0

66 10 2
                                    

İnsanlar uçağın kalkış saatine veya uçağın pisti ile ilgili olan bilgilendirme ekranına bakmıyordu herkesin gözü ondaydı bazıları aralarında ona bakıp fısıldaşıyor, bazıları ise hayal kırıklığı ve korkuyla içinde  ona bakıyordu çünkü o dönmüştü gelişi beklenenden daha erkendi kimsenin tahmin bile edemeyeceği sürpriz bir dönüştü. "Eve dönmek güzel." Diyerek aklından geçirdi genç adam, gözündeki güneş gözlüğünü göz bandı ile değiştirdi, bu sırada ise bembeyaz olan saçları da yukarı kalkmıştı. Etrafına bakındı ve çıkışa doğru yürümeye başladı. Fısıldaşmaları duydukça yüzündeki gülümseme gittikçe artıyordu. İnsanlar, tamda tahmin ettiği tepkiyi veriyordu. Bir yıl önceki olaydan sonra, yurtdışına gitmiş ve eğitim almıştı ama giderken giderken insanlar ve medyanın onu düşman ilan etmesi, kaybettiğini söylemesine hiçbir cevap verememişti şimdi ise atılan iftiraları ve suçlamaları da çürütmek için erkenden dönmüştü. Hazırdı, bu sefer olacaktı yaptığı plan kendisine göre bakılırsa kusursuzdu. Yaklaşmakta olduğu kapının ardından arkadaşını gördü, adımlarını hızlandırdı. Arkadaşı onu fark etti ve yanına gelip bavullarından bir tanesini eline aldı sıcak bir karşılama olmadı gayet resmi, soğuk ve mesafeliydi. Adam, bir kaşını yukarı kaldırıp "Hadi ama dostum hiç mi özlemedin beni?" diyerek arkadaşına sordu. "Kaybedecek tek bir an bile kalmadı, şu aldığın eğitim işe yaramış olsa iyi olur, haberin olsun ben dahil kimsenin sabrı kalmadı." Bavulları bagaja yerleştirdikten sonra etrafına bakındı bu hareketi neden yaptığını anlayan adam arabaya binerken "Merak etme o buraya gelmez." Diyerek arkadaşını rahatlatmaya çalıştı. "O gelmeyebilir ama ya çalışanları dikkati elden bırakmamak lazım geldiğinden çoktan haberi vardır zaten." Arabayı çalıştırdı ve karargaha doğru yolculukları başlamış oldu. Adamdaki değişikliği fark eden arkadaşı "Göz bandını mı değiştirdin?" diye sordu. Normalde beyaz ve sargı bezini andıran göz bandı olan bu adam bunun yerine tek seferde takılabilecek siyah olan göz bandını takmıştı. "Evet, orada çok sevdiğim bir arkadaşım tarafından hediye edildi." Diyerek cevap verdi adam. "Beyazdan daha çok yakışmış." Yolculuk tekrardan sessizliğe gömülmüştü ki arkadaşını yine kızdıracak bir düşünce aklına gelmişti ve bunu söylemeden edemedi "Şu geçen bir yıl içinde neler olduğunu sormak niyetinde değilsin herhalde sana ne kadar haber ulaştırdıksa detaylarını hala bilmiyorsun kendi içimizde bile kavgalara başladık. Geçen hafta daha yeni üye olmuş ile bizimkiler arasında tartışma çıktı. Üstelik neden biliyor musun?" Adam gayet sakin bir ifade ile sadece arkadaşına baktı bu tavır arkadaşını daha fazla sinirlendirmeye yetti. "Satoru artık ne zaman şu işleri ciddiye almaya başlayacaksın senin bir 'hain' olduğunu düşünüyorlardı, Makima ile beraber çalıştığını bile düşündüler." Adam yani Satoru laflara şaşırmadı çünkü giderken de aynı lafları duymuştu ona göre her zaman böyleydi eğer biri seninle işi bittiyse veya çıkarları artık seninle örtüşmüyorsa sana düşman kesilmeye başlardı. "Sinirlerini benim yüzümden bozduğun için üzgünüm dostum ama bu beklenen bir şeydi. Kaybetmedim bunu sen de biliyorsun ve maalesef ki bunu bilen tek kişi sensin. Aniden gitme kararım ile herkesin bu şekilde düşünmesi ve bana karşı hayal kırıklığına uğramaları ise gayet normal. İşte şimdi bak geri döndüm bunların hepsi artık geride kalacak ve bu sefer kazanacağız." Ethan, bir yıl önceyi hatırladı, tüyleri diken diken oldu aklına gelen anılar hiçte hoş değildi, sürücü koltuğunda kendini dikleştirdi ve direksiyonu daha sıkı tuttu. Yolculuğun bitmesine az kalmıştı ve karargaha gelene kadar kimse başka bir şey konuşmadı.

Öğle aralarının bitmesine kısa bir süre kalmışken yemeklerini yemiş altı kişiden oluşan grup binaya geri dönüyordu. "İşte bu sefer gerçekten çok yedim, pantolon belimi sıkıyor." Diyerek söylenmeye başladı genç kadın. Her zaman kilosuna takıntılı olan ve elinden geldiğince dikkat etmeye çalışan biriydi ama her yemekten sonra ortaya çıkan kilo takıntısı gruptaki diğer kişilere bıkkınlık getirmişti. Her zama ki gibi ona cevap veren kişi Cameron oldu. "Hadi ama Rachel, eğer bu kadar şikayet ediyorsan çok fazla yememeyi deneyebilirsin." Neredeyse klasikleşmiş olan bir tartışma tekrardan başlamış oldu. Rachel her zaman bir şeylerden yakınırken, Cameron ise onun düşüncesine tam tersi bir düşünceyle ona karşı çıkar ve diğerlerini de eğlendiren tartışma olurdu. Tartışmada Cameron'nun söylediklerine katıldıkları sesler çıkınca Rachel kadının koluna girdi. " Zaten siz ne anlarsınız, klasik erkek düşünceleri bunlar değil mi Makima Hanım, beni bir tek siz anlarsınız." Makima, Rachel'a bakarak gülümsedi ardından "Her kadın için kilo çok önemlidir haklısın Rachel ama kendine de haksızlık etmemen lazım bazen ufak tefek kaçamaklar hem vücudunuz için gereklidir." Tam anlamıyla beklediği desteği bulamayan genç kadın sadece başını sallamakla yetindi ama Rachel ve Cameron arasındaki tartışma bu sefer başka bir konu üstünden başlamıştı Makima'yı geride bırakan grup binadan içeri girdi. Makima ise kapıda durdu etrafına baktıktan sonra içeri girecekti ki yakından gelen uçak sesi duydu ve gökyüzüne baktı pekte bulutlu olmayan bugünkü havada uçak tam üstünden geçerken gülümsedi Makima ve "Hoş geldin." dedi. 



İlk kurgumu sonunda yayınlayabildiğim için çok mutlu ve heyecanlıyım. Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Her zaman bu iki karakter aynı evrende olsa nasıl olurdu diye düşünürken aklıma bu kurgu geldi ve yazmaya başlamak istedim. Eğer hatalar varsa kusuruma bakmayın lütfen. İlk bölümde görüşmek üzere.

Saya

Adaletin TerzisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin