CİNAYETİN KÜLLERİ (DÜZENLEME)

1. Bölüm~Rüzgarın getirdiği küller

Uyarı: Bu Kitapta kan,ölüm,vahşet gibi olaylar gerçekleşecektir bilginiz olsun. Kitaptaki olay ve karakterler tamamen hayal ürünüdür.

İyi okumalar dilerim.

Lana del rey; Summertime sadness

~Başlama tarihinizi alabilirmiyim?

~Oy ve yorum yapmayı unutmayın güzel okumalar dilerim



◆◆◆

"Ya ölecektim ya da öldürecektim ve ben öldürmeyi seçtim"

İngiltere; hayatımın dönüm noktası olacak o ülkeye sonunda gelmiştim. Çok garipti herkes, normalde Türkler pantolon,etek falan giyerken ingilizler şatafatlı elbiseler giymişti, insanlar bir yerlere yetişmeye çalışıyor gibi yoğun bir kalabalık vardı sokakta.

Ben ise elinde valizim tren istasyonunda yüzümde garip bir sırıtışla etrafı izliyordum. Yürümeye başlamıştım ki birinin bana çarpmasıyla sendeledim.

Yere düşmekten son anda kurtulmuştum. Yanıma gelip benden özür diledi,kafamı salladım sorun yok anlamında sonra arkasını döndü ve bana bir daha bakmadan gitti.

Yaptığı ne kadar kaba bir davranış olsada umursamayarak kalacağım pansiyona doğru yola çıktım.

Bir taksi çevirip gideceğim pansiyonu tarif ettim. Pencereden dışarıya seyrederken aklıma gelen düşünceler kafamı dolduruyordu.

Aslında ingilterede okumak gibi bir düşüncem yoktu,ingilizcemi geliştirip küçük çocuklara ders veriyordum.

Ders verdiğim çocuğun ailesinden birisi bana "ingilterede bir tanıdığımın çok iyi bir okulu var eğer ki ilgilenirsen numarası şuradaki kağıtta yazıyor üniversiteni orada tamamlayabilirsin" demişti,biraz değişikliğe ihtiyacım olduğunu düşündüğüm için kabul etmiştim.

O anlar aklıma teker teker gelirken içim bir anda ürpermişti. Taksicinin bana seslenmesi ile düşüncelerim bölündü hemen taksi kapısını açmadan taksiciye dönerek parasını verdim ve taksinin kapısını açarak kendimi adeta dışarıya attım.

Yalnızca 5-10 dakika süren bir yolculuk olmasına rağmen nefesimin daraldığını hissedebiliyordum.

Valizimi alıp pansiyonun kapısına doğru ilerledim. Pansiyona girdiğim sırada pansiyonun bahçesinde çıt yoktu.

Biraz bakındığım sırada neredeyse öğrencilerin hepsi sessizce kitap okuyordu, bazıları ise hafifte olsa ses çıkararak sohbet ediyordu.

Yavaş yavaş içeriye girdiğim sırada valizimin tekerleğinin çıkardığı sesler dikkatlerini çekmiş gibi hepsi aynı anda kafasını kaldırıp bana döndü,ben içeriye giresiye kadarda gözlerini üzerimden ayırmadılar.

İçeride resepsiyona gidip yöneticinin orasını sordum. Başıyla ileriyi işaret edip işlerine geri döndü. Bende İşaret ettiği yere doğru yürüdüm, kapıyı çalıp içeriye girdim.

Müdire uzun sarı saçlarını arkada sıkı bir topuz yapmış üzerinde gayet resmi bir takım ile ayakta masasının yanında bekleyerek bana bakıyordu.

Resepsiyon ve öğrencilerin aksine güleryüzlüydü. "Bayan kara", soyismi öyle bir aksanla söylüyordu ki, çok garipti. Kafamı sallayıp onayladım.

Hemen masasının başına geçti, birkaç evrak uzattı ve şartları okuyarak ilerliyordum. 'Okuldan çıkmak yasak, izinler sınırlı, ihtiyaçlar okul tarafından ödenecek' gibi koşullar vardı.