1.9

36 8 1
                                    


Makima ve Grayson otoparkta arabayı bulup, bindiler. Grayson arabayı çalıştırırken Makima, nereye gideceklerini söyledi "Natclave'ye Tim Chile'nin malikanesine gidiyoruz." Diyerek ön koltuğa oturdu. Grayson, bu duruma şaşırdı, çünkü Makima her zaman arka koltukta yolculuk ederdi. Bir şey söylemeden arabaya bindi ve çalıştırdı. Otopartktan çıkıp, tabelalara bakarak ana yola bağlanmaya çalışırken "Neden Tim Chile'ye gidiyoruz?" diye merakla sordu. Bir anlığına gözleri dikiz aynasına kaymıştı ki -konuştuklarında her zaman bu oynadan göz teması kurarlardı- ama bu sefer tam tersiydi, Makima tam yanındaydı bu yüzden göz teması kurmak her zamankinden biraz zordu. Makima yola bakarken "Kara para aklama." Diye cevapladı. Bir kez daha şaşırdı Grayson, bugün gerçekten ilginç olaylar olmaktaydı. Satoru'nun dönmesiyle ilgilenilmesi gerekirken bunla uğraşmak zaman kaybıydı. "Bay Helmton'nun emri nedir?" dedi. "Kararı bize bıraktı, önce sorgulamayı düşünüyorum sonrasında..." sözünü yarıda kesmişti Makima, bu sonrasında ne yapacağından kaynaklı değildi. Biraz durdu gülümseleyerek kafasını Grayson'a döndü "Grayson, sorgu sonrasında kararı sana bırakmayı düşünüyorum." Dedi. Grayson, kafasını Makima'ya dönemedi yoldan gözlerini ayırmaması gerekiyordu hem yol hakimiyetini kaybetmemek, hem de yolu kaçırmamak için ama Makima'nın hala ona baktığını hissediyordu. Hayatında pek çok insan öldürmüştü bunlar emir olarak ve tehdit olarak gördüklerinden başkaları değildi. Bu kadar önemli bir adam için karar vermesi onun hakkı olmadığını düşünüyordu üstelik verdiği karar yanlış olursa sonuçları herkes için ağır olabilirdi. "Makima Hanım, fikrime danışmak istemenize onure oldum ancak bu çok ağır bir sorumluluk." Diyerek hızlıca itiraz etti. Makima'nın kaşları havaya kalktı, cevaptan memnun olmamıştı "Neden?" diye sordu. "Çünkü aldığım kararın sonuçları herkes için zararlı olabilir." "Yararları da olabilir." Diyerek karşıt düşünceyi ortaya attı Makima, ayrıca Grayson'nun üzerindeki baskıyı da arttırıyordu. Tekrardan itiraz etmeye hazırlanan Grayson'nun konuşmasına izin vermeyerek "Statü farkını söyleceksin, bu beni hayal kırıklığına uğratır Grayson. Aslına bakarsan hepimiz eşitiz gördüğün gibi hepimiz insanız. Seninle onu ayıran statüden başka hiçbir şey yok. Onun parası ve yapmış olduğu işlerden dolayı senden daha üstün görünüyor ama bu çok yanlış. İnsanın hayatı söz konusu olduğunda herkes eşittir." Dedi, kafasını yola tekrar çevirdi yolculuk yarım saattini tamamlamıştı, trafik yoktu ancak yolda araç yoğunluğu vardı bu şekilde giderlerse yarım saat daha yolları kalmıştı. Makima'nın cümlesinden sonra Grayson bir şey söylememişti, doğrusu söyleyememişti, çünkü haklılık payı vardı ve Makima ile tartışmak istemiyordu. Yolun geri kalanı boyunca kimse konuşmadı. Makima akıp giden yola bakarken, Grayson ise yola odaklandı arada Makima'ya göz ucuyla bakarak onun ne düşündüğünü anlamaya çalıştı.

Tim Chile'nin malikanesine vardıklarında saat ikiyi geçiyordu. Kapıda duran korumalar arabanın içinde oturan Makima'yı görünce kapıyı açtılar. Malikanenin geniş bahçesi vardı öyleki arabayı bıraktıktan sonra beş dakikalık bir yürüyüş yolu ile eve ulaşılıyordu. Bu evi almasını Tim Chile'ye sekreter Bay Helmton yatırım amaçlı tavsiye etmişti bir gün bu şekilde faydalı olacağını kimse bilemezdi. Tim Chile'nin olayı açığa çıktıktan sonra Bay Helmton, basından ve olabilecek olaylardan saklanması için buraya gitmesini söylemişti. Yol boyunca sıra sıra hem kendi korumaları hem de Bay Helmton'nun atadığı korumalar ile etraf korunuyordu. Makima ve Grayson'a yolu göstermek için bir koruma eşlik ediyordu. Kapının önüne vardıklarında içerideki korumlardan biri kapıyı açtı, Makima'nın geçmesine izin verdi. Grayson, Makima'nın arkasından hareket etmişti ki koruma eliyle engel olarak Grayson'a engel oldu. "Sadece Makima Hanım." Dedi. Grayson geri çekilirken, "Benimle gelecek." Dedi. "Buna izin veremem. Bay Chile'nin sadece sizin girmeniz konusunda kesin emri var." "Şu an emir verecek bir konumda değil." Diyerek soğuk bir tavırla karşılık verdi Makima. Bunun üstüne koruma bir şey söyleyemedi, Grayson'nun içeri girmesine izin verdi. Chile burayı yatırım amaçlı olarak aldığından dolayı pek fazla eşya ile donantmamıştı, bu yüzden adım sesleri olduğunca çok yankılanıyordu. Salona ilerledikleri sırada Tim Chile onları ayakta karşıladı, hiçbir şey olmamış gibi gevşek tavırla, itici bir gülümseme ile "Makima beni korumaya seni mi gönderdiler?" rahat bir tavırla sordu. Malikanede Makima'nın olmasıyla artık daha rahat hissediyordu. Bu rahat tavır Makima'nın sinirini bozmuştu Chile'nin bu itici gülümsemesini anında bembeyaz yapacak bir cümle kurdu "Belki celladın olmaya göndermişlerdir." Chile'nin ayaklarını aniden tutamaz oldu, önünde duran koltuğa adeta düştü, kalbi o kadar hızlı atmaya başladı ki bir an olsun göğsünden çıkacak sandı. Vücudü o kadar titriyordu ki kimse farketmesin diye kendini sıkmaya başladı. "Böyle bir şey yapamazlar hele benim gibi büyük ölçüde yatırım yapan birine." Diye düşündü. Bir şakaymış gibi gülerken karşısında oturan yüz ifadesi onu hiçte rahatlatmıyordu. İfadesiz bir şekilde hareketlerini izleyen Makimadan gözlerinden kurtulup kısaca etrafına bakış attı. Kaçabilecek herhangi bir yeri aradı gözleri, işte o zaman Makima'nın oturduğu koltuğun arkasında duran Grayson'u farketti. Kaçamazdı, kapana kısılmıştı Makima'yı ikna etmekten başka hiçbir seçeneği kalmamıştı. "Dinle bir hata yaptım hatta büyük bir hata yaptım ama her insan hata yapar değil mi?" sesi konuşurken titriyordu. Karşısındaki kadın cevaptan tatmin olmamıştı "Hata yapamayacak bir konumda olduğunu bilmen gerek. Aldığın her kararı iki kere düşünmem gerek sence senin yaptığın bu hata her insanın yaptığı hataya eş değer mi?" Tim Chile'nin gözleri korkudan dolmaya başladı ne yapacağını bilmiyordu. Bu haline Makima güldü "Böyle konulara senin kafan basmaz zannediyordum, doğrusu beni şaşırttın. Aklına kim girdi?" dedi. Aşağılanmış hisseden Chile, bu işi yaparken yardım aldığı gerçek bile olsa gururuna yediremeyerek aksini söyledi. "Kimse tabiki sadece daha fazla para kazanmak istemiştim." "Yalan." Dedi hemen Makima. Bu kadını kandırmak imkansızdı istediğini almadan bırakmıyordu. Tim Chile, Makima ile gözgöze gelemiyordu kadının ela gözleri adeta içinden geçen bütün düşünceleri okuyor gibiydi, korkutucuydu. "Fazla zamanımız yok Bay Chile çabucak bu işi halledelim." "Beni koruyacağına söz verirsen anlatırım." Diyerek kendini güvenceye almaya çalıştı Chile. "Ucuz adammış." Diye geçirdi içinden Grayson. Adam hiç direnmemişti, bu suçu beraber işlediği kişileri anında kendi çıkarları doğrultusunda satmıştı. Makima, Grayson'a doğru baktı. Grayson, bu bakışı onun ne düşündüğü ile ilgili olan bir bakış sanmıştı ki "Bize biraz izin verir misiniz?" diyerek içeride bulunan tüm korumalarla dışarı çıkmalarını talep etmişti. Chile, korumalarına izin verdi, hepsi dışarı çıktılar.

Makima'nın 'biraz' dediği zaman üzerinden bir saat çoktan geçmişti bile, Grayson neler olduğunu merak etmeden duramıyordu aynı zamanda da rahatlamıştı. Makima ile gözgöze geldiği zaman gerilmişti çünkü bu kadar kısa konuşma üstüne karar vermek onun için çok zor bir şeydi. Kapının önünde beklerlerken sürekli saatini kontrol ediyordu. Saat dördü çeyrek geçiyordu, insanlar mesai saatlerini bitirmek üzererydi, bu saatten sonra hangi saatte dönmek için çıkarlarsa çıksınlar trafiğe takılacaklardı. Makima, Tim Chile'yi korumak için bugün burada da kalmak isteyebilirdi. Bu durum Grayson'nun sinirini bozudu, daha Satoru hakkında konuşulmamıştı bile "Uğraştığımız şeye bak." Diyerek homurdandı. Yaklaşık yirmi dakika sonra, Makima kapıyı açtı korumalar içeri girdi, Grayson Makima'nın yanına geldi. "Bir süre burada kalacak." Merdivenleri inerken Grayson arkasından geliyordu, arabaya binene kadar Makima başka bir şey söylemedi. Yine ön koltuğa oturdu, kemerlerini bağladılar, Grayson arabayı çalıştırdı ardından malikaneden çıktılar. "Korkağın teki, ufak bir tehditle bile her şeyi anlattı." Dedi. "Yine aynı şeyi yapmayacağına nasıl güvenebilirsiniz." Diyerek sordu Grayson, yaptığı şeyi tekrarlayacağını düşünüyordu üstelik Makima'nın onu bu kadar kolay affetmesi ile kendine olan güvenininde geri geleceğinden şüphelendi. "Yapamaz, bundan eminim üstelik kolay kandırılan biri artık ne istersek yapacaktır." Emin bir şekilde konuştu Makima. İçeride ne konuştuklarını merak etti Grayson ancak soramadı, Makima ise anlatmadı. Grayson'nun da tahmin ettiği mesai çıkışına denk gelmişlerdi, trafiğe takıldılar arabalar yarım tur diyebilecekleri kadar tekerleklerini çeviremiyorlardı bile. Güneş batıyorken ışığı Makima'nın sağ yüzüne vuruyordu. Kadının kumral saçları güneşin yansıması ile sarı tonlarına dönüyor ela gözleri ise daha yeşil bir hal alıyordu. Güneşin yüzüne vurmasından rahatsız olan Makima camını biraz açtı, içeri giren rüzgarın bir kısmı onu rahatlatmıştı. Grayson, yola bakarak ilerisini görmeye çalışıyor, parmaklarını direksiyona vuruyordu. Sessizlik garip bir hal almıştı ki "Ne düşünüyorsun?" diye ani bir soru sordu Makima. "Ucuz bir adammış haklısınız, tehdinizle her şeyi anlattı." Diyerek Makima'ya hak verdi. Makima'nın bahsettiği bu değildi, açıkca sormadığını anlayınca "Satoru'nun dönüşünden bahsediyorum." Dedi. Haberi aldıklarından beri tek kelime etmeyen Makima konuyu ilk Grayson'a söylemesi adamı şaşırttı. Trafik zaten durduğundan Grayson, Makima'ya döndü. "Döndüğümüzde, beraber plan yaparız." Dedi. Takımla beraber konuşmak daha doğru olurdu, üstelik bu konuyu arabada konuşmak Grayson'a mantıksız gelmişti. "Onlardan önce senin düşünceni merak ediyorum." Makima bugün her zamankinden ısrarcıydı bu durum Grayson'u zorluyordu. "Acele edip onlardan önce harekete geçmeliyiz diye düşünüyorum." Yanıtladı. "Yanlış düşünüyorsun, önce hareket etmemiz halinde bizim zararımız daha fazla olacaktır." Diyerek karşı çıktı Makima. "Makima Hanım, siz ne planlıyorsunuz?" sonunda sabahtan beri arkadaşlarınında sormak için bir türlü cesaret edemediği soruyu Grayson sorma cesaretinde bulunmuştu. "İlk önce onların hareket etmesine izin vereceğiz bunu ev sahibinin bir tür karşılaması olarak düşün." Diye yanıtladı. "Nasıl bir hamle yapacaklarını bilmiyoruz, sonucu pahallıya patlarsa?" dedi Grayson haklı olarak, hazırlıksız yakalanırlarsa kayıpları çok ağır ve fazla olabilirdi, onları beklemeden harekete geçmeleri gerekmekteydi. "İlk hamleyi onlar yapacaklar ama zarar veremezler, bizim onları kışkırtmamızı bekleyeceklerdir." dedi Makima. Grayson, hala Makima'nın ne düşündüğünü ya da ne planladığını anlayamamıştı, sonunda trafik yavaş olsa da yine hareket etmeye başladı. Görünüşe göre yollarının bitmesine bir saat daha vardı. Yola devam ederken camdan içeri giren rüzgar Makima'nın kahküllerini ayırıyordu, birkaç kere eliyle kahküllerini tarasa da sonra bundan vazgeçti rüzgar ile karışmasına izin verdi. Grayson, geri dönüşte de tabelalara bakıyordu çünkü bu yol her zaman kullandığı yol değildi, şehir dışındaki görevlere de takım ile gidildiğinden genelde geniş transporter tarzı araç kullanılırdı, aracı ise sürüş yeteneği ondan daha iyi olan Sam kullanırdı. Tabelayı gördüğünde sinyalini yaktı aynalarına bakarak kontrollü bir şekide şerit değiştirdi ve ilk yol ayrımından sapması gereken yola girdi. Yolun geri kalanı ile Makima ile sohbet ettiler ne Tim Chile'den ne de Satoru'dan bahsettiler.


Yeni bir bölüm ile yeniden sizlerle beraberim. Güzel yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Bu sefer uzun bir ara olduğu için sizden özür diliyorum. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere.

Saya

Adaletin TerzisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin