Eve girdiğimde eşyalarımı bırakıp ayakkabılarımı çıkarttım ve yavaş adımlarla salona ilerledim.
İçimdeki tedirginliği, yüzüme yansıtmamak için insanüstü bir çaba gösteriyordum. İçeri girdiğim zaman, koltuğa yayılarak oturmuş, elindeki içki kadehi ile duruyordu.
Gözleri kapalıydı ve sessiz bir şekilde girdiğim içim muhtemelen beni fark etmemişti.
Ben hâlâ kapı eşiğinde dikildiğim sırada derin bir nefes aldı ve dudaklarını araladı.+Karşıma geç..
Titrek ve güvensiz adımlarla karşısında ki koltuğa oturdum. Beni kolumdan tanımış olması ise heyecanlanma neden olmuştu. Fakat korkum daha ağır basıyordu. Tedirgince oturdum koltuğa ve kucağımda birleştirdiğim ellerime odaklandım.
+Neredeydin sen?
Titrek bir nefes verdim ve konuşmak için dudaklarımı araladım.
-A-arkad-arkadaşımla dı-dışarıday-dık...
+Kim bu arkadaşın?!
Yüksek çıkan sesiyle oturduğum yerde sıçradım ve gözlerimin dolduğunu hissettim.
Beni öldürür müydü? Kesinlikle!
O bir mafyaydı ve kimsenin ruhu duymadan beni sanki hiç doğmamışım gibi yok edebilirdi.-Ço-çocukluk a-ar-arka-arkadaşım..
+Gördüğüm kadarıyla, erkek..?
Bir anda sakinleşen ses tonu hepten korkmama neden olmuştu. Bağırandan değil, sesi çıkmayandan korkacaksın ne de olsa.
-E-evet..
Koltukta toparlanıp, dikleşti. Bu sayede artık göz göze gelme olasılığımız biraz daha artmıştı. Bu çok çok daha gerileme neden oluyordu. Her an kafama sıkıp, beni yok edebilirdi nasıl olsa.
+Sana kaç defa söylemem lazım?
Titrek bir nefesi ciğerlerime çekerek boğulmayı denedim, fakat benden cevap bekleyen ve her an leşimi gömebilecek -hatta belki ona bile zahmet etmeyecek- bir mafya vardı karşımda. Bu planımı sonraya erteleyerek olduğum yere iyice sindim.
-Ü-üzgünüm..
Gözleri hızla gözlerimi buldu. Afallamış, ardından gözlerimi kaçırmıştım.
+SAKIN AĞLAMAK GİBİ BIR HATA YAPMA!
Bunu söylerken bile bana bu denli bağırması ve gözümden engel olamadığım bir yaşın süzülmesine sebep olması fazla trajikomikti.
-A-ağlamayacaktım..
Derin bir nefes alıp kendi kendini sakinleştirmeye çalıştı.
Açıkcası, şuan cidden korkuyordum. Oysa çokta büyük bir şey yapmamıştım. Sadece üniversiteden, samimi olduğum bir "erkek" arkadaşımla cafede oturmuştum. Hepsi bu kadardı. Bana olan güvensizliği açıkcası canımı sıkmıştı. Onun mafya olmasına ve her gün bir sürü kadınla yanyana gelmesine ben hiç laf etmemiştim oysa ki..-Neden böyle yaptığını anlamıyorum, saçma davranıyorsun.
Gözlerini ateş bürümüştü. Adeta şeytanla bakışıyordum şuan. Ama başımı eğmedim ve yerimden kalktım.
-Bana bu kadar güvenmediğini bilseydim, en başından seninle olmazdım. Tek yaptığım arkadaşça kahve içmekti. Oysa sen günde bir sürü kadını tuzağına çekmek için baştan çıkarıyorsun.
Sonlara doğru sesim titremiş ve gözlerim tekrardan dolmuştu. Oda daha yumuşamış görünüyordu ama bunun bir önemi yoktu artık.
+Ben-
-Özür dileme, hatta hiç konuşma. Yarın gitmiş olurum zaten. Anlaşmaya göre de, bana hiçbir şekilde engel olamazsın.
Konuşmadı. Gitmeme musâde etti. Bende yukarı çıkıp bir kaç eşya topladım ve yattım.
~Elay ve Zeynep
Merhaba cicilerim🤭🤩
Nasılsınız?🥺 Umarım iyisinizdir!🤩
Ben iyiyim, Zeynep'te iyi merak etmeyin ciciler🤧
Bugün bölüm bayağı bayağı geç geldi, özür dilerim ama cidden çok üşengeçtim bugün🥲
Daha mutfak toplamam lazım ama oturdum bu bölümü düzenleyip yayımladım.😁
Her şey sizin için cicilerim!🤎
Ayrıca bu Finaldi, yani daha doğrusu bitti. Artık Tamamlandı yani. Her neyse, son defa;
Kendinize cici bakın!🥳
(Hep bunu söylemek istemişimdir!🤭)(Ve sanırım en uzun yazdığım bölüm bu oldu, neyse bye!👋🏻 Kelime sayısı: 501)