Wooyoung ve San arabadan indiğinde hızlı adımlarla Seonghwa'nın kapısının önüne yürüdüler. San zile basacağı sırada birden açılan kapı yüzünden eli havada kalmıştı.
"Hoş geldiniz!" Seonghwa gözleri parlayarak onlara bakarken eve girmeleri için kenara çekildi.
San elini indirip Wooyoung'ın eline doladığında beraber içeri girdiler. Seonghwa'nın kapıyı birden açmasına şaşırmışlardı.
Seonghwa arkalarından kapıyı kapatıp yanlarına ilerlediğinde bir yandan Jungsan'a seslendi.
İkili, ellerini ayırıp koltuğa oturdu ve yanlarına gelen Seonghwa'yı izlediler. Yorgun olduğu belli oluyordu.
"San! Sevgilin Jung Wooyoung mu!?"
"Bağırma istersen güzel kardeşim, ha?"
Seonghwa neyse neyse diyerek "Ben yatmaya gidiyorum. Geldiğiniz için teşekkür ederim" Gülümseyerek kapıya ilerlediğinde tekrar Woosan ikilisine döndü. "Evinizde gibi hissedin ama çocuğumun önünde elleşmeyin"
"Çıcığımın inindı illişmiyin" San yüzünü buruşturup Seonghwa'nın taklidini yaptı. Wooyoung ona gülerken içeri jungsan girdi.
"Wooyoung amca!"
Wooyoung kollarını araladığında Jungsan koşarak Wooyoung'ın kollarının arasına girdi. İkili, bir süre özlem giderirken San'ı umursamıyorlardı.
San biraz geri gitti ve telefonunu çıkarttı. Birbirlerine sarılan, çok tatlı görünen ikilinin fotoğrafını çekti ve telefonunu geri kapattı.
Jungsan, Wooyoung'dan ayrıldığında San'a da sarıldı. Wooyoung kadar uzun sürmemişti sarılışı.
"Siz neden geldiniz ki?"
"Seninle vakit geçireceğiz" Wooyoung konuştuğunda Jungsan yerinde zıplamaya başladı.
"Dışarı çıkabilir miyiz? Evde çok sıkılıyorum"
Wooyoung kafasını sallayıp ayağa kalktı ve Jungsan'ı kucağına aldı. Daha sonra San'a dönüp elini uzattı.
"Hadi çıkalım"
San uzatılan eli tuttuğunda ayaklandı ve beraber kapıya ilerlediler. İlk önce Wooyoung giydi ayakkabılarını. Daha sonra Jungsan'a ayakkabılarını giydirdi ve üzerini düzeltti.
Wooyoung ve Jungsan dışarı çıktığında en son San kapıyı kapatıp arkalarından ilerledi.
Arabanın önüne geldiklerinde Wooyoung kucağındaki Jungsan'ı indirdi. "Nereye gitmek istersin?"
"Lunapark!"
San ikisinin bu haline gülümseyip arabanın kapısını açtı ve bindi. Wooyoung arka koltuğa Jungsan'ı oturttuğunda kendisi de San'ın yanına geçti.
San arabayı çalıştırıp sürerken Wooyoung kendilerine eşlik etmesi için şarkı açtı.
Jungsan ve Wooyoung anında şarkıya eşlik ederken abartılı olmayacak şekilde dans ediyorlardı. San onlara tekrar gülümsediğinde yola iyice odaklandı.
***
Üçü de arabadan inip lunaparkın girişine gelmişlerdi. Jungsan bir eliyle Wooyoung'ın elini tutarken, diğer eliyle balonların olduğu yeri gösterdi.
"Balon alabilir miyiz?"
Wooyoung ve San, Jungsan'ın gösterdiği yere bakarken onu onayladılar. Baloncunun önüne geldiklerinde Wooyoung yere çömeldi ve Jungsan'a döndü.
"Hangi renk istersin?"
"Mor!"
San, mor renkli balonu istedikleri söyleyip parayı uzattı ve balonu aldı. Daha sonra balonu Wooyoung'a verdi. Wooyoung elindeki balonu Jungsan'ın bileğine bağladı uçmaması için.