Let the sky fall
When it crumbles
We will stand tall
Face it all, together***
Gözlerimi birkaç kez daha kırpıştırdıktan sonra belki de 10. kez tekrar arkama baktım.
İnanamıyordum.
Uğruna harcamadığımız şeyin kalmadığı o lanet senaryoların bittiğine inanamıyordum.
Tüm yoldaşlarım arkamda duruyorlardı. Her zaman bana güvenen, ne yaparsam yapayım beni destekleyeceklerini bildiğim yoldaşlarım...
Gözlerindeki güven, sevinç, heyecan ve aynı zamanda hüzün açıkça ortaya dökülmüştü.
Ben de aynı duyguları hissetmekten kendimi alıkoyamadım.
Bir kez bile duygularını dışarıya yansıttığını görmediğim Yoo Joonghyuk'un gözlerindeki hafif mutluluğu bile gözümden kaçırmadım.
Artık bitmişti.
Yıllarımızı harcayan, dünyamızı mahveden, binlerce insanın ölümüne sebep olan...
Aynı zamanda birbirimizi tanımamızı sağlayan senaryolar artık bitmişti.
Birkaç dakika daha sessizce, kıpırdamadan olduğumuz yerde bekledikten sonra Son Duvar'ın parçalarını yerleştirmeye başladık.
Şimdi de sıra bendeydi. Kalbimin atışını net bir şekilde duyabiliyor, yoldaşlarımın heyecanlı bakışlarını ise sırtımın her yerinde hissedebiliyordum.
Sakin ama kendimden emin adımlarla Son Duvar'a yaklaştım.
Elimi uzatıp Son Duvar'a hafifçe değdirdim. Keskin soğukla birlikte belli birkaç hikayenin kalıntılarını parmak uçlarımda hissedebiliyordum.
Bir yandan çok tanıdık bir yandan da çok uzak hissettiren bu hikayeler yavaş yavaş duvarın üzerinde net bir şekilde görülmeye başladı.Harfler bir araya gelip kelimeleri, kelimeler bir araya gelip cümleleri oluşturdu.
Gözlerimi kör edebilecek kadar parlak bir ışık aniden etrafımızı sarmadan önce gördüğüm son kelimeler kafamın içinde adeta dans ediyordu.
"Ben Yoo Joonghyuk'um."
***
Tüm Kim Dokja's Company üyeleri kendine geldiğinde ne senaryoların ne anlama geldiğini, ne de birbirleriyle geçirdikleri onca zamanın tek bir salisesini bile hatırlamıyorlardı.
Hafızalarını kaybetmişlerdi. Ayrıca şuan üzerinde bulundukları Dünya senaryolar yüzünden mahvolmuş o dünya değildi.
Yaklaşık 13 yıl geriye yani Kim Dokja'nın liseye gittiği zamanlara dönmüşlerdi. Tabi Kim Dokja'nın kim olduğu hakkında tek bir bilgileri bile yoktu.
Birbirleri hakkında da yoktu ki tekrar bir araya gelebilsinler.
Aslında bu son, onlar için en iyi sondu belki de. Birbirlerinin varlıklarından bile haberleri yoktu. Tüm o kötü anıları gitmiş, zaman bilinmeyen bir şekilde geriye akmış ve hayatlarına mutlu bir şekilde devam edebilecekleri kısa bir yol oluşmuştu.
Belki diğerleri için oluşmuştu. Fakat Kim Dokja... Talihsiz Kim Dokja yine kaderinden kurtulamadı.
Ne yaşandıysa hepsini hafızasına kazınmışcasına hatırlayabiliyor, kabuslar yüzünden uyuyamıyordu.
Lisedeyken tehlikeli derecede zayıf olan vücudu bunlara katlanamıyordu.
Bunların yanında bir de içten içe özlediği yoldaşlarını tekrar görememek, görse bile onların onu tanımayacağını bilmek onun durumunu hiç de iyi etkilemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☆love me again☆ - joongdok
Romanceve sonra bir isik gordum. belki onun gozlerinden daha parlak degildi ama... hayatimi altust edecek kadar parlakti anlasilan.