(1 hafta sonra)
"Hayır Poyraz amirim! Biz bir haftadır bu adam kim diye araştırıyoruz, Gökhan Güler olmadığından eminiz ama kim bu adam be?"
Yine bir kargaşa, yine olaylar, yine beklenmedik hareketler. Gökhan Güler ismini alarak beni arayan şahışı yaklaşık bir haftadır araştırıyorduk, Poyraz yanımda hızıma yetişmeye çalışırken bende elimde dosyalarla yine adliye koridorlarında koşuşturuyorduk.
"Savcım! Bir durur musunuz artık?" Dedi arkamdan gelen Poyraz bıkkınlıkla. "Ne Poyraz ne? Şuan durulacak zaman mı sence?" Dedim odama girmeden. "Ben durmuyorum sende arkamdan geliyorsun." Dedim ve sonrasında odama girdim.
"Şimdi Gökhan güler 4 yıl önce öldürüldü, beni arayan kişinin telefon numarasından bakmadın mı?" Dedim elimdeki dosyaları masaya koyarak. "Savcım bin kere baktım bin! Yok işte hat meşgul, bitik, yıkık!" Diyordu ellerini sallayarak. "İyi tamam be! Anladık." Diye karşılık verdim.
"Şimdi Poyraz, hat bitik, adam ölü peki ya bu adamın ölü olduğundan emin miyiz biz?" Dedim elimi dudağıma götürerek. "Değiliz Savcım..." Dedi Poyraz. "Bencede değiliz, belki ölü değil ve kendini ölü olarak gösteriyor olabilir." Dedim bilgisayarımdan bir şeyler kurcalarken. "Efe'nin ifadesi alındı mı?" Dedim, "Evet Savcım." Diye yanıt verdiğinde elimi dosyaları vermesi için açtığımda çok geçmeden elime 2-3 sayfa gelmişti bile.
"Şimdi tamam, hadi beni geçtik. Bu adam, kim olabilir ki? Belası benimle değil Efe ve Gülhan'ın ayrılmamasıyla demek oluyor ki, bu Gülhan veya Efe ile yakın biri." Dediğimde Poyraz başını salladı. "Poyraz biraz düşünce ya! Löm löm bakmasana bana..." Poyraz sakince HasbinAllah diyerek arkasına döndü. "Savcı hanım, Güzel Savcı hanım, başarılı Savcı hanım... Sizin benden istediğiniz ne ya?!" Dedi. "İyi tamam be, istemiyoruz bir şey." Diye yanıt verdim. "İş içinden dışarıya çıkabiliyor muyuz?" Diye ekleme yaptım. "Derken?" Dedi ellerini beline sabitlemişken. "Yani düzenli konuşmadan çıkabilir miyim?" Diye sordum tekrardan. Poyraz anlamış gibi başını salladı ama anlamadığı belliydi.
"Kahpesin." Dedim tek kelime ile.
"Neyim!?" Dedi gözlerini açarak.
"Kahpe." Dedim tekrardan.
"Öyle olsun Savcım." Dedi Poyraz elindeki dosyaları alıp dışarı çıkarken.
Tamam Mavi kendine gel kızım, anlıyoruz sinirlisin ama oyunun sırası değil lütfen biraz ciddi ol. Tamam, sakin nefes al ver.
"POYRAZ AMİRİİİİM!" Diye bağırdım Poyrazın arkasından, en sevimli halimle. "Özür dilerim..." Diye eklemede bulundum.
Canım Poyraz amirim, beni hiç ama hiç kırmadan geri döndü odama. Allah razı olsun vallaha başıma böyle aptal ve zeki bir amir bırakmış. "Sizin yanınızda niye şeyiniz yok Savcı hanım?" Dedi "Neyim yok?" Koltuğuma oturdum, "Hani savcıların yanında olur ya, küçük masasında otururlar ben bütün savcıların yanında görüyorum bunları." Dedi, gülümsedim. "Gerek duymuyorum, kendi işimi kendim hallederim." Dedim.
"Kondo osomo kondom hollodorom. Savcım ben olmasam halledemezsiniz, net." Diye karşılık verdiğinde sırıttım. "Hadi canım." Dedim, başını çok bilmişlikle salladı.
Poyraz'ın telsizinden garip sesler yükselince başımı telsize çevirdim, Poyraz konuştu, konuştu, konuştu..
"2 ceset bulundu, gelmen gerekiyor." Sesi kulaklarıma geldiğinde kaşlarımı çattım, şaşkınlıkla Poyraz'a baktım. "Geliyorum, tamam." Diyerek telsizi kapattı. "Ne ne? 2 ceset mi? Kiminmiş? Bende gelebilir miyim? Nolur!" Dedim Poyraz hızla ceketini üzerine giydi. "Hayır Savcı hanım, ben gidiyorum sende burada Gökhan isimli şahısla ilgili araştırma yapıyorsun tamam mı?" Dedi bıkkınlıkla.