Sabah gerilerek uyandım. Esnedim ve gözlerimi açtım. Göğüsümde hissettiğim o eller, omzumdaki o kafa ve belime dolanmış bir bacak. Arifim beni bırakmamıştı. Bırakır diye düşünmüştüm, bırakmadı. Ben bu adama güvenebilirdim ve güvendim. O benim biricik sevgilim oldu şu an. Benim. Benim ve kendisi istediği sürece sadece benim. Tabi ki, aşığım ama onun rızası dışında birşey yapacak bi canavar değilim. Biraz geri çekilip yüzüne baktım, gülümsedim ve alnına bi öpücük kondurdum. Yeni çıkmaya başlayan sakalları bebeksi suratına bi tarz katmış, daha maskülen görünmesini sağlamıştı. Erkeksiliğin kadınsılığıydı, içinde her ne kadar bir erkek olsa da hala kadınsılık vardı. Dağınık siyahımsı kahverengi saçları yastığın üstünde dağılmış, altın halka ve gümüş kalp küprlerini çıkarmayı da unutmuştu. Pijama üstü ona biraz büyük geliyodu. Benimkinden küçük bedeninin tüm ağırlığını benimkine vermiş, bana güvendiğini anlamamı gerçekten garantiliyordu. Kalbimdeki yıkıkların garantisini bu adam yapmıştı. Bana "Yunan Tanrısı" güzelliğine sahip olduğumu söylüyordu, ama kendisinin benim gözümde Yunan Tantısını bırak güzelliğin tanrısının ta kendisi olduğunu bilmiyordu. O kadar yakışıklı ve kibardı ki bana, ilk görüşte aşk olmasına şaşırmamıştım. Ben bunları düşünürken Arif kıpırdandı ve bana daha da çok sokuldu. Artık nefesini boynumda hissediyordum. Gülümsedim ve Arif'in saçını öptüm. "Seni çok seviyorum." fısıldayıp onu kollarımın arasında düzelttim sonra da gözlerimi geri kapattım. Gözlerim kapalıyken saçlarını okşayıp oynadım. Saçları o kadar yumuşaktı ki.. Ani haraketlerimde irkiliyor ve bana sokuluyodu. O kadar şirindi ki, yüzünün her yerini öpebilirdim. Tabi ki o bunu istediğini söyleyene kadar bunu yapmayacaktım, sonuçta yüz onundu ve karar da açıkça onundu. Gözlerimi kapattım ve geri uyudum.
"ARİİİFFF"
"CENAAANN" Bağırışlar yüzünden Arif ve ben yerimizde sıçradık ve uyandık.
"Noluyo amına koyayım.." Arif sızlandı.
"Arkadaşlar hayvan mı uyandırıyosunuz?!" Arif'in sırtını sıvazlarken söyledim.
"Cenan onu bunu bırak tırnaklarıma baaakk!!" Atakan heyecanla tırnaklarını gösterdi. Siyah ve simli ojeli tırnaklarını kocaman bi gülümsemeyle bakmam için tuttu. "Emre sürdü!"
"Arif'e de ben sürüyorum." Emre kendini beğenmiş bi şekilde söyledi.
"Siktir lan ordan. Ben kendi ojemi kendim sürüyorum bi kere." Arif direkt savunmaya geçti.
"Kess" Emre uzatarak söyledi.
"Ee? Şişlenmedin dimi?" Atakan'a bakarken söyledim.
"Allah'a şükür şişlenmedim." Atakan sakince söyledi. Birden yüzü açıldı. "Kanka. Cenan."
"Noldu?" ben cevap verirken hepimiz Atakan'a, Atakan bana bakıyordu.
"Hani şu kız var ya, göstermiştim."
"Zeynep mi?"
"Evet! Oğlum, gece bana yazdı!" Atakan heyecanla ciyakladı
"Oha. Çok iyi lan!" gülümseyerek söyledim
"ALDATIYON MU LAN BENİ?!" Emre cırladı. Sesi "şaka yapıyorum" diye bağırıyodu.
"Lan siktir git valla çarparım ağzına." Atakan azarladı.
"Kess" Emre gözlerini devirdi. "İstemiyosaydın evlenmeyecektin"
"Türkçe hocanı s-.. Seveyim. İstemiyosaydın ne lan?" Atakan Emre'yi yanından iterek söylendi.
"Of.. Ben acıktım!" Arif sızlandı.
"Ben valla bi bok pişiremiyorum." Emre bize bakarak söyledi.
"Ben sadece makarna yapmayı biliyorum" Atakan bana baktı
"Ve makarnayı da yakmayı başarıyosun." söylendim.
"Ben yemek yapabilsem size sormam." Arif hüzünlü bi şekilde söyledi. Birden hepsinin gözleri bana döndü.
"Of, tamam. Ben yaparım krep mrep bişiler." ayağa kalktım. "Mutfak nerde amına-"
"Ben götürürümm!" Arif sevinçle söyledi ve beni elimden yakalayarak mutfağa koşturdu. Mutfağa gelince durdu ve bana baktı. "..seni çok seviyorum." Uzandı ve yanağımı öptü. Yüzünü ellerimin arasına alıp alnını öptüm.
"Ben de seni." gülümsedim. "Şimdi.. Bana süt, yumurta ve un bulalım."
"Yeey!" mutlulukla zıpladı ve dolapları aramaya başladı. Sonunda her şeyi topladık ve yavaşça her şeyi hazırlamaya başladım. Her şeyi kaba koydum. "Ben karıştırmak istiyorum!" Gülümsedim ve çırpıcıyı Arif'e teslim ettim. Birkaç dakika sonra karıştırma olayı bitti ve pişirmeye başladım. Yağ sıçraması ihtimaline karşılık olarak Arif'i geriye aldım. Pişirme işi bitince tepsiye hazırladım, çikolata, bal, domates gibi şeyler koydum ve içeri gitmeden önce Arif'in dudaklarına küçük bi öpücük kondurdum.
"Sonunda geldiniz." Atakan konuştu. "Acıktık." hızlıca yemeğimizi yedik. Sohbete doyum olmadı. Arif'e baktım, gülümsedi ve bana yaslandı. Annemle güvendeydik, aşkı bulmuştum ve arkadaşlarımla mutluydum.....
𖤐𖤐birkaç yıl sonra𖤐𖤐
Mesaimiz bitmişti. BKM'den çıkarken Arif'in elini tuttum. Peşimizden çıkarken gülüşen Atakan ve Emre'ye baktım. Vedalaştık ve motoruma atladım, Arif arkama atladı ve belime sarıldı. Gülümsedim ve motoru başlatıp sürmeye başladım. Sonunda evimize gelmiştik. Arif'i öptüm ve eve yöneldik. Eskiden aşırı utangaç olan ben, şu an 750 kişinin önünde sahne alıyo, bir sürü fan kazanıyodum. Sevdiğim insanla yaşıyodum. Bundan başka hiç bir şey isteyemezdim. Kapıyı açında köpeğimiz Paris Arif'in, kedimiz Silya banim kollarıma atlamıştı. Paris'le oynayan ve kıkırdayan Arif'e baktım ve gülümsedim. Yıllar geçse de içimi hala ilk gün olduğu gibi ısıtıyordu. Arif bana baktı, uzanıp dudaklarıma bi öpücük kondurdu ve ikimiz de gülmeye başladık....
ᰔ⚘ᰔ
İlk kez bi fici bitirdim.
Evet, bitti. Mutlu bi son yapmak istedim.
Umarım beğenmişsinizdir!
Benimle bu yolu tamamlayan herkese çok teşekkür ederim<3
Destekleyen herkese çok teşekkür ederim 💗
Başka bi ficde görüşürüz:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaykay ve Grafiti -ArCen-
FanfictionOkulda konuşmauıp tek yapmak istediği şey resim ile ilgilenmek olan Cenan bir gece grafiti yaparken kaykaycı bir çocuk görür... (2. BÖLÜMDE RAHATSIZ EDEBİLCEK KONULAR!)