SORGU

147 13 1
                                    

Sarp'

Doktor başka bir şey demeden giderken Elzem tekrar gözyaşlarını akıtmaya başladı. Ellerini yüzüne kapatıp yere çökerken içimin parçalandığını hissettim.

Hıçkırıkları koridorda yankılanıyordu. Efe yanına çöktüğünde Batu dudaklarını birbirine bastırdı. Elzem hıçkıra hıçkıra ağlarken Batu daha fazla dayanamamış olacak ki dışarı çıktı.

"Elzem, yapma böyle."

Bende yanına çöktüm ve omuzlarından tuttum. "Salma kendini.Daha hiçbir şey belli değil, yapma böyle."

Başını omzuma koyduğunda sertçe yutkundum. "Sarp, ona bir şey olmasın lütfen." Çaresiz, kısık, yalvaran ses tonuyla gözlerimi sımsıkı kapattım. "Sarp," dedi bir kez daha. "Lütfen ölmesin Sarp. Bir kere daha kimsesiz bırakmasın beni. Yalvarırım ölmesin."

Kaç kez hıçkırdı, buna benzer kaç cümle kurdu ya da kaç gözyaşı döktü bilmiyorum. Ama onu bu şekilde ağlatan kişi, buna sebep olan kişi kardeşim olmasa onu kendi ellerimle gebertirim bunu biliyorum.

"Senin ne işin var burada Alp?"

Efe'nin sesiyle beraber başını omzumdan kaldırdı. Alp pişman gözlerle bize bakarken Elzem hiddetle ayağa kalktı.

"Seni geberteceğim!" Yanına gidip sert bir tokat attığında başı yana düştü. "Allah'ın belası şerefsiz! Ne yüzle geliyorsun buraya!?"

"Özür dilerim."

"Abim ölüyor! Benim abim ölüyor ne özürü!?" Elzem'in belinden tutup geri çekmeye çalışsamda beni itti. "Bırak Sarp! Ya ben sana yalvardım, yalvardım. Yapma dedim, yaralı dedim, canı yanıyor dedim! Neden ya neden?"

Hiçbir şey demeden başını öne eğdi. "Kaldırsana başını!"

Efe, Alp'in kolundan çekip çıkartırken Elzem tekrar ağlamaya başladı. Tanıştığımız günden beri ilk kez bugün görmüştüm ağladığını.

Ama o şuan ağlamıyordu, o resmen parçalanıyordu ve ben sadece izliyordum.

Ellerini saçlarına koyup oturdu. Hıçkıra hıçkıra içi çıkarcasına ağlıyordu. Saçındaki ellerinden birini çekip boynuna götürdü ve tırnağını batırdı. Nefesleri ağladığı için kesik kesik olsada şuan çok daha kesikti.

"Elzem elini çek." Duyduğunu bile sanmıyordum.

Efe "Ne oluyor?" diye sordu yanımıza gelip

"Panik atağı var diye hatırlıyorum."

Ellerini zorla boynundan çektiğimde boynunun yine çizilmiş olduğunu gördüm. Kucağıma alıp camın önüne götürdüm. Efe hızlıca camı açtı. "Nefes al Elzem bir şey yok hadi nefes al."

Birkaç kere arka arkaya öksürüp derin bir nefes aldı. Kıpkırmızı kesilmişti.

İki kişi yanımıza gelip Elzem'in koluna bir şey enjekte etti. Birisi hemşire birisi de Elzem'in yanında çalışan Sena'ydı "Ne o?" diye sordum.

Sena "Sakinleştirici Sarp Bey," diye cevapladı beni. "Tekerlekli sandalyeye oturtun lütfen. Odaya götüreceğim."

"Ben götürürüm. Bu katta boş oda varsa buraya alabilir misiniz lütfen? Arkadaşımız da burada malum, iki kişide de aklımız kalmasın."

"İki katlı bir hastane biliyorsunuz ve normalde bu katta ameliyatlı hastalar, alt katta diğer hastalarımız olur. Aslında Elzem Hocayı yandaki ek binaya -acile- almamız gerek ama bu defa onun için bir istisna tanıyabilirim."

RÜYA TEKNESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin