Bölüm 23 - Seni Affetmem

604 38 111
                                    

"Amcolu tamam, tamam... Tamam bak yoruldun artık bırak Allah aşkına ya!"

Ramazan'ın kolundan tutma çabasını sert bir hareketle engelledi Veysel. Bacaklarının arasındaki spor aletini bir kez daha sıkarken, inlemeyi andıran bir nefes verdi.

"Az kaldı oğlum bir dur!"

"Ya ne az kaldı amcolu, yarım saattir aynı şeyi söylüyon!" diye isyan etti Ramazan. "Bana bak, bırak o aleti yoksa valla Kenan abiyi ararım ona göre."

"Aman aman!" diye hızla başını kaldırdı Veysel. Kenan öğrenirse onu Gönül Dağı'nın tepesine kadar kovalardı ki bu sefer Veysel korkudan kendi kendine ayaklanırdı yüksek ihtimalle. "Sakın!"

"Bırakıyon mu, bırakmıyon mu?" dedi Ramazan kesin bir sesle. Veysel ofladı.

"Ramço a-"

"Sen bilirsin." diyen Ramazan telefonunu çıkarıyordu ki Veysel bacaklarının arasındaki spor aletini eline alıp hızla kenara fırlattı.

"Tamam! Tamam bak bıraktım!"

O yorgun nefes alış verişlerini düzene sokmaya çalışırken, Ramazan telefonu tekrar cebine koydu ve Veysel'in yanına ilerledi.

"Amcolu..." dedi endişeli bir sesle. "Bak artık aşırı gitmeye başladın haberin olsun. Daha fazla zorlarsan bir sakatlık çıkacak."

"Yeterince sakatlık çıktı Ramazan." dedi Veysel, sinirle bir nefes vererek. "Karışma bana."

Ağıla istediği çalışma ortamını yaptıralı neredeyse iki hafta olmuştu. İki haftadır fizik tedaviden sonra buraya geliyor, kendi kendine çalışmalar yapıyordu Veysel. Ramazan da çoğu zaman endişesinden onu yalnız bırakmıyordu. Bir tarafı hala Veysel'in yaptıklarını desteklemese de bir tarafı onu tek başına bırakmaktan suçluluk duyuyordu.

"En azından Kenan abinin gözetiminde yapsaydın he amcolu? Olmaz mıydı?" dedi Ramazan, orta yolu bulmak isteyen bir sesle. "O da yardımcı olurdu sana."

"Hee, olurdu. Adam şuranın haberini aldığı anda sakat falan demez neşterle deşerdi oğlum beni, manyak mısın?" diye terslendi Veysel. "Abim izin verir miydi sence bu işlere?"

"Haklı sebepleri olduğundan olabilir mi amcolu? Doktor da demedi mi çok dikkat etmen gerek diye?"

"Ya başlama yine Allah aşkına ya." Elini saçlarından geçiren Veysel, ensesinde birikmiş terleri hissederek derin bir nefes verdi. "Neyse, yeter bu kadar ara. Hadi devam."

"Hala devam diyo bak - yorulmadın mı oğlum? Ha? Tamam bugünlük bırak işte burada!"

Veysel onu umursamayarak kolunu uzattı. "Parazit yapma Ramazan. Hadi kaldır beni, şu parkurda çalışacağım biraz."

Ramazan dik dik baktı ona. Veysel sabırsızca çıkıştı: "Ne bakıyon oğlum kaldırsana işte!"

"Allah Cemile yengeme sabır versin." diye mırıldandı Ramazan yavaşça. Gözlerini deviren Veysel'i kollarından tutup kaldırarak yürüme parkuruna tutunmasını sağladı ve geriye çekildi. "Bana bak, on dakikaya gidiyoz ona göre."

"Bakarız." dedi Veysel, kaşları çatıktı; tüm gücünü bedenini ayakta tutmaya vermişti. Yere sürünen ayaklarını kıpırdatmak için kollarıyla platformun demirlerine tutunarak ilerlemeye çalıştı, ama bacaklarında tık yoktu. Dakikalar boyunca devam etti, kollarında artık derman kalmazken öfkeyle baktı bacaklarına.

Neden kıpırdamıyorlardı?

"Ulan sizi adam etmezsem ben..." Kollarıyla yeniden bedenini öne sürüklerken hırsla mırıldandı: "Bana da Veysel demesinler."

One Shots • VeyKen (Gönül Dağı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin