Yosod

85 5 6
                                    

Kumların üzerine oturmuş, Taehyung'u bekliyordum. Hava soğuk değildi ama rüzgar esiyordu hafiften. Mavi saçlarımın uçmasına, benim gözlerimi kapattım hayal etmeme yardımcı oluyordu. Aradan sadece 15 dakika geçti ve ben gerçekten hiç sıkılmadım. Çünkü Taehyung ile bir şeler yaptığımızı hayal ediyorum ve bu beni mutlu ediyor.

'Jeon!'

Arkamı döndüğümde siyah saçları rüzgardan uçuşan Taehyung vardı. Bana el sallıyor ve gülümsüyordu. Bende ona gülümsedim ve ayağa kalktım. Aslında hava o kadar soğuk değildi,onun elleri terlemiş ve kızarmıştı, benimkiler ise kupkuru sıcaktı. Yanıma koşarak geldi ve bana sarıldı. Ona karşılık verdim.

'Özür dilerim,gerçekten çok özür dilerim. Kimsenin ailesi hakkında asla kötü konuşmam. Fazla  ileri gittim. Üzgünüm,affet beni...'

Suç sende değil Taehyung,bende dolayı. Ben fazla aptalım. Üzülme.

'Önemli değil. Gel denize gidelim.'

Tek kelime çıkarmadı ve koluma girdi. Sonra birlikte yürümeye başladık.

'Bekle!'

Bir an durdu ve ayakkabısını çıkardı. Çorapları yoktu, çıplak ayaktı. Ayakkabısıı eline aldı ve tekrar koluma girdi.

'Hadi gidelim.'

'Bekle, bende çıkaracağım!'

Evet, bu cümleyi hayatında hiç çıplak ayakla kuma basmamış bir Jungkook söylüyor. sorun mu var?

Ayakkabılarımı çıkarttım ve elime aldı, benimde ayağımda çorap yoktu. Gündüzleri hava çok sıcak olduğu için ayağım terliyor ve ayakkabı yara yapıyor. Kızarık ayaklardan nefret ederim ama senin yumuşak ayakların çok tatlı Taehyung

Gerçekten korkmadan ayağımı kuma bastım ve ayağa kalktım. Çok garip bir his veriyo ama güzel bir his. Sanki ayaklarım gıdıklanıyor mu ne?

'Neden benimle aniden istedin Taehyung?'

Sorum ile denize bakan kafasını bana çevirdi ve bana baktı.

'Aslında ben istemedim, bunu Yoongi istedi. Eğer senden özür dilemezsem Yeontan'ı elimden alacağını söyledi. Sonra ne için özür dileyeceğimi düşündüm. Aklıma ailene karşı hakaret ettiğim geldi ve bende koşarak çıktım. Bu arada, bekle!'

Cebini kurcalamaya başladı ve cebinden bir anahtarlık çıkardı. Üstünde 'Taehyung <3' yazan bir süsü vardı tahtadan.   Beyfendi o benim anahtarlığım

Şuan gerçekten çok garip hissediyorum. Kesinlikle kıpkırmızı olmuşumdur. Düşünsenize sevdiğiniz kişinin evine gidiyorsunuz ve üstünde onun ismi olan bir anahtar düşürüyorsunuz. Ne kadar utnaç verici değil mi?

'Bu senin mi belki senindir diye aldım. Bizimkilerin hiç anahtarlarında Taehyung falan yazmıyor da. Bana o kadar önem vermiyorlar.'

utançla sıcak ellerimi uzattım. O da anahtarı ellerime kavuşturdu. Anahtarı hızla cebime koydum ve önüme döndüm. 

'Teşekkür ederim.'

Denize bakarken ona teşekkür ettim. O da denize döndü.

'Rica ederim. Fakat neden üzerinde benim ismim olan bir anahtarlık taşıyorsun ki?'

Bende bu soruyu sorma anı istiyordum.

"O kadar da önemli değil annem aldı..."

Gerçekten mi Jeon? Annen neden bir müşterinin adını taşıyan bir anahtarlık alsın ki?

the secret number | tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin