10

2.8K 80 31
                                    

Okulun koca bahçesinden içeriye girdiğimizde üzerime hemen bir kasvet havası çökmüştü. Burayı sevmiyordum, burası aç kurtların olduğu bir ortamdı ve elimizde tek ve özel bir kuzu vardı; Sezen. Onu korumalı ve benim olarak kalmasını sağlamaya devam etmeliydim, bu koca okulda elbette inanılmaz güzel kızlar vardı. Sporcusundan ressamına, ressamından müzisyenine, müzisyeninden şairine kadar her bokta yeteneği olan insanlarla doluydu. 

Her neyse, hiçbiri bir ben etmezdi ya.

"Seni dersliğine bırakayım." Cebinde çalan telefonunu umursamadan benim maketimi taşımaya devam ettiğinde hafif bir tebessüm doğdu dudaklarımda. Böylesine ufacık şeyler bile hoşuma gidebiliyordu, belki önemli bir telefondu? Belki babası arıyordu? O benim için bunu siktir etmişti. O korkunç adamı umursamıyordu, benim içindi bu.

Adımlarımı biraz geniş atıp yanına iliştim. "Sezen." Diye omzumu omzuna vurdum hafifçe. Bakışları bana değdiğinde adeta içim titremişti, çok seviyordum sanırım. "Efendim?" Dediğinde gözlerimi yere çevirdim, kısa süre içerisinde tekrar ona dönüp fısıldadım. "Seni seviyorum."

Dudakları iki yana kıvrıldı ve bana doğru eğilip anlımı öptü. "Bunu söylemeye devam etsen iyi olur küçük hanım." Kalbim adeta teklediğinde dersliğimin önüne gelmiştik, birçok kişinin gözü yanımdaki kızdaydı. Telefonu tekrar ısrarla çaldığında rastgele bir sıraya maketi bırakmış ve tekrar bana dönmüştü. "Dersin kaçta bitiyor?" Diye sorduğunda etrafıma bakındım ve ilk gördüğüm çocuğu durdurup sordum.

"Selam, ders kaçta bitecek biliyor musun?" Çocuk gözlerini bir Sezene bir bana dikti, üniversitenin meşhur çiftiydik. "Bu ders bir saat sürecek yalnızca maketleri teslip edip, göze çarpanları inceleyecek." Dediğinde gülümsedim ve teşekkür ettim. Sezene döndüğümde dikdik bakmasıyla kaşlarımı çattım. "Ne?"

"Millete ne güzel gülümsüyorsun öyle, kasları hoşuna mı gitti de kolundan tuttun hemen?" Dediğinde gözlerim şaşkınlıkla havalandı. "Saçmalama! Önüme ilk gelen kişiyi durdurdum işte." Dediğimde daha da kızmışa benziyordu.

"Dersinin kaçta biteceğinden bile haberin yok mu? Bir dahakine de çocuğun koluna yapışır sorarsın."

"İsmini bilmediğimden tu-" telefonu tekrar çaldığında bu sefer hızla cevaplamış ve beni baştan sona süzüp bir iki adımla dibime iyice girmişti. Bir eli telefonu kulağında sabitliyorken diğer elini enseme atmış ve beni çekerek dudaklarıma sert bir öpücük bırakmıştı.

Ben onu öpemeden geri çekildi ve hızla derslikten çıktı. Arkasından üzgün üzgün bakarken sınıftan içeriye bu sefer en sevdiğim 3. İnsan girmişti, gevşek halleriyle  herkese selam vere vere geldi yanıma. "Yüzün sirke satıyor Kübram." Isırdığı çikolatayı bana çevirdiğinde koca bir ısırık aldım. "Sezen yanlış anladı ve gene tartıştık." Dediğimde elini boş ver dercesine salladı.

"O kız her şeyi yapabeceğini sanıyor, kontrol uzmanı piç." Diye söylendiğinde omzuna hafiften vurdum. "Ona yalnızca ben küfür edebilirim." Dediğimde gülmüş ve yanağımdan makas almıştı. "Yemek ye az, yanağın yok kızım." Gözlerimi devirdim ve maketlerin olduğu sıraya kuruldum.

"Seninkiler nerede?"

"Abim getirecek unuttum." Dediğinde gözlerimi bölerttim. "Salak mısın ya Begüm? Ders başlayacak ve hazır değil mi?" Dediğimde kıkırdamış ve maketkere dönmüştü. "Bira fazla iyi duruyor sanki, çizimlerine bir bakayım mı?" Derken çoktan çizim çantasındakilere uzanmıştı. "Bunları o mu yaptı?" Gözlerini bana çevirdi ve alayla güldü. "Waow etkilendim."

"Of Begüm derdin ne sabah sabah?" Maketleri diğer tarafa ittirdim ve sıramda oturan kızın bacaklarına kafamı koydum, gözlerimi ona çevirdim. Eli saçlarımı bulurken kafa derimi okşama başladı. "Seni böyle etkilemesi çok saçma, bıraksa da sen bir şeyler öğrensen." Saçımı avucunun içinde topladığında hafiften sızlamıştı.

"Moodumda değildim ve yetişmedi gerekiyordu, o da çok sinirleniyor benim sorumsuz olmama." Acıyan yeri okşamaya başladığında başımı iyica bacaklarına gömdüm. "Tabii seni bir güzel sikip, bacakların titrerken yataktan çıkıp gittiğinde moodun olmaz." Dediğinde hızla kalkıp bacağına vurdum.

"Sussana ya, sana bir daha hiçbir şey anlatmayacağım!" Kulaklarım çoktan yanmaya başladığında halime gülmüştü. "Utanma utanma, normal şeyler canım bunlar." Cimciklediğimde acıyla inlemişti. "Dalga geçme benle döverim valla."

"Engelliyi kandırmayın gardaşlar engelliyi gandırmayın taam mı? Allah yugardan görüyo sizi taam mı?"

Bıkkınlıkla arkama yaslanırken o kahkahalarla gülüyordu. "Seninkini Hakan abi gibi düşününce daha iyi oluyor." Onun bu laflarına alışmış olmanın verdiği bıkkınlıkla he he dercesine başımla onayladım. "Ve gitmeden önce rujunu bozmuş." Elini dudağımın kenarına atıp sildiğinde irkilmiştim. "Ne? Artık sana dokunamıyor muyuz küçük hanım?"

"Y-yok, irkildim sadece." Gözleri inanmadığını belli edercesine bakarken sadece gülmüş ve hocanın gelmesiyle diğer tarafıma oturmuştu. "İnanayım mı?" Yandan bir gülüş sundu bana.

"İnan aşko." Omzumu omzuna vurduğumda gülse de içim rahat değildi, Sezen bilse kıyamet kopardı. Sınıfın hepsi de düşmanımdı sanki, her bokumu yetiştiriyorlardı Sezene. Güzel ve güçlü olmanın faydasıydı sanırım, elin kolun her yere yetebiliyordu.

Bacaklarımı birbirine bastırdım ve gözlerimi kapadım, üzerimde baskınlık kurduğu düşüncesi iç çamaşırımı ıslatmaya yeterliydi.













🤝🏿

Toxic GXGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin