kutu

465 62 40
                                    

Yeşil çayını yudumladı Chan,eğer ki burada kalıyorsa o yeşil çayı içmek zorundaydı. Masaya baktı ballı orman meyveli krepler adını bilmediği yeşil ama bir o kadar da güzel olan bal kıvamında bir şey ve olmazsa olmaz yeşil çay.

Eğer ki evde olsaydı dışarıdan söylediği pizzayla 2.5 litre kolasını gömer üstüne dondurma yer ve uyurdu, asıl rahatlık o uykudaydı Chan için.

Seungmin'in durtmesiyle seungmine döndü, "hangi lisede okuyorum demiştin?" "Tansu spor lisesi" seungmin onu başıyla onayladı"12-a değil mi?"

Başını salladı Chan, o sırada ağaçların arkasından bir hışırtı duydu Chan ve gelen kişinin bir peri olduğunu anladı bulmuştu başına belayı. Ağaçların arasından sincapa benzeyen küçük boylu ama hafif yapılı bir vücut çıkmıştı ve o nar kokusu burnuna doldu,periler genellikle nar kokardı.

"Seungmin,bu yanındaki ıslak köpek de kim?" Seungmin ona gözleriyle susmasını söylerken bir yandan da "bir arkadaşım zarar görmüştü bende ona yardım ettim" demişti.

Bu jisung'un hiç hoşuna gitmemişti,tam tekrar gıcık gıcık konuşacakken Chan araya girdi. "Bu sidik çayını alır götüne sokarım kelebek" seungmin kendi yeşil çayına asla böyle bir şey söyletmezdi! Söyletemezdi!

"O sidik çayı iyileştiriyor seni Chan." Chan iki saattir bıçakla bolemediği krepini dürüm misali sararak yemeye başladı. Yesem de gitsem diye hepsini bir anda ağzına sıkıştırdı ve tabağıyla beraber içeriye girdi. Hemen yıkadı ve kaldığı yeri biraz toparlayıp seungmine veda etmeye dışarı çıktı, normalde chan 2. Günden gidecekti ama seungmin onu asla bırakmadı.

4.günün sonunda anca izin alabilmişti ondan,eğer ki seungmine kalsaydı onu çok rahat bir hafta tutardı kesin ve net.

"Seungmin her şey için teşekkürler bir ara sende gel bize bana misafir ol?"

Seungmin başıyla onayladı ve chan tam giderken "bekle" diye bir ses çıkardı "sana bir şey vermem gerekiyor." Chan merakla az önceki yerine oturdu,doğal olarak jisungla başbaşa kalmışlardı, jisung ona side eye bakışı atıyordu.

"Bana bak ıslak köpek eğer ki benim minnoş seungminimi ayartırsan götünü deşerim"

"Eğer ki götüme dokunmaya kalkarsan seni Minhoya veririm"

"Minho kim?"

"Şu siyahlı saçlı götsever çocuk"

"Pezevenk misin sen?"

"Ney?"

İkili tartışırken seungmin bir kutu getirdi kutu küçüktü ama chanin ellerine göre,seungmin'in ellerinde orta boyda olan kutu chanin ellerine geçtiğinde minnacık olmuştu.

"Bu kutu da ne?" Diyerek açmaya başladı Chan,tam kutuyu açacakken bir ses duydu.

"Açma christopher" Chan duraksadı,demek ki seungmin bir şeyler hatırlıyordu.

Christopher,chanin lise zamanında kullandığı adıydı ve lise bittiği günden sonra o isim kapanmıştı

Hem de acılı bir şekilde

Seungmine baktığında chanin arkasına baktığını gördü,nereye bakıyordu bu çocuk?

Arkasina baktığında minhoyu gördü, minho ona çok sinirli bakıyordu.

İşte o zaman kral korkuyu iliklerine kadar hissetmişti.

Minho yaklaştığında söylenmeye başladı, Chan şimdi bunun dırdırını çekecekti.

"Nerdesin oğlum sen? Telefonlarıma niye cevap vermiyorsun? Ya sana bir şey olsaydı? Seni ne kadar merak ettim haberin var m-"

Minho içeriden gelen ve elinde dondurma olan jisungu gördüğünde adeta nutku tutuldu ve ilk görüşte bir değişiklik hissetti.

"Bir şeyi mi böldüm?" Diyerek dudağının kenarında çikolata parçasıyla konuştu,minho o çikolata parçasını yemek istiyordu.

"Bu güzel çocuk da kim böyle" Chan o an ikisini tanıştırmaya karar verdi. Ve ayağa kalkarken yine yarasının acısı bastırdı, chanin inlemesiyle bile gözgöze gelmesini bozmayan minsung seungmin'in de dikkatini çekmişti.

"Jisung bu sana götsever diye bahsettiğim minho, minho bu da jisung."

"Chan oğlum beni niye götsever diye tanıtıyosun lan" "Başka türlü seni tanımazdı minho"

——
Arkadaşlar artık okullar başlıyor bölümler böyle sık sık değilde haftada iki ya da üç kere gelebilir ve fici biraz minnoş yapmak istiyorum ama yine de güzel şeyler düşünüyorum fikri olan buraya fikirlerini bırakabilirr sizin duşunceleriniz de önemliii

Sizi seviyorummm

saki ağacıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin