Bölüm 7

369 28 8
                                    

Ormana girdim ve ilerlemeye devam ettim. Ardından güvenli olduğunu düşündüğüm büyük ve aşağısında oldukça büyük bir oyuk olan bir ağaçtı. O oyuğa girdim ve oturup kafamı yasladım gözlerim kararıyordu. Fazla kan kaybetmiştim orda pelerinimi biraz yırttım ve yaralarıma baskı uygulamaya başladım.

Ben yaralarım sarıp biraz dinlenme kararı almıştım. Ardından düşünmeye başladım ve ya bugün ölseydim diye düşünüyordum. Ölmek benim için sıkıntı değil ama Harry ile konuşmadan ona gerçekleri anlatmadan ölmek istemiyordum.

Ben kendi içimde çelişkiye girip söylesem mi söylemesem mi? diye düşünürken bir ses duydum ve kafamı o tarafa çevirdim. Yerdeki kan izlerini görünce kendime bir küfür edip oyuktan çıkıp ilerlemeye çalıştım.

Arkadan gelen ses ile donup kaldım "BEKLE!"dedi Harry. Ve konuşmaya devam etti "Merak etme sana zarar vermem" demişti gülüp ona "Bana istesen de zarar veremezsin" dedim.

Bir adım daha atıp "Beni neden kurtardın?" dedi iç çektim ve "Beni dinle Harry Voldemort senin peşinde." dedim sonra kaşlarını çatıp "O her zaman benim peşimde... ama sen bu konu hakkında ne biliyorsun? Kimsin sen?" dedi.

Kafamı eğip "Ben sadece ölü biriyim" dedim. Bakmasam da kafası karışmış yüz ifadesini tahmin edebiliyordum. Gözüm kararmaya devam ederken sendeledim ve ağaca tutundum bunu gören Harry hızla bana doğru geliyorken elimle ona durması için işaret yaptım.

Durup "Yaralısın izin ver yardım edeyim Dumbledore ile konuşursak eğer-" diyordu ki bende "Sakın kimseye bir şey söyleme!"dedim ama acımla yere çöktüm. Omzum iyice kanamaya başlamıştı. Bana uzanan elle kafamı hemen oraya çevirdim ve bana "O zaman Hagrid'in kulubesine gidelim orda yaranla ilgileniriz"dedi.

Ne yapacağımı bilememiştim. Gitmek ve gitmeme arasında kaldım. Yaram kötüleşmişti ve belki bu fırsat ile Harry'ye kim olduğumu söyleyebilirdim belki diye düşündüm. Biraz düşündükten sonra "Peki... ama Hagrid dışında kimseye bir şey söyleme!"dediğim zaman gülümsedi ve "O zaman anlaştık" dediği zaman ağzımdan yanlışlıkla "Gülümsemen babana benziyor" dedim bir anlık kafa karışılığı ile.

Durdu ve "Ne?" dedi lanet olsun çok büyük pot kırdım. Gözlerinde bir parıltıyla "Cidden benziyor mu? Onu tanıyormuydun? Nasıl biriydi?" ard arda sorular sordu.

Kafamı aşağı yukarı salladım sanırım her şeyi açıklamam gerekiyor artık ona kafamı çevirdim ve "Bunu sana sonra anlatıcam ama lütfen biraz sabırlı ol çocuk. Bu gidişle hiçbir şey söyleyemeden kan kaybından ölücem." bana bakıp heyecanla kafa salladı ve kolumdan tutup kalkmama yardım etti.

Birlikte Hagrid'in kulübesine kadar gittik ve Harry kapıyı çalarken merdivene oturdum başım çok kötü dönüyordu ve her şey git gide bulanıklaşıyordu. Hagrid kapıyı açınca beni fark etmemiş olacak ki "Harry burda ne işin var?" dedi neşeli bir sesle Harry "Şey aslında yardıma ihtiyacım var" dedi ve biraz kenara kaydı onlara sırtım dönük olsam da Hagrid'in surat ifadesini tahmin edebiliyordum.

Bir şey demeyince "Uzun zaman oldu Hagrid" dedim yorgun bir sesle Hagrid bir anda kendini toparladı ve "Kimsin sen?" dedi elinde sonunda olucağını bildiğim için pelerinimin şapkasını açtım ve arkamı döndüm yüzüme şaşkınca bakıp ağzını açtı ve "Lydi-"sözünü bitirmesine izin vermeyerek "Hagrid!" dedim sert bir şekilde ve bakışlarımla Harry'yi işaret ettim.

Hagrid anlamış olacak ki sustu ve bizi içeri aldı. Ardından konuşmaya başladı tekrar "Senin öldüğünü sanıyordum yana biliyorsun..." dedi ve sustu "Herkes benim öldüğümü sanıyor ve yaşadığımı sadece 2 kişi biliyor ve tabi bir de şimdi siz" dedim sandelyeye oturarak.

Harry en sonunda dayanamayıp "Siz bir birinizi nerden tanıyorsunuz?" dedi bende "Anlatıcam sadece... şu lanet yara ile ilgilenebilir miyiz artık yoksa cidden ölüp kalıcam şurda!" dedim kafam iyice gidiyordu zaten yeteri kadar dayandım be. Biraz daha dayanmayı vücudum kaldıramaz.


All's fair in love and warHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin