4

5.4K 127 58
                                    

"Geldin." Dedim büyük bir gülümsemeyle. Elinde muhtemelen dizi izlerken yiyelim diye aldığı abur cuburlar varken cebine sigarasını sıkıştırıyor, bir yandan da botunu çıkarmaya çalışıyordu. "Sen çağırdın." Dışarısı diz boyu kar olmasına rağmen gelmişti.

Soğuktan nefret ederdi, çabuk üşürdü ama genede gelmişti. Elindekileri aldım ve sıcak eve geçmesi için kapıdan çekildim. Üst kata geçecektik direkt, ablam salonda film izliyordu. Görse de bir şey demezdi, alışmıştı artık bize.

İçeri geçtiğinde hevesle montunu aldım ve asıp, peşine ilerledim. "Naber Gökçe?" Diye ablama seslendiğinde ablam onu baştan aşağıya süzmüştü. "İyidir torbacı senden?" Arkada kriz geçirirken ablama el kol hareketleri ile düzgün konuşmasını analtmaya çalışıyordum. "İyi bizde, iyi geceler sana." Direkt kestirip attığında dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Size de. Sessiz olun da uyuyayım ben." Ablam yarım ağız güldüğünde o da gülmüş ve bana hiç bakmadan üst kata çıkmaya başlamıştı. Bu eve o kadar çok gelmişti ki benden daha iyi biliyordu bazen bazı şeyleri. Odama girdiğinde hızlıca toplayıp, havalandırdığüm odaya gururla baktım. Genelde pembenin ağırlıklı olduğu bir odam vardı, hoş tonlarla kombinlemiştim odamı.

"Uyuyacak mıyız hemen?" Diye aceleci bir şekilde sordum. O ise kendini yatağıma bıraktı ve yastığa sıkıca sarıldı, derin bir nefes almasıyla vücudu hareket ederken gülümsedim. Kokumu mu özlemişti o? Bir elini yastığın altından çekti ve gel işaret yaptı. Hızla elimdeki poşeti kapının kenarına bıraktım, panduflarımı da çıkarım kendimi yanına yavaşça bıraktım. Kolu belimi sardığında beni kendine hızla çekmiş ve bacakğını bacaklarım arasından geçirmişti.

"Uykum var ama uyumak istemiyorum." Yüzü siyah saçlarım arasında kaybolmuşken dudaklarını başımda hissedebiliyordum. Tırnağımı hafifçe eline sürterken kendimi iyice ona yasladım. "Vakit geçirebiliriz." Dedim sessizce. Konuşmaya çekinir gibiydim, beni heyecanlandırıyordu. "Bu işleri daha da zorlaştırır." Dedi bıkkınca. Ona dönmek için hareket ettiğimde kolu gevşedi. Dönmemle daha çok çekti, neredeyse dudak dudağaydık. Karnım kasılırken dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Seni özledim." Diye fısıldadım. Elim kahve saçlarına gittiğinde derin bir nefes çekmişti içine. "Birbirimizi özlememeliyiz." Dediğinde kaşlarım çatılmıştı. "Bizi sınırlandırma, birbirimizi seviyoruz işte neden ayrı kalmak zorundayız?" Tırnaklarıma kafa derisinde gezinirken ensesine de sürtmeyi unutmuyordum. Tiktok da kızların erkeklere yaptığını ona yapıyordum, tutar mıydı ki?

"Bunu birçok defa konuştuk. Biz beraber yapamayız, yapamıyoruz." Gözlerini sonunda açtığında kahvenin en hoş tonlarıyla karşılaşmıştım. "Beraberken de yaptığımız tek şey tartışmaktı." Dedi. "Özır dilerim Sezen, daha bir şey demeyeceğim ama gitme benden. Bu kadar basit mi senin için? Hiç mi değerim yok?"

Belimdeki elini yüzüme çıkardı, o kadar güzel bakıyordu ki bana. "Kübram, güzelliğim nolur. Biliyorsun, birbirimizi yaralıyoruz. Seni ne kadar sevdiğimi biliyorsun, sensiz yapamadığımı da." İlgiyle elmcık kemiklerimde gezindi parmağı. "Güzelliğinle herkesi büyülerken uzaktan izlemenin ne kadar zor olduğunu da bilmiyorsun ki sen. Senin için, bizim için bitirdik bu ilişkiyi. Beraber olamayız, sende benim gibi biliyorsun."

Dudak çizgimde gezindi, göz kapaklarım titredi. "Her çift kavga eder..." Sesim titriyordu, o öyle bakarak bu tarz kelimeleri sarf etmeye devam ederse hıçkıra hıçkıra ağlayacaktım. "Şşh Kübra, ağlama üzme beni." Endişeyle suratıma bakındığında alt dudağım titremeye başlamıştı bile.

Eli boynuma gidip beni hızla kendine çektiğinde dudakları anlımın kenarını bulmuştu bile. "Bir şans daha verelim bize nolur Sezen." Diye ağladım. Giydiği sweati gözyaşlarım ve sümüklerimle ıslattım. "Bizim sonumuz asla değişmyecek biliyorsun değil mi?" Diye sordu. Üzgün üzgün yüzüme bakıyordu. Gözlerimi kırpıştırdım, uzun ve ıslak olan kirpiklerim  tenime çarpıyordu.

Toxic GXGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin