Teymur çinin atı sahibini belinde annesi Höelinin yanına getirdi. Höelin oğlunu yaralanmış halde gördüğü an elindeki çamaşır sepetini yere atarak onun yanına geldi. Höelin Teymur çinin yarasını iyleştirdi. Bundan sonra Teymur çin kan kardeşi olan Camukayın yanına geldi. Camukay onu görünce sevindi ve "Hoşgeldin kardeşim" diyerek sıkıca sarıldı. Sarılmayı bitirdikten sonra "Seni iyi gördüğüme sevindim" dedi. Teymur çin gülümseyerek "Sana hediye getirdim" dedi ve elindeki montu Camukaya gösterdi. Camukay montu sevinerek alıp giyindi. Sonra ikiside birlikte çadıra girdiler. İçeride sohbet ederken Camukay Teymur çine "Mongollar yalnız kadın için savaşıyorlar. Yalnız şeref için vuruşuyorlar" dedi ve biraz duraksamanın ardından "Hemen şimdi Tayçara sana iki kadın getirmesini söylerim" dedi ama Teymur çin "Bana Barta lazım. Başka hiç kimse" dedi. Camukay gülümseyerek "Teymur çin, senin ilk sevdiğin kadın Barta oldu. Sen yalnız onun ayaklarının güçlü olduğunumu düşünüyorsun" diyerek kah-kaha atdı. Teymur çin ise sakinliğini koruyarak "Üzgünüm, ama benim hiç zamanım yok" dedi ve Camukayın kah-kahası birden-bire kesildi.
Bu konuşmaların ardından içeri bir adam girdi ve önce Camukay ve Teymur çini selamladı sonra ise Teymur çinin yanına oturdu. Camukay oturan adama bakarak konuşmaya başladı "Taykerik, Merkitler kardeşime hakaret etdiler". Camukay lafını bitirdikten sonra uzun bir süre düşündü ve Teymur çine taraf dönerek "Kaç dövüşçü bula bilirsin?" diye sordu. Teymur çin "Benim kendi kılcım var ondan başkada bir-iki dövüşçü getire bilirim" diye Camukayın sorusunu cevapladı. Camukay üzülerek "Bu çok az kan kardeşim. Sana daha fazla dövüşçü lazım" dedi. Teymur çin "Biliyorum. O yüzden senden yardım istemek için buraya geldim" diyerek Camukaya taraf baktı. Camukay bu kelimelerden sonra düşündü ve ayağa kalkarak kılıcını aldı ve Teymur çine taraf dönerek söyledi "Tamam. Sana yardım edicem". Bu zaman Teymur çin gülümsedi ama Camukay lafına devam ederek "Bir sonraki yıl gideriz" dedi. Teymur çin bir anda üzüldü ve "Neden şimdi gitmiyoruzda bir sonraki yıl gidiyoruz?" diye sordu. Camukay "Bir sonraki yıl gidersek bizim için daha iyi olur" dedi ve Teymur çini kucaklayarak kulağına yavaşca "Ama sana söylediğim kadın meselesini hiç kimseye söyleme" fısıldadı.
Teymur çin ve Camukay dışarı çıkarak atına bindi ve yanına bir kaç asker daha alarak yola koyuldular. İstedikleri yere geldiklerinde Camukay Teymur çine "Burası Merkitlerin toprağı" diyerek kayalıkların içine girdiler. Uzun süren bir sessizliğin ardından Camukay kayalıkların arkasında haraket eden bir şey sezdi. Hemen sonra binlerce kayalığın arkasından çıkan Merkit savaşçıları Camukay ve Teymur çine doğru saldırdılar. Merkitler Camukayın bir çok dövüşçüsünü öldürüyordular ama Teymur çin ve Camukay hala hayatdaydı. Bir Merkit savaşçısı Camukayın atına mızrak saplayarak atını ve Camukayı yere düşürdü. Yere düştüğü anda başka bir Merkili ona mızrak saplamak istedi ama Camukay karşısına kalkanı tutarak kendini korudu. Bir süreden sonra kalkan delindi ve mızrak nerdeyse Camukayın gözüne batıcakdı. Ama arkada gelen Teymur çin Merkitlinin beline kılıç geçirerek Camukayın hayatını kurtardı. Dövüşmeye devam ettiklerinde ise Teymur çin yaraladığı adamın maskesini alark kafasına taktı ve Merkitlerin obasına doğru hızlı adımlarla yürümeye başladı. Çitlerin üerinden zıplayarak Merkitlerin obasına girdi ve çadır-çadır dolaşarak nişanlısı Bartayı aramaya başladı. Bir kaç çadıra baktı ama Bartayı bulamadı. Bir çadlra baktığında biri ona "Hey sen kimsin?" diye seslendi. Teymur çin kafasını çadırdan çıkarıp kimin seslendiğine bakmak isterken karşısında bir Merkitli gördü. teymur çin Merkitliye cevap vermedi. Bunu gören Merkitli kılıcını çakararak Teymur çine doğru savurdu. Ama Teymur çin kılıcıyla onun karnını keserek onu yere serdi ve Merkitli yere düştükten sonra Bartayı aramak için hızlanmaya başladı. İreliye doğru koştuğunda her taraftan Merkitlilerin "Hey" diye bağırdığını ve Teymur çine doğru hücum ettiğini gördü. Teymur çin maskesini çıkararak Merkitlilere saldırdı. Ona taraf gelen mızraklı bir Merkitlinin karnına bıçak geçirerek elindeki mızrağı aldı. Sonra mızrağı ona taraf saldıran başka bir Merkitliye doğru fırlatarak onu öldürdü. Merkitlileri öldürdükten sonra Teymur çin yeniden çadırlarda Bartayı aramaya başladı. Girdiği bir çadırda hamile olan Bartayı ve yerde yatan ölü erkeği gördü. Bundan sonra Bartanın yanına gelerek ona sarıldı. Sonra Camukay koşarak onların yanına geldi ve Teymur çin gülümseyerek "Bak kardeşim, bu benim oğlum" diyerek Bartanın karnındaki bebeği gösterdi. Camukay yerde bıçakla Barta tarafından öldürülmüş olarak yatan erkeği gördüğü zaman gülümseyerek "Görüyorum kardeşim görüyorum" dedi.
Sonra her kes Camukayın obasına döndü ve orada bir kutlama oldu. Camukay başındaki adamlarıyla eylenirken Teymur çinin Bartaya gülümseyerek baktığını gördü ve Teymur çine "Sanırım karını kurtardığın için çok neşelisin" dedi. Teymur çin kafasını sallayarak "Evet" dedi. Camukay eline bıçağı alarak "Ben öyle kadının yanında uyumaktan çok korkarım" dedi ve elindeki bıçağı boğazının yanından keçirerek gülmeye başladı. Birlikte gülüpp eylendikten sonra Teymur çin Camukaya "Çok sağ ol kardeş. Sen olmasan bunu başaramazdım" dedi. Camukay "İstersen burada kala bilirisin" dedi ama Teymur çin "Kendi kendime ağalık yapmayı öğrendim. Merak etme bunu başara bilirim" dedi. Bu sözlerden sonra Camukay kolunu Teymur çinin omzuna koyarak "Sen mongolları iyi tanımıyorsun kardeşim. Eğer dışarıda kalırsan seni öldürürler" dedi ve lafına devam etdi "Eğer burada kalırsan seni sağ kolum yaparım. Benden sonra ikinci kişi olursun". Camukay lafını bitirir bitirmez birisi gelip Teymur çine "Teymur çin, adamların seni bekliyor" dedi.
Teymur çin Camukaya "Ben gitmeliyim" dedi ve adamın peşinden gitdi. Teymur çinin adamlarından biri elinde bir kılıçla birlikde onun yanına gelerek "Teymur çin, bu kılıç hazinenin en iyi parçası. Bunu senin için ayırdım" dedi ve kılcı Teymur çine uzatdı. Sonra lafına devam etdi "Camukay hazinenin fazlasını kendine ayırdı. Peki kalanlarını nasıl bölelim?" diye sordu. Teymur çin önce kılcı almadı sonra "Hazinenin bır kısmını ben alıcam kalanlarını kendi aranızda bölün ama ölen savaşçıların ailelerinede paylamayı unutmayın ve bu kılıcıda sana veriyorum" dedi. Adam gülümseyerek arkasına döndü ve diğer askerlerin yanına giderek "Dinleyin. Teymur çin hazineni bizimle böldü. Her kes kendi payını alıcak" dedi ve askerler sevinerek "Yaşasın Teymur çin" diye bağırmaya başladılar. Bundan sonra her kes uyumaya gitdi ve gecede burada bitdi.
