Ses vermemesi beni tedirgin etti ama yansıtmamaya çalıştım. Evet Jeongin küçük bir çocuk değil ama bir çocuktan pek bir farkı yoktu.

"Hadi kapıyı aç. Abin dışarda ve inanmıyacaksın ama ağlıyor. Hemde sen onu korkuttuğun için. Aç hadi."

Bir süre bekledim ama ses gelmedi. Tekrar konuşmaya başladım.

"Bak kapıyı kırmak zorunda kalıcaklar. Seni bekliyorlar."

Sonunda burun çekme sesi ve anahtar sesleri geldiği için mutluydum.

Kapı açıldığında üstünde babasının ve az da olsa kendi kan lekeleri vardı.

Kapının açıldığını gören polisler hemen yanımıza geldiler. Konuşmamıza izin vermeden Jeongin'i ambulansa götürdüler.

Dışarıda oturan Minho'nun yanına gittim. Jeongin'in çıktığını görünce hemen yanına gitti ama yaklaşmasına izin vermediler.

Ambulansın kapıları kapatılınca Minho bana seslenip kendi arabasına yöneldi. Sürücü koltuğuna geçmesine izin vermedim çünkü gerçekten şuan güven vermiyor.

Hangi hastaneye gideceğimi bilmediğimden Ambulansın hemen arkasından gidiyordum.

×××××

Hastaneye geldiğimizde Minho benden önce arabadan inmişti ama ben kapıyı kilitlediğimde kontrol etmeyi ihmal de etmemişti.

Hızlı adımlarla içeri girdik. Jeongin ve babası zaten içeri götürülmüştü.

Nereye gideceğimi bilmediğimden sadece Minho'yu takip ettim.

Jeongin'in odasını öğrendiğinde asansörü beklemek yerine merdivenleri tercih etti.

108 numaralı odanın önüne geldiğimiz de ilk önce Minho içeri girdi. Jeongin yatakta uzanmış ve tahminimce uyuyordu.

Minho yatağın kenarına, bende yanda ki koltuğa oturdum.

İçeri hemşire girdiğinde bizi görmeyi beklemiyor gibi bir yüz ifadesi vardı.

Minho da anlamış olmalı ki kendini tanıtma gereği duydu.

"Ben Jeongin'in abisiyim, o da sevgilim"

Beni gösterdiğinde hafifçe eğildim.
Kadında hafifçe eğildi.

"Jeongin neden uyuyor?"

Minho'nun sorduğu soruyla önce ona sonra hemşireye baktım.

Kadın önce gülümseyip ardından cevap verdi.

"Sakinleştiricinin etkisi. Birazdan uyanır. Ayrıca uyandığında ifade vermesi gerekiyor."

"Tamam, teşekkürler."

"Geçmiş olsun"

Kadın gülümseyip odadan çıktı.







Şarkı halis midir?? Jısung crop giymiş??? Bide Minho'ya mükemmel partlar verilmişşş!!

Ayrıca fici beğendiyseniz lütfen oy verinnn

MAMA'S BOY/Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin