Bu sırada Kim Dokja şok üstüne şok yaşıyordu. Ne yapacağını bilemiyor, gözleri titreyen elleri ve karşısında net bir şekilde duran senaryo penceresi arasında gidip geliyordu
[[Senaryo #1]
Tür: Ana
Zorluk: ???
Koşul: Yoo Joonghyuk'un seni hatırlamasını sağla.
Süre: ???
Başarısızlık: ???
Ödül: Yoo Joonghyuk tarafından hatırlanmak ve tekrar beraber olmak.]Kim Dokja
Nasıl yeni bir senaryo gelmiş olabilir! Anlayamıyordum. Şu son 10 dakika içinde deneyimlediğim hiçbir şeyi anlayamıyordum. Hiç iyi değildim, hem de hiç.
Duygularıma hakim olamadığım için dolan gözlerimdeki yaşları zorla da olsa geri gönderdim. Hayır, ağlayamazdım. Özelikle de onun önünde.
Şimdi bir düşününce...Aslında bir senaryonun gelmesi o kadar da kötü değildi. Tek sorun Joonghyuk'a kendimi nasıl hatırlatacağımdı. He bir de başarısız olursam ne bok yiyeceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Ayrıca "???" şeklinde gösterilen süre sınırım da vardı.
Bu kadar belirsizlik içinde ne yapacaktım ben?
Dürüst olmak gerekirse onunla birlikte olmayı, kahkahalar atarak ettiğimiz sohbetleri, tadı hala damağımda kalan o leziz yemeklerini yiyebilmeyi çok özlemiştim.
Onu çok özlemiştim.
Onun beni hatırlaması için neler vermezdim. İşte şimdi o fırsat ayağıma gelmişti. Bunu güzel değerlendirebilmek ise benim elimdeydi.
Ben düşüncelere dalmışken yan tarafımda hissettiğim hareketlilikle kafamı yan tarafa doğru çevirdim.
Kafamı çevirmemle onun beni bir merak eşliğinde sorgulayan gözleriyle buluşmam bir oldu. Bu gözler, bu hisler... Çok tanıdıktı. O kadar tanıdıktı ki kalbimin yerinden çıkacakmış gibi atmasına neden oluyordu. Beni öldürmeye çalıştığı, aynı zamanda ilk tanışmamız olan o zamanlar, gözlerimin önünden teker teker geçiyordu. Yaşadığım bu deja vu hissi, onu ne kadar özlediğimi adeta yüzüme vuruyordu.
Birkaç saniye süren bakışmamızdan sonra hızlıca eşyalarını yerleştirip yerine oturdu. Bense ne yapacağımı bilemiyor, onunla göz göze gelme korkusuyla kafamı yan tarafa bile çeviremiyordum. Ama hayır, bu böyle olmamalıydı. Deliler gibi özlediğim çocuk tam anlamıyla yanımda oturuyorken elim ayağım bağlı şekilde bekleyemezdim.
Verdiğim ani kararla birlikte elimi ona doğru uzattım. "Selam! Ben Kim Dokja, ya sen?" Elimi ayağımı titretecek derecede olan heyecanıma karşın bu kadar sakin ve bir o kadar da flörtöz şekilde konuşabilmeme şaşırmıştım.
"Yoo Joonghyuk."
Ama böyle cevap mı verilirdi be. O kadar insanlık yapmışız, arkadaş olmak için adını sormuşuz...
Neyse. O her zaman böyleydi zaten. Bazı insanları değiştiremezdik nasıl olsa. Fakat pes etmeyecektim. Ben, Kim Dokja; küçüklüğümden beri sessiz sakin bir çocuk olmuş olabilirim. Ancak şuan, o eski Kim Dokja yoktu karşısında. Ne yapıp ne edip tekrar hatırlatacaktım kendimi.
Elime gelen rastgele defterden bir sayfa kopardım ve çivi yazısına benzese de okunabilen yazımla yazmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☆love me again☆ - joongdok
Romanceve sonra bir isik gordum. belki onun gozlerinden daha parlak degildi ama... hayatimi altust edecek kadar parlakti anlasilan.