(Bu bölüm düz yazı şeklinde olacaktır.)
Titreyen ellerimle zile bastım. Gojo-san'ın gösterişli evinin yanında üzerimdeki basit bir şort, crop ve hırka üçlüsüyle sönük hissediyordum. Megumi kapıyı açana kadar soğuk terler dökecek gibiydim.
Kapı araladığında karşımda sabah attığı fotoğraftaki gibi yarı çıplak hâlde olan Megumi'yi buldum.
Karşısında beni bulduğu gibi dudağının kenarı kıvrıldı ve zevkle karşısındaki beni izledi.
"Hoşgeldiniz Yn hanım."
"Hoş buldum." Onun baskınlığı karşısında geriliyordum. Midemdeki o hareketliliğin sebebi kelebekler mi yoksa başka bir şey mi bilmem ama üzerimde büyük bir baskı olduğu kesin.
"Neden içeri geçmiyorsun?" Kenara çekilip içeri geçmem için bana yol açtı. "Peki..." İçeri ilk adımı attığımda ve kapı kapandığında bunun bir geri dönüşünün olmayacağını kavramıştım.
Ya düşündüğümün aksine olursa? Belki de beni azarlayacak ve bir daha görüşmemizi istemeyecekti.
Ben gerginlikten dudağımı kemirirken arkamda duran Megumi'nin kolları belime sarıldı ve çenesini omzuma dayadı. Şaşırdığım için ne yapacağımı bilemiyordum. "Megi?"
"Keşke daha önce bana yazsaymışsın." Sesi derinden geliyordu ve bu boğuk kulağımı gıdıklayan ses nedense tahrik olmama neden oluyordu. "Gumi... Kızmadın mı?"
Burnunu boynumda gezdirip kokumu içine çekti. Elleri ise hiç uslu durmuyordu. "Kızmadım. Aksine mutluyum. Malûm ben asla bir adım atamazdım, işimi kolaylaştırdığın için teşekkürler."
Sikeyim yüzüm feci yanıyor!
"Beni korkutmasaydın bunlar daha önce de yaşanabilirdi."
"Üzgünüm..." Söylediklerimi dinlediğini pek sanmıyorum ama kızgınlığa girmiş gibi bana sırnaşması benim de dikkatimi dağıtıyordu.
"İzin vermediğin sürece ilerlemeyeceğiz. Hayır dersen başka bir şeyler de yapabiliriz." Gumi geri çekilip karşıma geçti. Of, hanımcılar en sevdiğim!!
"Tam olarak izin vermem gereken şey ne? Pek anlayamadım da." Kollarımı boynuna dolayıp kasıklarımı ona doğru ittim. Elleri tekrar belimi kavrarken gözlerini bana odaklamaya çalışıyordu ama hemen önündeki dudaklarım dikkatini daha çok çekiyordu.
"Seni şu duvara dayayıp becermeme izin veriyor musun?" Onunla oynamak istemiştim ama Megumi'nin dürüstlüğü beni şaşırtmıştı. Gerçekten de içinde baskılanan bir şeytan var gibi duruyor.
"Çok yaramazsın Gumiii~" Bir elim ensesinde yer edinirken diğeri saçlarına doğru yola çıktı. Dokunuşlarımın onun üzerindeki etkisini rahatlıkla görebiliyordum. Dediği gibi beni duvara dayamamak için iradesi ile büyük bir savaş veriyordu.
"Sana izin veriyorum." Bunu söylemem üzerinden bir saniye bile geçmemişti ki dediğini yaparak bedenimi duvarla arasına sabitledi ve hırsla dudaklarıma yapıştı. Kafesi açılan vahşi bir hayvan gibi bana saldırırken ona yetişemiyordum.
Boynumu dişleri arasına kıstırırken acıyla karışık minik bir inleme dudaklarımın arasından kaçtı. "Gumi~..." Üzerimdeki hırkayı ben daha ne olduğunu anlayamadan çıkarıp bir köşeye savurdu. Onunla gerçekten sevişeceğime inanamıyorum...
"Gumi bekle..." Beni hızla kucağına alıp yanımızdaki salona ilerledi. "Burada yapamayacağız." Bacaklarımdaki enerjinin şimdiden boşalmasına bakılırsa zaten ben de orada dayanamazdım.
Guminin hafif parfümünün kokusu boynuna gördüğüm başımdan çok rahat burnumu dolduruyordu. Bu kokuya hep hayrandım. Ne zaman yan yana olsak kendimi üzerine atmamak için zor dururdum.
Şimdi tamamen benim...
Beni koltuğun üzerine bıraktığında üstüme çıktı ve göğüs aramda durdu. "Rüyanda ne yapıyoruz demiştin." Ellerini söylediğim gibi belime yerleştirdi. Altında ufak bir dokunuş için kıvranıyordum. Bacak arama bastırdığı diz kapağı sinir noktamı uyardığı için çaresiz hâldeydim.
"Gumi ben-" Dudaklarım dişlerinin arasına kıstırıldığında pes ederek kendimi ona teslim ettim. Bu raddeden sonra istesem de Megumi'yi durduramazdım ki zaten öyle bir niyetim de yoktu.
Öpücüğüne yetişmeye çalışırken ellerimi göğsünden başlayarak karın kaslarına oradan da eşofmanına ilerlettim. Parmaklarımı kanca gibi eşofmanına taktıktan sonra aşağıya çekiştirdim. Boğuk kıkırdaması dudaklarımızın arasında kayboldu. "Çok acelecisin."
"Daha fazla bekleyebileceğimizi sanmıyorum."
Megumi'nin eşofmanı gibi benim crobum ve şortum da yeri boyladığında karşısında çırılçıplak kalmıştım. Bu çıplaklık beni utandırmıştı ama Gumi'nin nazik öpücüklerini üzerimde hissedince utancımın yerini yavaş yavaş şehvete bırakıyordum. "Gördüğüm en güzel şeysin..." Lezzetli bir şekeri emermiş gibi dudaklarını bir an olsun benden ayırmadı. "Bana daha fazlasını vermeni istiyorum..."
"Benden istediğin her şeyi alabilirsin..." Kollarımı boynuna tekrar dolayıp onu daha yakınıma çektim ve tamamen kendimi teslim ettim.
Sertleşmiş uzuvunun bacak arama değmesi irkilmeme neden olmuştu. Onu içimde istiyorum... Bana ver...
"Nazik olacağım." Ucunu girişime konumlandırdı ve yavaşça ilerledi. "Gumi çok iyi hissettiriyor..."
"Biliyorum bebeğim..." Onunla tamamen bütün olduğumda delirecek gibiydim. Bu zevk benim için çok fazlaydı.
"Devam edeceğim."
"Lütfen..."
O koltuğun üzerinde kaç kez boşaldım bilmiyorum ama hatırladığım bir şey varsa bu da hayatımda daha önce hiç bu kadar iyi hissettiğim başka bir anın olmadığıydı.
Defalarca kez bütün olmuş ve birbirimize ait her parçayı paylaşmıştık. Belimden dizlerime kadar onun sıvısı her yerimdeydi. Titiz olduğuna inandığım adamın içinde böylesine dağınık birisi olduğunu bilmiyordum.
İkimizin de duracağı yokken en sonunda ben yorgunluktan ölmek üzereyken Gumi tarafından banyoya kadar taşınmıştım.
Az önceki kabalığa tezat bir şekilde benimle ilgilendikten sonra zaten hava kararmaya başladığı için onun yatağında uyuya kalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kirpi🦔 (Megumi X Yn) *Texting/Bitti*
Fiksi Penggemar"Sebişelim?" "siktir ruh hastası"