Okul bitmek üzereydi. Ders boştu ve Atakan bana birşeyler anlatıyordu. Ben konuşmadığım için bi sohbet değildi. Canım sıkılmıştı ve birşeyler karalıyodum. Birden bu gün pansuman malzemesi alamayacağımı çünkü Arif'in evine gideceğimi hatırladım. İçimden bi "siktir ya.." çektim. Aniden zil çaldı ve hızlıca eşyalarımı topladım. Atakan da toplayınca gittik ve Arif'in sınıfının önünde beklemeye başladık. Arif çıkınca bizi çıkışa doğru sürüklemeye başladı. Atakan'ın kolunu ve benim de elimi kavramıştı. Bozuntuya vermedim. Okulun dışında beklemeye başladık. Lüks bi araba çıkıverince Atakan'ın ağzı açık kaldı. Ben gayrt normal karşıladım. Arif bizi arabaya yönlendirdi ve hepimiz arka koltuğa oturduk.
"Serdar abi, bizi eve götürür müsünn?" Arif çocuksu sesiyle gülümseyerek söyledi. Şöför başını evet anlamında salladı ve sürmeye başladı.
"Yuh. Araba çok iyi." Atakan söyledi. "Böyle arabam olsun 1 milyon borcum olsun."
Neden bilmiyorum ama anlık cesaret geldi. "Zaten böyle araban olması için 1 milyon borcunun olması lazım." dedim. Atakan ve Arif bana ağızları açık şekilde baktılar. Çok uzun zamandır kurduğum en uzun cümle olabilirdi. Anlık utandım ve kapşonumu örtüp yüzümü gizlemek için ipleri çekiştirdim.
"Cenan.. Sesin çok güzel." Arif bana bakarak söyledi. Ciddili utanmıştım. Yüzümü ellerime gömdüm. Arif yanıma oturup kolunu omuzlarıma doladı. "Niye utanıyosun? Arkadaşız oğlum biz. Tabi konuşcaz, tabi ki sesini duyacaz. Utanma bu kadar." Arif gülümsedi. Beni dokunuşunda eritmişti. Parmaklarımın arasından Atakan ve Arif'e baktım. Atakan da gülümsüyodu.
"Arif haklı." Atakan konuştu. "Sen benim dostumsun Cenan. Ben hep yanındayım senin." Atakan arkadaşça sırtıma vurdu ama yaralarıma denk geldiği için acı inlemesi çıkardım. Atakan bana baktı. "İyi misin Cenan? O kadar sert vurmadım..." endişeliydi. Arif bana baktı ve kafamdan kapşonu indirdi. Yüz ifademi inceliyodu.
"Bunun canı harbi acımış ha." Arif bana bakarken söyledi. "Sırtını açsana Cenan." Arif'in bunu demesiyle kalbim durdu gibi hissettim.
"Olmaz." kısık bi tonda konuştum. Stres olmuştum.
"Cenan, sırtını aç." Atakan da söyledi. Yutkundum vr başımı sağa ve sola salladım.
"Cenan, lütfen?" Arif gözleri üzgün bi ifadeyle parlayarak söyledi.
"...Arabada olmaz..." mırıldandım ve ikisi başlarıyla kabul ettiler.
"Eve gidince?" Arif sordu. İçimden gelmese de cevap verdim.
"..eve gidince." yutkundum. Korkuyodum çünkü hem kendi başımı hem de babamın başını yakmıştım. Arif bi polise gitse beni öldürürdü o herif. Atakan titrediğimi fark etmiş olacak ki hızlıca saçlarımı karıştırdı.
"Endişelenme oğlum, yargılamayız biz seni." Atakan gülümsemesiyle söyledi, gülümserken gözleri kısılmıştı.
"Yargılayanın anasını si-"
"Arif Bey, anneniz küfür etmenizi yasaklamıştı." Arif'in şöförü konuştu.
"Hay amına koyayım ya.." Arif mırıldanarak söyleyince kıkırdadım. Endişelerim uçup gitmişti. Bu adamlar beni yargılamazdı, emindim. Arif biraz durakladı. "Serdar abi, bize şarkı açar mısınnn??"
"Tabi ki Arif Bey." Serdar abi dedi
"Abi 'Bey' lafını kaldırak be. Yaşlı gibi hissediyorum." Arif yanıtladı
"Nasıl isterseniz Arif Be-" Serdar abi duraksadı. "Bey yerine ne dememi istersiniz?"
"Ya, Arif kardeş falan de be. Arkadaşın olsaydım bana sesleneceğin gibi seslen." Arif dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaykay ve Grafiti -ArCen-
Hayran KurguOkulda konuşmauıp tek yapmak istediği şey resim ile ilgilenmek olan Cenan bir gece grafiti yaparken kaykaycı bir çocuk görür... (2. BÖLÜMDE RAHATSIZ EDEBİLCEK KONULAR!)