🤍🤍🤍Keyifli okumalar diliyorum.^^
🎶Bölüm müziği: Je te laisserai des mots🎶
***
3.bölüm:Başlangıç
Karşımda gördüklerimle kaskatı kesilmiş, yaşananları idrak etmeye çalışıyordum. Her şey gerçek dışı geliyordu. Karşımda sevdiğim insanlar, zihnimde bulanıklaşan görüntüler ve kalbimde hissizleştiren bir acı...Burada, bu cehennemde onlarda esir alınmışlardı. Yaşanan her şey mantıksız geliyordu. Hepsi buradaydı. Ne eksik ne fazla... Karşımda durmuş bana burada ne işin var dercesine bakıyorlardı.
Güvende değillerdi. Hiçbirimiz güvende değildik. Bu korkunç yerde güvende olmak mümkün müydü? Onları bir an için çıkarmak, buradan atmak istedim. Onlara zarar gelmesini istemiyordum. Kendimi toparlamaya çalıştım. Bu bulanık zihinle toparlanmam uzun sürmüştü. Zorlada olsa düşüncelerimin içinde boğulmadan gerçek dünyaya döndüm ve konuşmaya çalıştım.
"Çocuklar..." Ağzımdan çıkan tek sözcük bu olmuştu. Daha fazlasına ne dilim vardı ne zihnim. Yaşardığını fark etmediğim gözlerimden birkaç damla süzüldü. Onları burada görmek görmeyi isteyeceğim son şey bile değildi. Hepimiz tehlikenin ortasındaydık ve buradaki tek hedef bizdik.
Hem yaşadığımız şoktan hem de ruhumuzu saran o hüzünden konuşamazken içinde bulunduğumuz bu durumu bozan Yazgı olmuştu.
"Onları tanıyor musun?" Dediğinde başımı yavaşça sallamakla yetindim.
Daha fazla zaman kaybetmek istemiyormuş gibi Deva hızla bedenime sarıldı. Sarıldığı şey bedenimdi ancak o his ruhumun en derinlerine kadar dokunmuştu. Sarılmak ruhun en derin yaralarını dahi iyileştirirdi. Mühim olan herhangi birisinin sarılması değil yaralarının ilacı olduğunu bildiğin o kişinin sarılmasıydı. Hiçbir ilaç ruha işleyen acılara iyi gelmezdi belki ama kalbinin en derinlerinde sakladığın sevgi her illetin çözümü olurdu. Yeter ki sevmeyi bilelim cevapsız hiçbir soru kalmazdı.
Güven hayatımın hiçbir anında yaşamadığım bir duyguydu. Ne ailemden birisine güvenirdim ne de dostlarımdan. Hayatta her insanın kuşkusuz güvendiği bir kişi olurdu lakin bu güven sonrasında yok olurdu. Ya o kişi gittiğinde ya da o kişi öldüğünde... Kalan ömründe bir daha o denli güvenemezdi insan. Ben de güvenemiyordum hayatımdaki o kişi öldüğünden. Kuşkusuz güvendiğim o kişi dedemdi. Dedem gidince bir duvar örmüştüm kendime diğer insanlarla aramda bir engel olarak. Çok sevdiğim bir kişiye bile tamamen güvenemez, açamazdım kendimi. O duvar engel olurdu buna. Duvarımın taşlarını bir bir indirip benimle tamamen bağ kurabilecek, ona güvenebileceğim kimse olmamıştı o da gittikten sonra. Olmazdı da artık. Olamazdı. Beni benden çok sevmişti dedem. Bir daha çıkar mıydı karşıma beni kendimden daha çok sevebilecek? Ben kendimi seviyor muyum onu bile bilmezken beni gerçekten benden çok seven birisi olabilir miydi? Hiç umudum yoktu. Her hayalimin bir bir battığı dünyada bu da bir gün elbet batardı.
"Duygusallığınız bittiyse bir an önce içeri mi girsek?" Konuşanı düşünmeme bile gerek kalmadan Rüzgar olduğunu anladım. Nerede düşünce yoksunu bir cümle duysam Rüzgar'dan geldiğini anlamak artık pek de zor olmuyordu.
"Ben özlemimi gideresiye kadar beklemek durumundasın." Dedim ve Deva ile kendimi iyi hissedesiye kadar sarılmaya devam ettim. İyi olduğuma emin olunca yavaşça Deva'dan ayrıldım ve diğerlerinin kapıdan geçebilmesi için çekilip elimle yol verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ters Düz 1
Science FictionYa bir gün bilinmezliğe gideni bulsaydınız? Her şey ters düz olsaydı. Hiç tanımadığınız bir yer, hiç tanımadığınız kişiler... Bu bir oyun mu yoksa bir kabus? Bu bilinmezlikden kurtulmak için tek şans oynamak ya da oynamamak. Peki onlar bu oyunu...