Uyanalı çok olmuştu. Öylece yatakta telefona bakarak kahvaltı saatini bekliyordum. Giyinmiştim, elimi yüzümü yıkamış yapacak birşeyim kalmamıştı. Dedemin en gözde torunu bendim çünki tek kızdım. Bütün kuzenlerim erkekti kısacası bir hayvanat bahçesiydi.
Sorunda buydu. Dedem ailemin tek bir evde yaşamasını istiyorum deyip kocaman bir yalı almıştı. Yalıyı kısaca anlatırsak ortada kocaman bir alan vardı genellikle orada oturur sohbet ederiz. 5 kat var garip bir anlatış şekli olacak ama başka bir şekilde anlatılamaz.
Katlar koridorlardan oluşuyordu. Her katta 15 oda vardı. Ama 5.katta aileler kaldığı için 7 oda vardı. Koridordan aşağıya baktığımızda söylediğim büyük alanı görüyorduk. Ben ilk kattaydım.
Saat 8.00 olunca aşağıya indim. Herkez yavaş yavaş iniyordu. "Günaydın" deyince 34 kişi aynı anda günaydın dedi. Herkesi tek tek tanıtamayacağım ilerledikçe hepsini öğreneceksiniz. Ailelerde aşağıya indiğinde uzunlamasına masa doldu. Dedem geldiğinde herkez ayağa kalktı.
İzin aldıktan sonra oturduk. Hizmetliler masayı 7.45 'te kurmuş olmaşarı gerekiyordu. Herkez yemeğini yemeye başladı. Ciddi bir ortam gibi görünüyordu ama gerçekten çok samimiydi. Dedem pamuk gibi bir adamdı. Aileler torunlarına bağırınca uyardığı için ailelerde katı değildi. Kuzenlerime söyleyecek bir şeyim yok.
Karşımda oturan hakan ayağıma bastı. Sinirle ona döndüğümde sırıtarak bakıyordu. "Dede yemeğimi sabote ediyor karşımdaki ayı" dedim. "Sallama lan çakma sarı" dedi hakan. Dedem neşeyle kahkaha attı. "Boşver kızım uğraşıyorlar işte" dedemin sakince söylediği cümleyle yemeğime devam ettim.
Hakanın yanındaki kızıl ve kıvırcık saçlı olan kuzey. "Pişt asyalı diplerin çıkmış çakma olduğun belli oluyor" sinirle nefes aldım. "Ay burnumdan getirdiniz bugün gidip tekrar eski saçıma dönücem yeter! aa sizlemi uğraşacağım ben?" dedim dolmuş bir şekilde.
"Asel kızım bence saçın çok güzel ama değiştirmek istiyorsan para vereyim değiştir." dedi dedem. Hakanla kuzey kahkaha attı. "Lan psikopat gibi gülüp durmayın ben bıktım kız yerine" dedi yanımdaki buğra. "Dedecim sen güzel diyorsan güzeldir ama bunlar çekilmiyor değiştireceğim para için sağol bende var" deyip dedeme öpücük attım.
Kayra bana iğrenerek baktı. "Yalaka" diye mırıldandı. Serpil teyze "tama çocuklar yemeklerinizi yiyin sonra tartışın" dedi.
Herkez yemeğini bitirdi 5-6 kişi aşağıya fifa oynuyordu. 4 kişi telefondan oyun oynuyordu. Bazıları kütüphanede ders çalışıyordu. Üstümü giyinmiştim. Altıma kot pantolon üstüme beyaz crop giydim. Yanlız gitmek istemiyordum. Üst kata çıkmaya üşendiğim için yan odamdaki buğranın odasına ilerleyip kapısını çaldım.
"Gel" içeri girdim. Paşam yatakta yayılmış telefona bakıyordu. "Ne oldu güzelim" dedi. yalıdaki insanlar çoğunlukla yani sadece kuzenler böyle kelimelerle sesleniyoruz. Hoşumuza gidiyor. "Ya baby face saçımı eski haline döndürmeye gideceğim sende gelsen olurmu yanlız gitmek istemiyorum" başını sallayıp telefonu bıraktı.
"Çıkışta AVM'ye girebilirim ama" dedim. Ofladı. "Yarım saatten bir dakika bile fazla durmam" dedi dolabından kıyafet çıkarırken. Üstüme baktı. Muhtemelen aynı kombin renklerinden yapacaktı. "İyi hadi çık odamdan bekle kapının önünde" gülümsedim. "Sarılayimmi?" dedim.
Gelmesine mutlu olmuştum. Gülerek kollarını açtı. "Gel baş belası gel" hızlı adımlarla gidip kollarının arasına girdim. Boyum göğsüne geliyordu. Buğra dan abi sevgisini çok fazla alıyordum. Diğerlerine karşı beni koruyanlar dan birisiydi. Dışarı çıktığımda oda geliyordu falan işte.
Ayrıldım. Ve gülümseyip odadan çıktım. Kapının yanına çömelip beklemeye başladım. Dedemin koridorda yürüdüğünü gördüğümde ayağa kalktım ve saygıyla başımı eydim. Gülümseyerek baktı. "Nereye böyle buğrayımı bekliyorsun yine" dedi. Başımı salladım. "Evet dedeciğim buğrayı bekliyorum saçımı eski haline getireceğim" gülümseyip elini cebine attı ve 3.000 tl verdi. "Bunu al belki lazım olur" tekrar saygıyla başımı eydim.
"Teşekkür ederim" dedim. "Rica ederim canım kızım ne demek" dedi ve gitti. Parayı çantama koydum. Buda bir çıkamadı. Kapıyı çalmadan direkt açtım. Üstünü giyinen buğra'ya baktım. "Hadi ya! Ağaç oldum meyve vereceğim birazdan" kahkaha attı. Kimsenin duymaması için kapıyı kapattım ve yatağına atladım. "Pişt baby face dedem 3bin verdi harcayalımmı" sinsi gülümsemeyle bana döndü.
"İşte benim kızım! Tam adamına denk geldin" dedi. "Hadi hazırım çıkalım." dedi. Tam tahmin ettiğim gibi üstüne beyaz tişört altına kot ve Converse gitmişti benim kombinimin aynısını yapmıştı. Odadan çıktık aşağıya indiğimizde oyun bağımlıları bizi farketmeden yalıdan dışarı çıktık. "Arabaylamı gitseydik" dedi sıkkınlıkla.
"Hayır ya yürüsek ne zararı olacak" dedim. "İyi sen bilirsin" deyip bana ayak uydurmaya başladı. Elini omzuma attı. "Asel güzelim verdiğin taktikler işe yaradı baharla çıkıyoruz" dedi. Yalandan sesli olmayacak bir şekilde alkışladım. "Tebrik ederimm" dedim. Elini saçıma götürdü ve sertçe okşadı. "Aa hayvan elin ağır yavaş" dedim sitem ederek.
Tekrardan yavaş bir şekilde okşadı. "Ha şöyle" tekrar elini omzuma attı. Karşıdan arkadaşım emir geçiyordu. Bana bakınca buğranın kolundan kurtulup koşarak emire sarıldım. "Naber güzellik" dedi. "İyi sen" ayrıldım. "İyi bende" yanımdaki buğra'ya baktı. Bende ona bakınca emire ölümcül bakışlar attığını gördüm. "Merhaba güzel çocuk tanıştığıma memnun oldum buğra ben" dedi dişini sıkarak ama gülümsüyordu.
"Me-merhaba emir ee asel neyse görüşürüz sonra öpüldün" dedi korkarak. Uzaklaştı. "Ya biriniz bitiyor diğeriniz başlıyor. Sizin yüzünüzden çevremde erkek kalmadı" dedim. İlerlerken. "Ben birşey yapmadım kendi kaçtı yavşak" ağzını taklit ettim. Kuaförün önüne geldik durup buğra'ya baktım. "Saçımı yapan adama bir kelime edersen konuşmam senle" diyip içeri girdim.
Yeni hikayeden selammm
Umarım beğenirsinizz <3