☆|0.6

1.2K 89 181
                                    

oy verip, yorum yaparsanız sevinirim!!!🫡

iyi okumalar,

iyi okumalar,

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Sol taraftan." diyerek onu oturma odasına doğru yönlendirdim. "Üzerimi değiştirip, geliyorum." diyerek kendi odama ilerledim.

Sebastian'ın söylediği şeyin etkisinden çıkmamın ardından ona trip atma işini es geçmiş, eskisi gibi normal davranmaya başlamıştım.

Çocuk değiliz, ikimizde olgun insanlarız sonuçta, değil mi? Aynen.

Olgun insanlarız dedikten sonra benim pijamaların ortama giriş şekli.

Dolabımdaki pijamaları süzdüm. Hayır, kesinlikle Sebastian'ın karşısına bunlarla çıkmayacaktım.

Pijamaları es geçerek dolabımdan siyah bir eşofman, üzerinede gri bir sweatshirt çıkarmış, onları giyinmiştim hızlıca.

İşimi hallettikten sonra Sebastian'ın yanına, oturma odasına gittim. Vitrinde duran fotoğrafları inceliyordu.

Gülümseyerek elimi omzuma attım, ve bakmakta olduğu fotoğrafı inceledim. İrfan, ben ve Gözde'nin eski bir fotoğrafıydı.

Kafasını hafifçe bana çevirdi. "Ne kadar önce çekildi bu?" diye sordu ilgiyle. "3 sene önce, Gözde ve İrfan nişanlıydı o zaman." diye açıklama yaptım.

Kafasını sallayarak beni onayladıktan sonra fotoğrafı vitrine geri bıraktı, bana döndü. "Hiç değişmemişsin," dedi. "O günki kadar güzelsin." Bayılacağım.

"Teşekkür ederim." diye mırıldandım çekingen bir tavırla. Şu utanma işini ne yapsak? Yatakta falan mı çözsek acaba Seb?

Arsızca düşüncelerimi abartılı küfürlerle def ettikten sonra Sebastian'ın omzundaki elimi çektim. "Kahve içer misin?" diye sordum utangaçlığımın geçip, konunun dağılması adına.

"İçerim." diye yanıt verdiğinde gülümseyerek, "Yapıp, geliyorum." diyerek mutfağa doğru ilerledim.

Merhaba ben pancar!

Koridorda ilerlediğim esnada aynada gördüğüm kırmızı yanaklarıma ithafen söylemek istediğim tek şey, Ozan Tufan abimin özlü sözü; "Ya böyle bir şey olabilir ya? Böyle bir şey olabilir mi?" olmuştu. Saygılar...

Mutfağa girmemle derince soluklanmam bir olmuştu. Ne bu şiddet, bu celal be kızım? Sebastian Szymanski etkisi diyoruz sanırım buna.

Artık toparlanmam gerektiğini farketmemle birlikte dolaptan kahve kavanozunu çıkardım. Kettle'ın düğmesini açıp suyun kaynamasını beklemeye başladım.

Suyun kaynadığını belirten fokurtu sesleriyle kettle'ın düğmesini kapatıp bardakları çıkarmaya hazırlandım.

Bardakları almak için hafifçe parmak uçlarına yükseldiğim sırada belime değen soğuk ellerle ay! diye bağırıp, arkamı döndüm. Sebastian?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 06 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

teni tenime ; sebastian szymańskiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin