Merkitler zamanında Teymur çinin babasının onların annesini çaldığını unutmamışdı. Bu yüzdende Teymur çinin babası Merkitler ile sülh oluşturmak için 9 yaşında Teymur çini merkitlerden bir kızı seçib, büyüdüyü zaman onunla evlenmesi için Merkite doğru yola çıkardı. Teymur çin ise buna karşı çıkamadı.
Sürü ile giden atlılar küçük bir çadırın karşısında durduktan sonra Teymur çinin babası "Burada benim arkadaşım yaşıyor. Gece onun yanında kala biliriz." diye konuşdu ve atları çadır yanına bırakıp sırayla atlardan indiler. Taysu çin çadırdan çıkıp kollarını genişce açarak "Hoşgeldin Yasugey" diyerek gülümsemesini genişletti ve ona sarıldı sonra "Oğlun oldukca büyümüş" diyerek yanındaki küçük çocuğu süzdü ve çadıra davet etdi. Uzaktan atının yanında olan Teymur çine bakan küçük kız ona "Senin ismin ne?" diye sordu. Temur çin kıza taraf dönüp ismini söyleyerek cevap verdi ve konuşmasına devam etdi "Ama ilk ben sormalıydım". Teymur çin bir ara arkaya dönüp küçük kızın varlığını test edip yeniden önüne döndü. Küçük kız yeniden Tuymur çine "Kaç yaşın var?" diye sordukdan sonra Teymur çin atından oldukça eskimiş halıyı indirerek "9" diye cevapladı. Küçük kız kendi kendine sırıtmaya başladı, "Benden sadece bir ay küçükmüşsün." diyerek yanıtladı.
Sonra gözlerini büyüterek "Buraya neden geldin?" diye merakla sordu. "Kendime nişanlı seçmek için" diyerek dudağını yukarı kıvırdı ve konuşmasına devam etdi "Merkitlerin yanına gidiyorum. Bu gece burda kalıcaz." deiyerek konuşmasını bitirdi. Küçük kız onun söylediklerine karşı çıkarak "Ama sizin soyunuz bizim soyumuzdan nişanlı seçiyor" diyerek kaşlarını çatdı. Tepki almadığını fark ettiğinde ise "Hoşçakal Teymur Çin" diyerek somurtup gitmek isterken Teymur çin ona "Peki senin ismin ne?" diye sorarak kızın gitmesine karşı çıktı. Küçük kız cevap olarak "Barta" dedi. Devamında ise "Eğer birazcık aklın varsa beni seçersin" diyerek arkasına bakmadan koşdu.
Çadırın arkasında çocuklar bir-birlerini yıkmaya çalışıyorken Yasugey, Teymur çin ve arkadaşı Taysin çin geldiyordu. Yerdeki adam çocukların dövüşü ile ilgili "Bak, gördün mü nasıl devirdi" diye yaptığı yorumu Taysin çin duyduktan sonra gülümseyerek kalk bizde dövüşelim dedi. Önce şaka olarak kabul etdi sonra Taysin çinin ciddi olduğunu anladı ve kalkarak ona taraf koştu. Kavga bittikten sonra Taysin çin karşısındakinin üstüne oturp dalga geçermiş gibi "Aptal olduğun gibi güçsüzmüşsün" dedi ve kendisi dahil herkes kah-kaha atmaya başladı.
Uyuma saati geldiğinde ateşin etrafında oturan Teymur çin ve uyumaya çalışan Yasugey konuşmaya başladılar. İlk önce Yaugey kendi kendine mırıldanarak "Bu sivri sinekler çok kötü ısırdığından uyumak olmuyor" diyerek vücudunu kaşımaya başladı. Teymur çin babasına "Ben burda kız seçmek istiyorum" diyerek elindeki dalı ateşe sürtmeye devam etdi. Babası ise "Neyine lazım. Bu soy güçsüz. Tavsiye etmiyorum. Merkitlerden kız alırız" diyerek göğsünü kaşımaya devam etdi. Teymur çin ise babasına "Akıllılar burdan kız alıyor" dedi. Yasugey gülümseyerek "Merkitlerle barışmam gerek, ama bunlarada şans vericem. Eğer seçemezsen hakaret etmiş olursun". Teymur çin merakla "Soyları zayıfsa neden hakaret olunmalılar?" diye sordu. Cevabında ise "Şimdi sana söyleğiceğim şeyleri asla unutma. Önemli olan kendine nişanlı seçerken hata yapmamak." Çocuk "Onun yüzü tuzlu gölünün yüzeyi gibi omalı" babasının sözünün devamını getirdi. Babası ise karşılığında sadece gülümsedi.
Sabah oldu ve Teymur çinin nişanlısını seçme zamanı geldi ama seçmeden önce babası ona seçiliceği hakkında tavsıyeler verdi "Seçeceğin kızın gözleri şaşı olmalı ve en önemlisi ise seçerken kızın bacaklarının kuvvetli olması gerekiyor. Kızın bacakları ne kadar kuvvetli olursa erkekde o kadar mutlu olur" diye yerine geçdi. Teymur çin gezerek kızları kontrol ediyor ve babasının söylediklerini uyguluyordu. Seçeceği kızı aramak için gezerken bir kızda durdu ve "Seni seçiyorum dedi". Bu kız yeni geldiğinde tanıştığı kız olan Barta'ydı. Barta onları izleyen Taysin çinin yanına, Teymur çin ise onun yanında oturan Yasugeyin yanına oturdu. Taysin çin Yasugeye dönerek "Oğlun doğru seçimi yapmış Yasugey. Bu bizim için büyük bir şeref" diyerek Yasugeye taraf bakdı. Yasugey cevabında gülümseyerek "Doğru yada yanlış yapdığını bilmiyorum bunu zaman göstericek. Şimdi eve döne biliriz. İyi kadın erkeyin desteyidir." dedikten sonra Teymur çin gülümseyerek Barta-ya bakdı. Taysin çin Yasugeyin sözlerini doğrulayarak "Doğru sölüyorsun. Bu benim soyum için büyük bir şeref. Oğlun Teymur çin ve Barta yildan sonra evlene bilirler." dedikten sonra Taysin çin ve Yasugey karşılarındaki kaseleri yukarı kaldırdılar ve Taysin çin söyledi "Şimdi ise oğlunun şerefine içmek istiyorum" diyerek kasesini Yasugeyin kasesine vurarak içdi.
Geri dönme zamanı gelmişdi. Dönmeden önce Teymur çin Barta-nın yanına gelip ona bir kemik uzatarak "Bu beyaz karganın kemiyi, onu ovuşturup dileyini söylersen tuttuğun dilek gerçekleşicek" söyledi. Barta kemiyi eline alıp incelerken Teymur çin "Ben 5 yıldan sonra geri dönücem." dedi ve küçük kız kafasını oynatarak tamam diye işaret etdi. Teymur çin babasının yanına gitdi. Babası kaşlarını çatarak "Neden sözümü dinlemiyorsun, yalnızca kendi bildiyini yapıyorsun" derken oğlu sakince atına biniyordu. Teymur çin katiyyetle "Onu ilk defa gördüğüm anda anladım ki o kız benim nişanlım olucak" diyerek atını yavaşca sürmeye başladı. Babası ise arkasından sinirlenerek "Merkitlere ne söyliyicem ben? Düşündükce deli oluyorum. Bunu asla affetmiyicekler." dedikten sonra sakinleşerek "Olacağa çare yok gidelim" dedi ve o da atını sürmeye başladı.
Yolda giderken Yasugey önde susarak gidiyordu. Bir süreden sonra Yasugey oğluna dönerek "Sen doğru yaptın. Erkek kendi kadınını kendisi seçmeli" söyledi ve yoluna devam etdi. Ard-Arda gelen karanlık bulutlar ve gök gürültüsü sesini fark eden Yasugey kayalıkların yanında durmaları ve burada dinlenmeleri gerektiğini söyledi. Yıldırımlar git gide artarken Yasugey Teymur çine sordu "Yılldırımdan korkuyormusun?". Cevabında ise Teymur çin "Evet korkuyorum" dedi. Yasugey gülümseyerek "Yıldırımın çakması tanrımız Tenqrinin sinirlenmesi manasına geliyor. Bu yüzdende tüm mongollar yıldırımdan korkuyor. Herhalde tanrımız Tenqri bize çok sinirlendi" diyerek Teymur çini kucakladı.
Yıldırımlar dindikten sonra herkes atlara binip yola devam etdi. Bir derenin yanından geçerken durdular ve arkadan birisi Yasugeye "Bakın, görüyormusunuz düşmanlar karşıda" söyledi. Yasugey ise karşılığında "Ne olmuş, dinlenmek için bulduğumuz yerde kan dökemeyiz." diyerek atını durdurdu ve atından indi. Bir süre geçtikten sonra karşı taraf Yasugeye içki yolladı. İçikiyi getirne adam Yasugeye "Sahibimin gönderdiyi suyu kabul edin" diyerek elindeki kaseyi Yasugeye uzatdı. Yasugey adamın elinden kaseyi alarak "Kabul ediyorum dedi" ve eline başka bir kase alarak içine içki doldurdu ve kenardan et kabını alarak ikisinide adama uzatdı. Adam geri döndükten sonra Yasugey içkiyi içmek istedi ama yanında oturan adam ona "Yasugey izin ver içkiyi ilk kul içsin". Yasugey buna karşı çıkarak "Onlar bizim düşmanlarımız ola bilir ama içkini onlarla birlikte içicem. Eğer ben Yenisey Han geleneklerine uymazsam dünya alt-üst olur" diyerek içkisini içti.
Dinlenmek bitdi ve herkes oturduğu yerden kalkarak atına bindi ve yola yoluna devam etdi. Yolda çölün ortasında birden-bire Yasugey fenalaşdı. Onun yanına gelen adam ona durması gerktiğini söyledi ama Yasugey sinirlenerek "Hayır, yolumuza devam edicez" diye yanıtladı ve atını sürmeye devam etdi. Ama bir kaç saniye sonra atından düşdü. Teymur çin ve diğer mongollar Yasugeyin yanına geldiler. Teymur çinin arkasındaki birisi "Bizim hanı düşmanlar zehirlediler" dedikten sonra Teymur çin sinirlenerek arkasına dönüp elindeki sopayı adamın gözüne vurdu. Teymur çinin bu haraketinden sonra mongolların hepsi Teymur çinden ayrıldı ve çölün ortasında yalnızca 9 yaşındaki Teymur çin ve ölmek üzere olan Yasugey kaldı. Yasugey ölmeden önce "Senden ayrılıyorum oğlum. Artık han sen olucaksın. Güçlü ol. Mavi göklerin sahibi yüce tanrımız Tenqriye sana bu yolda yardımcı olması için dua et." söyledi ve bu sözlerden sonra Yasugey öldü.