Bölüm 9

5 1 0
                                    


Bugün hafta sonuydu. Felix ve Seungmin'i eve çağırmıştım çünkü dün yaşadığım aşırı değişik olan-en azindan benim için- olayı sadece onlara anlatabilirdim.

Stresle tırnak etlerimi kemirirken zil çaldı. Koşarak kapıyı açtım. Gelen kişi Felix değildi. Seungmin de değildi. Minhoydu.

"Günaydın Minigim."

"G-gunaydin Minho hyung. Niye geldin?" Kahretsin, konuşurken çok zorlandım. Aklıma sürekli dün geliyordu ve utançtan yerin dibine girmek istiyordum.

Şuan da sırası olmadığını fark ettim ve Minho'yu içeriye alıp kapıyı kapattım.

"Dün.. Bunu düşürmüşsun." Tuvalette -yiyişmeden önce.- hediye ettiği yüzüğü uzattı. Aniden yeri boylayınca düşürmüşüm. Zaten sonrasında arkama bile bakmadan aşağı inmiştim.

"Ha, teşekkür ederim Minho"

"Konu açılmışken. Dün, ne hissettin?"

Ağzım şaşkınlıkla açılmıştı. Hiç beklemediğim bir soruydu. Biraz düşündüm fakat ne diyeceğimi bilmiyordum.

"Nasıl?" Dedim kaşlarımı hafifçe çatarak.

"Rahatsız mı oldun? Bilinçli mi yaptın yoksa anın etkisiyle mi?" Demesiyle kapının tekrardan çalması bir oldu. Hızlıca oturduğum koltuktan kalktım ve kapıya yöneldim.

"FELİX! HOS GELDİN!" diyip sıkıca sarıldım.

"Hoş buldum jiji. Ama bıraz daha sıkarsan boğulacağım!" Kollarımı gevsettim ama ayrılmadım. Yavaşça salona ilerledik.

"AAA MİNHO HYUNG!" diyip Minho'nun yanina oturdu Felix. "Seni de mi Jisung çağırdı?"

"Hayir. Ben kendim geldim Lixie."

"Seung nerde? Niye gelmedi?" Diyip konuyu geçiştirmeye çalıştım. Hem merakta ediyordum.

"Köpeği hastalandı son anda veterinere götürdük o yüzden geç kaldım bende."

"Hmm anladım." Dedim kafamı sallayarak.

"Ben size atıştırmalık getireyim." Dedim ayağa kalkarken.

"Hayır gerek yok ben gideceğim şimdi." Dedi Minho ellerini sallayarak. Sonrasında ayağa kalkıp kapıya doğru ilerledi.

"Ya nereye gidiyorsun hyung! Hem ben daha yeni geldim. Olmaz gidemezsin." Diyerek ayaklandı ve Minho'nun önüne geçti Felix.

Koşarak kapıyı kilitledi ve anahtarını çıkarttı. Minho ise ondan anahtarı almaya çalışıyordu bende onların bu hâline gülmeden edemedim.

"Jisung! Yakala" diyerek anahtarı bana fırlattı Felix. Havada yakaladım anahtarı.

"Gel hyung al." Tam anahtarı Minho'ya verecekken arkadan Felix el kol hareketleri ile vermememi işaret ediyordu. Arkadaşımı kıramadım ve anahtarı tekrardan Felix'e fırlattım.

"Ya of çocuk musunuz siz? Verin anahtarı gideceğim." Dediğinde Felixle birlikte eş zamanlı olarak "Evet çocuğuz" dedik.

Minho tekrardan Felix'e doğru ilerledi anahtarı almak adına. Fakat Felix tekrardan bana fırlattı anahtarı. Bu sefer tutamadım ve yere düştü. Minho'da bunu fırsat bilerek koşarak anahtara yöneldi. Bende boş durur muyum? Hemen o tarafa ilerledim.

İkimizde anahtarı tutmuştuk fakat Minho'nun eli benim elimin üstündeydi. "Çek elini!" Dedim kızıyormuş gibi yaparak. "Asıl sen çek elini." Dedi sinirle. "Yo çekmeyeceğim!" Dediğimde tırnaklarını elinin altında ki elime batırdı. Acıyla inleyip elimi çektim. Minho da anahtarı alıp kapıya doğru ilerledi tekrardan.

Ama nafile. Bu sefer Felix kapının önüne geçmiş, yavru köpekler gibi bakıyordu Minho'ya. "Olmaz Lixie gitmem gerekiyor." Dedi nazik bir ses tonuyla. Felix en sonunda pes ederek kapıdan ayrıldı ve Minho'yu uğurlayıp salona geçti.

"Neden gitmesini istemedin ki amk." Dedim meraklı bir ses tonuyla.

"Eğlence olsun istedim." Diyerek omuz sirkti ve arkasına yaslandı. Tekrardan konuştu "Sen beni niye çağırdın"

"Şey ben dün.." biraz duraksadım ve yüzüne baktım.

"Eee? Sen dün?" Dedi tek kaşını kaldırarak.

"Minho'yla öpüştüm." Dedim ve yüzümü ellerimin arasına aldım. Utançtan mı yoksa pişmanlıktan mı bilmiyordum ama yüzümü kapatma gereği duydum.

"NE?!" diye bağırıp yüzüme baktı.

"Yanlışlıkla..." dedim inanmasını umarak. Dün yaşananları teker teker anlattım Felix ise beni pür dikkat dinledi.

"Karşılık verdi ama anlık arzuyla mi yoksa gerçekten istediği için mi karşılık verdi çözemedim. Çok karışık of." Kendimi geriye attım ve ellerimi tekrar yüzümle buluşturdum.

"Kesin aşık kanka" dedi Felix ve kahkaha atarak arkasına yaslandı bana ayak uydururcasina. "Ya gulmesene hayırsız!" Diyip
Dizine vurdum. "Tamam ya şaka yaptık." Diyip tekrardan güldü. Ağlamaklı bir sesle ofladim ve ayaklanip mutfağa doğru ilerledim. Felix'te arkamdan geldi.

Evde Ramenden başka hiç bir şey yoktu. Tek yaşadığım için kendime yetecek kadar yiyecek alırdım ve genellikle internetten sipariş verirdim bu yüzden pek şaşırmadım ama Felix'ten azar işitmiş bulundum.

Gecenin bir yarısına kadar bizde kaldı Lix. Sonrasında geç olduğu için ben göndermedim onu. O yatağımda yattı bense koltukta yatmaya karar verdim fakat gece saat 3 sularında korktuğunu ve benim burda rahat olmadığımı öne sürerek karşımdaki koltuğa kuruldu. Öyle uyuya kaldık.

_________________

Pf hayat niye bu kadar sıkıcısın


oha gay misin || minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin