"başım çok ağrıyor delirmek üzereyim" diye yakınıyordu soobin.
bizde filmi durdurup ona bakmıştık, sonuçta buraya onun icin toplandık."ilaç istermisin soobin?" demiştim kısık bir sesle.
"lütfen hemen getir"
kafamı sallayıp odamdaki ilaç çekmecesine gidip, uygun olan ilacı alıp geri gelmiştim. Tam Soobin'e uzatırken, doğru düzgün yemek yemediği aklıma geldiğinde hemen geri çekmiştim.
"yemek yemeden içemezsin."
"hadi ama beomgyu, öleceğim şimdi."
kafamı hayır anlamında sallamıştım ve ona kendi odasına gidip -soobin bazen benim evimde olduğu için onunda bir odası vardı.- dinlenmesini söylemiştim.
yeonjun'a soobin'le ilgilenmesini söylemiştim.
taehyun ve ben ise yemek yapacaktık.
kai ise dışarıya çıkıp turlamak istemişti.
Bugün hepsi bizde kalıyordu. Sonuçta saat geçti ve onları hiçbir yere bu şekilde gönderemezdim.
"beomgyu"
"taehyun?" kafamı kaldırıp onun gözlerine bakmıştım.
"çok güzel kokuyorsun"
gözlerimi tezgaha indirip gülmüştüm ama kıpkırmızı olduğumunda farkındaydım.
"kendi kokunu bilsen böyle söylemezdin tae." demiştim o anki cesaretle.
tepkisini görmek için indirdiğim gözlerimi tekrar ona çıkardığımda, utanmış bir şekilde gülüyordu ve bu hoşuma gitmişti.
"seni seviyorum beomgyu"
taehyun'un bu dediğiyle cidden fazla utanmıştım ve ne cevap vereceğimi cidden bilememiştim.
ben ondan hoşlanıyor muydum?
yaptığı şeyler kalbimi hızlandırıyor ve hoşuma gidiyordu. bunu biraz düşündükten sonra belki birşeyler hissediyorum ona karşı diye söylenmiştim kendi kendime.söyleyecek bir cevap bulamadığımdan sadece gözlerimi onunkine sabitlenmiştim. birbirimize bakıyorduk sadece, aramızda bir konuşma geçmiyordu.
bu sessizliği bozan kişi yeonjun'du.
"beomgyu, su nerde acaba?"
"ben sana bardak vereyim, bak hemen şurada" diyip sürahiyi işaret etmiştim.
bir kaç dakika sonra yeonjun içeri gitmişti ve soobin'in daha fazla beklemesini istemediğimden yemeği hızlıca yapmaya çalışıyordum.
taehyun'un da yardımlarıyla yarım saat sonra yemek olmuştu.
bende yeonjun ve soobin'i çağırmak için odaya girmiştim fakat ikiside birbirlerine sarılıp uyuyorlardı.
hemen bir kac fotoğraf çektim anı kalmasını istediğim için.
o kadar güzel uyuyorlardı ki uyandırmaya kıyamadığımdan içeri gidip taehyun'a haber vermiştim.
daha sonra kai gelmiş ve yemek yiyip hep birlikte uyumak için hazırlanmıştık."ben nerede yatacağım beomgyu?"
"huening sen salonda mı yatacaksın?"
"evet beomm, iyi gecelwr sizee"
"sanadaa" diyip öpücük atmıştım ve taehyun'u çekiştirip odama götürmüştüm.
"yer yatağı yaparım ben kendime sen benim yatağımda y-"
"birlikte yatsak?"
"şey, olabilir. sanırım..."
utangaçlığımı asla yenemiyordum ve bu beni delirtiyordu, yine kızardığıma yüzde yüz emindim resmen.
sonrasında ben bunları düşünürken taehyun'un adımı seslenmesiyle irkildim.
"ha, sey dalmışım da pardon"
"yatmıyor musun güzelim?"
"yatacağım şimdi, ışığı kapatayım."
beni daha fazla utandırıyordu resmen. bunları soylerkwn bir yandan da sırıtıyordu. kang taehyun, bana neler hissettiriyorsun böyle.
taehyun'un yanına kıvrılıp yatmış, çok uykum olduğu için hemen uykuya dalmıştım.
<>
bir sonraki textingmi olsun duzyazimii siz karar verinn
umarim begenmissinizdirr
gorusuruzz🤍❕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
better things ,,taegyu ✓
Novela Juvenilacemilik ile yazdığım bir ficti okumayin😓 uzun zamandır beomgyu'ya platonik olan taehyun, artık ona yazmaya karar verir... 🥇 - #hyuka