I. Bölüm/ Okula Doğru

72 11 10
                                    

SABRİNA   

   Sabahın köründe okula gitmekten nefret ediyorum. Neyse ki sınav haftasını geride bırakmıştık. Sınav haftası biraz stresli geçse de, gergin değilim. Saat 6.17'yi gösteriyordu. Okulum 8.30'da başlayacaktı. Hızlıca kalkıp yatağıma çeki düzen verdim. 

   Odamın içinde olan kapıyı açtım ve duşa girdim. Hızlı bir soğuk duş aldım, bornozuma sarındım... Sonuçta sonbahar ayındaydık ve havaların sıcak olduğu söylenemezdi. Kendimi ısıtmaya çalışırken aynada birkaç saniye boyunca kendime baktım. Göz altlarımın mor olduğuna şaşmamalı çünkü eğer geç saate kadar telefonda gereksiz vakit geçirirsem, olacağı hep bu olur. 

   Bornozumu vücuduma iyice sabitledim ve havlu dolabından bir saç havlusu aldım. Saçlarımı havluya sıkıca sardım. Daha sonra yüzüme yararını gördüğüm ve her sabah kullandığım kil maskemi yüzüme uyguladım. 15 dakika beklemesi gerektiği için fön makinemi çıkartıp saçlarımı kurutmaya başladım. Saçımı kurutmayı bitirdim fakat telefonumdan saate bakınca maskemin 5 dakikası kaldığını gördüm. Zamanın geçmesini bekledim ve sonunda 15 dakikam dolmuştu. Hızlıca maskeyi yıkadım ve bakım ürünlerimi yüzüme uygulamaya başladım. O sırada mutfaktan birtakım tabak sesleri geldiğini duyunca annemin kahvaltı hazırladığını anladım. Herneyse... Banyoda şimdilik işim bitmişti. 

   Odamdan dışarıya adımımı attım. Tam anlamıyla donuyordum. Bornozum hala üzerimdeydi. Evimizin küçük çamaşır odasına doğru yöneldim. Annemin dün yıkadığı ve şuan mis gibi kokan okul üniformalarımı alıp, tekrar odama yöneldim. Formam gözüme çok kırışık geldi ve bu yüzden küçük ve artık hurda olsada iş gören ütümü çıkarttım. İlk önce okul ceketimi yatağıma serdim ve ütüledim. Daha sonra gömleğimi, süveterimi ve eteğimi de... Artık üşümeye son verdim. Üstümü giyindim. Ve kıyafetime doğru makyaj masamın üstünde duran vanilya kokulu parfümümü sıktım. Bu koku kadar mükemmel birşey görmemiştim. 

   Okulumda abartı olmama şartıyla hafif makyajlara izin verdikleri için makyaj masam oturdum. Göz altlarıma kapatıcıyı süngerle yaydım, üstünden pudrayla geçtim. Kirpiklerimi kıvırdım, rimelimi surdum ve gözüme hafif kahve tonunda far ekledim. Bu göz makyajı ile  yeşil gözleriminin uyumunu fark ettim. Daha sonra annem sesledi. "Hadi Sabrina kahvaltı hazır." dedi. "Gelmek üzereyim." diye bağırdım. Hızlıca kaşlarımı taradım. Hafif allığımı yüzüme dağıttım ve son olarak kiraz aromalı dudak yağımı sürdüm. Telefonumu kontrol ettim. Saat 7.09'u gösteriyordu. Akşamdan hazırladığımım okul çantamı ve kulaklığımı alıp mutfağa yöneldim. 

   "Günaydın anneciğim." dedim. "Sabrina hızlı ol. Geç kalacaksın hemen sofraya otur." dedi annem. Dediğini yaptım. İkimizde sessizce karnımızı doyurmaya başladık. Ben tek çocuğumdur ve annemle yalnız yaşıyoruz. Babam yaklaşık 11 yıl önce -yani ben 5 yaşındayken- bir trafik kazasında can verdi. Düşünmek bana acı veriyor bu yüzden düşüncelerimi bir kenara bırakıp önümdeki yemeği yemeye devam ettim. "Anne sıcak su lazım. Kettleın düğmesine basabilir misin? Termosta kahvemi okula giderken yanıma almak istiyorum." dedim anneme. Annem beni başıyla onayladı ve düğmeye bastı. Saat 7.30 olmuştu. Su bir yandan kaynarken termosumu çıkardım. İçine süt şeker ve kahvemi ekledim. Daha sonra sıcak suyu üstüne boşalttım. Kahvem hazırdı. Okul için metroya binmek için de hazırıdım. Termosumu çantama yerleştirdim. 

   Kulaklığımı taktım ve "Anne ben çıkıyorum görüşmek üzere." dedim ve annemin yanağına küçük bir öpücük kondurdum. Oda bana aynı hareketi yaptı ve "Derslerine önem ver Sabrina" diye beni ikaz ettim. Başımla onayladım ve evden çıkıp metroya yürüdüm. Çalma listemden rastgele şarkı açtım, metroya bindim, kafamı cama yasladım ve  okula doğru yola çıktım...

Bambaşka KrallıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin