yara

263 24 3
                                    

UYARI;
ŞİDDET, TACİZ VE İNTİHARDAN BAHSETME İÇERİR!

Yavaşça evime doğru ilerledim. Yolda bi bakkalda durup ucuz bi sigara paketi aldım. Eve yavaş yavaş, sallana sallana giderken bi dal sigara yaktım ve içmeye başladım. Pek tekin bi mahallede değildim ama en azından tekin olmayanlar dostumdu. Bu konuda çok şanslıydım. Eğer beni tanımayan varsa birinin arkadaşı olduğunu söyleyip bi dal sigara veriyodum zaten rahat bırakıyolardı. Ciddi şekilde çok yorgundum. Evimin yakınına yaklaştım, sigarayı iç cebime sakladım ve eve girdim. Girdim girmesine de, o herifin bağırış sesleri, annemin ağlayış sesleri karışmıştı. İçim burkuldu ve salonun kapısının arkasında babamın içmeye gitmesini beklemeye başladım, ama gitmiyodu herif. En son onu annemin yüzüne tekme atacak bi şekilde gördüm ve kalbim gitti. Hızlıcsa koşup ittim anneme zarar vermesin diye.

"NE YAPIYOSUN LAN SEN?!" bağırdı. Yine bana bağırdı..

Annem ağlarken kafasını sallıyordu "Melih, vurma çocuğa, lütfen! Çocuk o daha!" annem hıçkırıklarının arasında söyledi. Melih dinlemedi ve boğazıma yapıştı.

"Sen böyle adam olmayacan, he? O zaman ben seni adam ederim." bana tokat attı. O kemerini çıkarırken duvara doğru savruldum. Korkmaya başlamıştım. Annem Melih'i durdurmaya çalıştı ama nafile. Kemerini kaldırıp sert bir şekilde göğsüme çarptı kemerini...

Bir kaç saat sonra, yara bere ve kan içinde uyandım. Babam tarafından dövüldüğüm ve bırakıldığım duvar kenarından kalkarak zor da olsa odama gittim. Saat 01:00'di. Acı iliklerime işlemeye başlamış, beni ağlatmaya yetecek kadar ağrı vermeye başlamıştı. Olduğum yerde, yatağımın üstünde kıvrılıp ağlamaya başladım. Annemi koruyamadım diye, o şerefsize karşı çıkamadım diye ağladım, ağladım ve daha çok ağladım. Ellerim, kollarım, her yerim pansuman yapamayacak kadar acıyodu. Ben nasıl gidicektim okula bu halde? Eğer biri bi şekilde fark ederse hem o aptalların dolu olduğu okulda daha fazla zorbalık görür ve babamın başını belaya soktuğum için daha beter dövülebilirdim. Korktum. Eğer daha beter dövülürsem belki de ölebileceğimden emindim. Birden aklıma geldi. Ben ölürsem annem bu herifi terk edebilir. Evet. Kararımı vemiştim. Yakında bitirecektim bu çileyi. Zaten sevenim, umursayanım da yoktu. Hatta ölümüme parti bile verebilirlerdi. Suçlamazdım onları, benim gibi bi tanıdığım ölse ben de parti verirdim. Yakında bir halat alıp bir ağaçta bitirecektim her şeyi. Annem kurtulacaktı sonunda.. Beni koruma gereği duymayacaktı, çünkü ortada korunabilecek bir ben olmayacaktım. Yavaşça gözlerimi açtım. Acıyı umursamamaya çalışarak çekmecemden pansuman aletlerimi buldum ve zor da olsa sırtıma, göğüsüme ve her yerime pansuman yaptım. Okul çantama baktım, hızlıca çantama sevdiğim derslerin(yok ama neyse) kitaplarını koydum ve daha önemlisi, çizim aletlerimi koydum. Telefonuma baktım ve birden akşam tanıştığım çocuğun numarasını hatırladım... Arif. Hızlıca numarasını yazıp kaydettim. ("Arif🛹" diye kaydettim.) Kendimi yavaşça yatağa attım ve gözlerimi kapattım.

𖤐𖤐𖤐𖤐𖤐

Alarmımın sesiyle uyandım. 07:00. Hızlıca ayağa kalktım ve her zamanki mor sweat'imi giydim, altıma siyah eşofmanımı giydim ve çantamı taktım. Gizlice annemlerin odasına girip babamın cüzdanından bu seferlik 100 lira aldım çünkü pansuman malzemelerim bitiyodu ve yenilerini almam gerekti. 100 lira o şerefsiz için fazla değildi, zaten göremese pavyondaki kadınlara verdiğini düşünürdü. Koşar adımlarla evden çıkıp bisikletime atladım ve okuluma doğru sürmeye başladım. Sürerken grafiti yapabileceğim duvarlara bakıyordum. Bir aralar her yere grafiti yaptığım için bazı duvarlarda "Grafiti yapılmaması rica edilir" tabelası asılıydı, tabi bunlar sadece ev duvarlarındaydı. Grafitiler sevilirdi ama kapatılması acıydı, bu yüzden belirli duvarlar grafiti sanatçıları için boş bırakılırdı. Gördüğüm boş duvarları aklıma not ettim ve sürmeye devam ettim. Saat 08:10 gibi okuldaydım, okul 08:30'da başlıyodu bu yüzden resim çizebilirdim. Bisikletimi park edip kilidini taktım ve başım eğik olarak okul binasına girdim. Diğer sınıftakilere görünmemeye dikkat ettim çünkü şu an zorbalanmayı kaldırcak halim hiç yoktu. Hızlıca girdim sınıfıma, koşar adımlarla cam kenarındaki, en arkadaki sırama geçtim. Defterimi çıkardım ve çizim yapmaya başladım.

Kaykay ve Grafiti -ArCen-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin