kalbimi kalbinle tamamladigin icin... (final)

1.1K 113 114
                                    

Beomgyu ordan oraya koşturuyor, stresten midesi bulanmaya başlamamış gibi bir de etrafta çizdiği daireler yüzünden her an kusacak gibi hissediyordu. Taehyun'un dershanesinin bitmesine çok az bir süre vardı fakat hala ortalıkta asılmayı bekleyen bir sürü duvar süsü olması daha da streslenmesine neden oluyordu. Etrafına baktığındaysa herkesin kendi halinde oluşu derin bir iç çekmesine sebep oldu. Hyuka yanında getirdiği gitarını amfiye bağlamaya çalışıyor, Soobin merdivene gerek bile duymadan birleştirildiğinde "HBD TERRY" yazan balonları duvara sabitlemeye çalışıyor, Yeonjun ise ona yardım ediyordu. Minho ortalıkta görünmüyor, Hyunjin ile ise Minho'yu görmek için etrafa bakarken göz göze gelmiş ve ağzına birden attığı kocaman kurabiye eşliğinde işine geri dönmesine göz devirmişti. Sanırım onun da işi etrafı izlemekti.

Bileğindeki saatini son kez kontrol edip birden ayaklandı. "Ben Taehyun'u almaya gidiyorum. Geldiğimde bitirmiş olun tüm işleri."

Soobin bakışlarını sabitlediği harften bile kaldırmadan bir 'tch' sesi çıkarmış ve göz devirerek işine kaldığı yerden devam etmişti. Beomgyu'nun günlerdir bu gün için uğraştığını bildiğinden gereksiz şakalara bile girmedi keza şaka kaldıracak gibi olmadığını anlamıştı çoktan.

Herkes Beomgyu'nun karakterine zıt bir şekilde tüm işleri ciddiyetle yapmasına şaşırmış olsa da, paylarını düşen söylenmelerle herkes suskunlaşmış ve işlerini bir an önce bitirmeye odaklanmışlardı. Bugün okulu ekmiş, sabahın erken saatlerinde Dear Sputnik'e gelmiş ve akşamki doğum günü partisi için hazırlıklara başlamışlardı.

Dear Sputnik gri ve mor renginin uyumlu uyumsuzluğu arasında iki katlı bir mekandı. Giriş katı daha çok canlı müzik için kullanılırken üst katı küçük bir bar kısmının bulunduğu tam bir gece mekanıydı. İlk katın gri duvarlarına tezat bir şekilde duvarın biri komple beyaz fayanslarla kaplıydı ve bu duvarın hemen onunde kocaman bir cam vitrin bizi karşılıyordu. İçinde bin bir çeşit içkinin bulunduğu vitrinin hemen yanındaysa Soobin sayesinde "HBD TERRY 🤍" yazıyordu. Karşı duvarın boş olmasından yararlanıp geçirdikleri bir kaç ayda çektikleri fotoğrafları asmaksa Hyunjin'in göreviydi.

Az ileride kurulumunu tamamladığı gitarıyla oturan Hyuka ise anlık olarak ortamın çok samimi hissettirdiğini düşünüp gereksiz bir duygusallık işine girişmişti keza kendisi Kore'ye tekrar gelmeden önce en son ne zaman bu şekilde hissettiğini hatırlamıyordu bile. Serseri ruhlu Hyuka'nın hayatı az ilerisinde sevgilisiyle kucak kucağa oturan Soobin'e nazaran ya da odanın en köşesinde dalgın bakışlarla Hyunjin'i süzen arkadaşı Minho'ya kıyasla çok tek düzeydi. Onların sevgili kavramına sığdırdıkları sevgiyi bu arkadaşlıkta bulabildiği için mutluydu, sevgiliye ihtiyaç dahi duymuyordu. Hyuka hiç bir zaman duygularını belli edebilen biri olmasada şu an aralarına kendisini kabul eden bu insanlara teşekkür etmek istedi. Çünkü kendisi arayıp durduğu bu sıcak ortamı aile evinde bile bulamamıştı. Ortamdaki herkes farkındaydı ki birbirlerinden ne kadar uyumsuz olurlarsa olsunlar birlikte çok uyumlulardı. İnanın bana, eğer Beomgyu'nun olmadığı bir ortamda sorarsanız Soobin'in dahi bu fikre katıldığı göreceksiniz.

"Nerede kaldı bunlar?"

Odanın bir diğer köşesinde yeni boyattığı siyah saçları ve tüm ihtişamıyla -ya da kırgınlıklarıyla- oturan Hyunjin'in konuşmasıyla tüm bakışlar ona dönmüştü. Soobinler ne bilelim dercesine omuz silkmiş, Hyuka cevap vermeye bile tenezzül etmemiş, Minho ise ağzını bir şey demek istercesine açıp açıp kapatmıştı. En sonunda bir şey demekten vazgeçen Minho sayesinde sorusu yanıtsız kalan Hyunjin eline telefonunu almış ve Beomgyu'ya mesajlar atmaya başlamıştı.

hyunjin:
bes dakika icinde gelmezseniz pastayi alir kacarim abla
cabuk turbo mu takiyorsun
alaaddine donusup ucan haliyla mi geliyorsunuz
napiyorsan yapiyorsun ve
geliyorsunuz
duydun mu beni

bilmem bu neyin nesi •taegyu•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin