Bölüm 1

910 31 0
                                    

1 Eylül 1975

Bu gün büyük gündü sonunda James ve ben Hogwarts'a gitmek için tren istasyonuna gelmiştik. Trene binmeden önce ailemizle vedalaşıyorduk. Annem"Lydia tatlım iyimisin? Solgun gözüküyorsun"dedi ben de "İyiyim sadece içimde beni rahatsız eden bir his var sanırım okul hayatım pek iyi geçmiycek..." deyince James hemen lafa atlayıp "Bebeklik taslama Lydia"dedi babam hemen "James kardeşinle düzgün konuş!" diye uyardı.

James'de her zaman ki gibi somurtmaya başladı bunu gören Lydia kıkırdadı ve annesine döndü annesi"Tatlım endişelenecek bir şey yok hem James ile birlikte gideceksin eğer bir şey olursa o senin yanında olucak." deyince kız tebessüm edip abisine baktı ve "Bu ukala benim yanımda olmasa da eminim her şeyi kolayca halledebilirim." dedi dalga geçer bir edayla.

1994 Günümüz

Domuz kafasında oturmuş pelerinimin şapkasıyla yüzümü kapatmış içkimi yudumluyordum. Ölüm yiyenlerin hareketleri garipleşmişti ve ne planladıklarını hala çözememiştim. O sırada Aberforth Dumbledore konuşmaya başladı "Uzun zaman olmuştu pelerinli." dedi kafa salladım ve "Evet işlerim vardı" dedim yıllardır içmek için domuz kafasına geliyordum ve bu yüzden Aberforth beni tanıyordu ama yüzümü bir kere bile görmemişti yine da aramızda bir arkadaşlık vardı.

"Öyle diyorsan" dedi ve bir gazete çıkartıp okumaya başladı ve "Tanrım!"dedi şaşırmış bir sesle böyle olunca kafamı ona çevirdim ama yinede yüzüm görümüyordu "Rita Skeeter yine ne yazmış ?" dedim bu kadını sevmiyordum ama Aberfort'u şaşırtan şeyi merak etmiştim.

Gazeteyi önüme koydu ateş viskimden bir yudum alırken haberle ağzımdaki viskiyi bir anda püskürttüm. Haberde Harry Potter'ın isminin 3 büyücü turnuvasına katıldığı yazıyordu hem de zaten 3 tane büyücü seçilmişken."İyide bu nasıl mümkün olabilir?" dedim endişeli bir sesle bunu duyan Aberforth şaşırmıştı "Bu kadar endişelenmen tuhaf pelerinli" deyince hemen kendimi toparladım.

"Sadece artık Hogwarts o kadar da güvenli değilmiş gibi geliyor. Alınma Aberforth. Yani sonuçta Ateş kadehine bile hile yardımıyla adını atabilmişlerse hem de Dumbledore'un kadehi büyülemesine rağmen bu Hogwarts'ın eskisi kadar iyi bir yer olmadığını kanıtlar"dedim sadece Hogwarts için endişeleniyormuş gibi yaparak.

Aberforth derin bir iç çekti ve "Sanırım haklısın pelerinli Hogwarts artık eskisi kadar güvenli değil ama zaten artık ne eskisi gibi kaldı ki?" deyince bardağımda kalan ateş viskisini fondipleyip ordan parayı masaya bırakıp kalktım ve "Görüşürüz Aberforth" dedim o da bana "Görüşürüz pelerinli" dedi.

Ölüm yiyen olduğunu öğrendiğim bir büyücünün evine doğru yol aldım eğer bilgilerim doğruysa bu ölüm yiyeni sorgulayıp neler olduğunu gerekirse işkence yaparak öğrenicektim. Çünkü biliyordum ki her hangi biri Dumbledore'un kendi hazırladığı büyü çemberini geçebilecek kadar kabiliyetli olamaz. Ayrıca içimden bir ses bunun 'O' kişinin işi olduğunu söylüyor ve bunu doğrulamam lazım.

...

Bir süre sonra o eve gelmiştim uzaktan etrafa bakınıyordum kimsenin olmadığını anlayınca içeri gizlice girdim. Evin içinde kolayca girdim ve dışardan şöminesinin ateşi belli olan odaya girdim. İçerde kırklı yaşlarında bıyıklı bir adam vardı ve ona fırsat vermeden adamı büyü ile etkisiz hale getirdim.

Adam yerden doğrulma çalışınca kafasına bir tekme atıp yere iyice sinmesini sağladı ve "Çabuk bana Karanlık Lordun ne planladığını söyle yoksa ölmek için bana yalvarana kadar sana işkende eder en sonunda sen hala uyanıkken kafanı keser ve beyni ordan çıkarıp top gibi tekmelerim!" dedim tehtitkar bir şekilde.

Adam bana korku dolu gözlerle bakıyordu ki bu benim bu işten daha şok keyif almamı sağladı. Adam bana konuşmıycağı ile ilgili bir şeyler geveleyince ona bir kaç işkence büyüsü uyguladım.

Bir süre sonra "Yeter! Lütfen yalvarırım sana bildiklerimi söyliycem ama kes şunu dedi." bende omuz silkerek "Peki" dedim ve büyüyü üstünden kaldırdım.

Bana bildiği tek şeyin Karanlık Lord'u geri getirmek için Harry'i kurban edebilmek için üç büyücü turnuvasını kullanarak Harry'i kurban ediceklerini söyledi. Bende yanımda taşıdığım küçük ama genişletme büyüsü sayesinde büytün eşyalarını koyduğu çantadan küçük bir kutu çıkarttı ve onu adama uzatıp "Senin gibi beceriksiz birini üst kademeye getirecek kadar paslanmış lorduna iyi dileklerimi ilet ve bu kutuyu ona ver" dedi ve tam arkasını dönüp gidecekken "Bunu ona vermezsen ki bunu bilirim seni bulur ve bundan daha beter bir acı yaşatırım. Ayrıca boşuna açmaya kalkışma çünkü bunu sadece lordun açabilir." deyip evden çıktı.

Karanlık sokaklarda ilerlerken aklında tek bir şey vardı eğer Harry'i kurtarmak istiyorsa bu onun karşısına çıkması gerektiğini gösteriyordu ve bunu yaparsa artık ölüm yiyenleri gölgelerden avlamaya devam edemiyeceğini anlamına geliyordu.


All's fair in love and warHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin