'12'

7.1K 571 296
                                    

Merhabalar^^

Nasılsınız? Ben kötüyüm maalesef. Namjoon, Jimin, Taehyung ve Jungkook bildiğiniz üzere askere gidiyorlar :(

Bu beni çok üzdü, tek dayanağım onlardı ve şimdi hepsi gidiyor...

Kendimi boşluktaymış gibi hissediyorum ve YB yazasım gelmiyor. Onlar benim ilham kaynağımdı.

Ben 2 yıl beklerim, bekleyeceğim.

Ağlamak yok tamam🥺💖🥰 veeee;

Düz yazı olacak ve kiss! Ehehee...

Sanırım her CUMA yb olacak!!!

Beğenirsiniz umarım^•^

O zaman iyi okumalar dilerim<3

* * *

Jungkook sabah uyanmış banyoda işlerini halledip aşağı inmişti. Annesi babası da aşağıda televizyon izliyordu. Daha doğrusu babası izliyor, annesi keyifle kahvaltı hazırlıyordu. Esnedi, yumruk yaptığı eli ile gözünü ovaladı. Saten pijaması üstünden kaymış bir şekildeydi.

"Günaydın anne." dedi çatallaşmış sesiyle. Annesi oğluna dönerek gülümsemiş, alnına küçük bir öpücük kondurup yemekleri masaya dizmeye başlamıştı. Jungkook'da boş durmamak adına annesine yardım etmişti.

"Kahvaltı hazır canım." dedi annesi babasına seslenerek. Babası kısa süre içinde gelmiş, masaya kurulmuştu. Jungkook'da oturmuş, beraber sohbet ederek kahvaltı etmeye başlamışlardı.

Annesi sırıtarak Jungkook'a bakıp konuşmaya başlamıştı.

"Ee oğlum? Deltayla aran nasıl?" diye giriş yaptığında Jungkook'un gözleri hemen annesini buldu. Yanaklarının hemen kızardığını hissetti.

Jungkook tüm olanları annesine anlatmıştı, son olay hariç tabii. Deltayı fazlaca düşündüğü için annesi merak edip neden böyle dalgın olduğunu sormuştu. Utana sıkıla anlattı tüm her şeyi annesine. Annesi ise oğlunu anlamaya çalışmıştı o sırada. Oğlu aşık olmuştu. Bu güzeldi. Oğlunun yuva kurmasını, mutlu olmasını her şeyden çok istiyordu.

"Anne! Şu anlık yok bir şey de... Bugün benimle buluşacak. Yani beni bir yere çağırdı." dedi bakışlarını kaçırarak. Bugün stresli, bir o kadar da heyecanlıydı. Kurdu da öyle.

"Hmm... Tamam, utanma benim küçük oğlum." demiş, yemeğine dönmüştü. Kısa kısa sohbetler de ederek kahvaltıyı bitirmişlerdi. Annesine kaldırmasında yardımcı olmuş, hemen odasına çıkmıştı. Saat öğlen 12 olmuştu! 1 saati vardı ve acele etmesi gerekiyordu.

Hızlıca duş almış, ne giyeceğine bir türlü karar verememişti. Biraz kararsız kalıp dolabından krem rengi kumaş pantolonunu aldı, üzerine beyaz rengi gömlek çıkarmıştı birde. Hemen giyinip aynadan görüntüsüne baktı. Gömleği kumaş pantolonunun içine koymuş, üstten bir-iki düğmesini açık bırakmıştı. Saçları hafif dalgalıydı. Yüzüne bir şey sürmek istemedi. Bence güzelim diye geçirdi içinden. Sadece çilekli dudak nemlendiricisini sürdü dudağına.

Son kez kendine bakıp çantasını alıp çıkmıştı odasından. Annesine kısa bir görüşürüz dedikten sonra evden çıkmıştı. Taksi çağırıp, konumu söyledi. Nereye gideceğini bilmiyordu Jungkook ama minik kalbi bir kuş misali kanat çırpıyordu. Derin nefesler alıp vermeye başladı.

Unknown Love | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin