12

435 44 60
                                    

❤ 52

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

❤ 52.6k
jisoosbfreal Seventeen güncellemesi 🥺 O'nlar benim her şeyim.

-

Sabah gözlerimi ağır bir baş ağrısıyla açtım. Perdeden içeri giren güneş gözlerimi acıtıyordu. Kalkmak istediğimde kolumda bir ağırlık olduğunu fark edip sol tarafıma baktım. Karşılaştığım şey ise beklemediğim bir manzaraydı: Hong Jisoo uyurken dağılmış saçlarıyla ve hafif şişik yanaklarıyla kollarımın arasında uyuyordu. Bu, ilk defa yaptığımız bir şey değildi ama ben dün buraya nasıl ulaştığımızı hatırlamadığım için içime yayılan panik duygusunu durduramamıştım.

Paniğimin dinmesi adına tekrar ilk uyandığım pozisyona dönüp suratımı ona çevirdim. Olay tamamen paniğimi dindirmek olmayabilirdi, bu fırsattan kesinlikle istifade etmek istiyordum. Hong Jisoo kollarımda uyuyordu.

Biraz kıpırdanmamdan olsa gerek ben onu izlerken gözlerini kırpıştırmaya başladı. Uyanıyor gibi gözüküyordu ve ben şu an hiçbir şey hatırlamıyordum- Siktir.

Aklıma silik bir şekilde gelen anılarla birlikte gözlerimin kocaman açılması bir oldu. Ses çıkarmamaya çalışarak elimi yumruk yapıp aklımdan iyi halt yedin gerizekalı diye geçirirken kafama birkaç kez vurdum. Kafama 500 kez de vursam dün söylediklerim ve yaptıklarımı geri alamayacağım bir gerçekti.

Aklıma gelen şeyle sadece durup çığlık atmak istedim. Ellerimin yüzünde gezişi gözümün önüne geldi, gözlerinde, yanaklarında, burnunda ve... dudaklarında. Evet kesinlikle kafayı yemiştim.

"Ben senden hoşlanıyorum hyung."

"Duyguların karşılıksız değil."

Hatırladığım o cümlelerle ağzımdan çıkan 'ne!' tepkisini durduramadığımdan elimi aceleyle ağzıma götürüp kapattım. Çığlık atmadan odayı terk etmem gerekiyordu.

Duygularım karşılıksız değil mi? Bu da ne demek oluyordu şimdi? Yoksa bunlar bir rüya mıydı ve onları mı hatırlıyordum, en mantıklı seçenek bu gibiydi. Joshua neden benden hoşlanıyor olsundu ki?

"Çok güzelsin Jisoo." Gözlerim git gide daha çok büyürken bir yandan hızlıca yataktan kalkıp yere düşmüş olan şapkamı aldım. Önümüzdeki birkaç saniye içinde uyanacak olduğu esneyişlerinden belli olan Joshua'ya özür diler gibi baktıktan sonra hızla odadan çıktım. Ne diyecektim ki ona? Ne diyebilirdim?

Daha fazla şey hatırlamamayı umarken dudaklarımın, dudaklarına çok yakın bir noktaya değdiği bir görüntü gelmeye başlamıştı. Nefesini ne kadar yakınımda hissettiğimi ve heyecandan kalbimin nasıl fırlayacak gibi attığını anımsadım. Bir dakika, ben onu öpmüş müydüm?

Aklıma daha hızlı bir şekilde yüklenmeye başlayan anılarımla birlikte adımlarım da hızlanıyordu. Sabahın biraz erken bir saati olduğunu düşünüyordum çünkü henüz ayakta olan kimseyi görmemiştim. Çok uzak bir yere gitmiyordum, evin çevresindeki yürüyüş yoluna gidip biraz oksijen almayı planladım. Buna baya ihtiyacım olduğu kesindi.

fan hesabı [seoksoo] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin