•••1.Bölüm. "Tutsak."

28 3 4
                                    

Medya: Alin.

İyi yada kötü tüm yorumları okuyacağım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi yada kötü tüm yorumları okuyacağım. Her türlü yorumu bekliyorum!

•••

8 Mayıs 2020-GÜNÜMÜZ

Rüzgar, camları titreştirerek esmeye başladığında artık bütün dikkatim dağılmıştı. Direnmenin lüzumu yoktu. Kalemim tok sesler bırakarak masanın üstüne düşerken, sırtımı geriye yasladım. Direncim parmaklarımın altında ezilirken, o sesi duymamazlıktan geldim. Ruhum, yüksek tavanlı yanları boydan boya pencereyle kaplı olan odadan dışarıya çoktan çıkmış, gözlerimin takip ettiği kapının arkasındaki kalabalığa karışmıştı.

Ben, Alin Günay.

Yaşadığı her özel günden eşyalar biriktirecek kadar takıntılı, her daim karanlık yerine aydınlığı seçecek kadar korkak, kafasından çıkmayan tüm o hatıraların izini gölgesine kazıyan kız.

Eşyalarımı çantama koydum ve tek omzuma astım. Sınıftan gürültüyle ayrılıp, koridora, ruhumun peşinden emin adımlarla ilerlemeye başladım. Saat öğleden sonrayı gösteriyordu ve geriye tek dersim kalmıştı. Umursamadım; Harliç Üniversitesi'nin çıkışına doğru emin adımlarla ilerledim. Ders dinlemek istemiyordum. Yarın benim doğum günümdü ve biraz eğlenmek istiyordum.

Rüzgar gözlerimi sulandırdı, kafamı yukarıya kaldırıp, sadece gölgemi görmeme yardımcı olan, ısıtma görevi konusunda pek başarılı olmayan güneşe baktım. Mayıs ayının biraz daha sıcak davranması gerekmiyor muydu? Burada, Harliç Üniversitesi'nin kırmızı taşlı giriş yolunda gölgem tüm endamıyla duruyordu.

Kapıdan çıkmadan önce gözlerim güvenlik kulübesinin camına takıldı. İstemsizce kendimi taradım. Kahverengi, dalgalı saçlar, kalın kaşlar, dudağımın yanındaki belli belirsiz ben, yorgun bakışlar. Gözlerim gölgemle buluştuğunda kafamı çevirdim. Hatalarını gölgesine kazıyan biri için, tüm suçları attığı birine bakmak ağır geliyordu. Tüm hatıralarımı gölgeme kazımıştım ben. Tüm o darbeleri soğuktan titreyen ellerimle, tırnaklarımı bastıra bastıra yazmıştım. Canımı yakmıştı ama bazen bir şeyin ne kadar canınızı yaktığını ancak en küçük ayrıntısına kadar hatırladığınızda anlıyordunuz.

Kabul etmeliydim, hırslıydım. Ve bunu da itiraf etmeliydim; hırslı olduğum kadar korkaktım. Ama iyi bir oyuncuydum. Dışarıdan beni izleyen bir kişinin göreceği tek şey, kahverengi saçları beline kadar yaklaşan, şeytanı diz çöktürecek kadar siyah gözlere sahip, partiden partiye koşan bir kızdı. Eğlenmeyi bilen bir kızdım. Tüm o sesler, aldığım darbeleri saklıyordu. Ben buna muhtaçtım.

"Hey! Alin!" Üniversitenin kapısından çıkmak üzereyken durdum. Kafamı sesin kaynağına doğru çevirdim ve suratıma yamuk bir gülümseme yerleştirdim. Tipik Alin Günay gülümsemesi.

"Tanışıyor muyuz?" diye sordum bedenimi sağ ayağıma verirken. Sağ elim ile çantamın sapını kavradım ve suratıma masum bir ifade takındım.

Odak Noktası •Nokta Serisi-1•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin