Sıradan bir sonbahar günüydü. Okullar açılmıştı. Jisung okulu hiç sevmezdi, zaten okula hem ailesi zorladığı için hemde arkadaşları Jeongin ve Hyunjin için geliyordu. Jeongin'le Jisung sanaldan tanıştı, bir videonun yorumlarında birbirlerinin bir çok ortak özelliklerini buldular, aynı yerde hatta aynı okula gittiklerini öğrendiler, buluşmaya başladılar. Aynı bir abi kardeş gibilerdi. Daha sonra Jisung, Hyunjin'le tanıştı. Aslında tanışma hikayeleri, Jisung'un Jeongin ile tanışma hikayelerine çok benziyordu. Hyunjin ile Jisung, bir videonun yorumlarında tanıştılar, ama kavga ederek. Hani derler ya "En iyi arkadaşlıklar, düşmanla başlar" diye, işte Hyunjin ve Jisung'un arkadaşlığıda tam öyleydi. Aralarındaki anlaşmazlığa rağmen, birbirlerini çok seviyorlar. Jisung, Hyunjin ve Jeongin'i tanıştırmaya karar vermişti. Hyunjin ve Jeongin tanıştılar ve çok iyi bir şekilde anlaştılar.
Jisung'dan:
Okula Jeongin ve Hyunjin ile gittik. Bu sene 11. sınıf olmuştuk, büyüdük işte. Jeongin ile tanışalı 2 yıl oldu Hyunjinle de 1 yıl. Onları kendimden daha çok seviyorum, onlar beni ayakta tutan kişiler, onlar olmasaydı ne yapardım inanın bende bilmiyorum, büyük ihtimal şuan yaşamazdım, çünkü dediğim gibi onlar beni ayakta tutan kişiler.Sınıfa gelmiştik, Jeongin ve Hyunjin birlikte bir önümde oturuyordu. Ders başlamıştı ama dikkatimi çeken bir kişi vardı, sanırım sınıfa yeni geldi, evet evet sınıfa yeni gelmiş, çünkü geçen sene yoktu. Kahverengi saçları, yıldızlardan daha parlak olan kedi gözleri, pembe yumuşacık gözüken o dudaklarıyla insanı büyülüyordu. Biraz daha onu seyredip derse odaklanmaya çalıştım. Lanet olsun aklımdan çıkmıyor, herneyse teneffüs çalınca yanına gideceksin Jisung tamam sakin ol. Teneffüs çalmıştı, Jeongin ve Hyunjin yanıma gelmişti. Ben onların geldiğini fark etmemiştim, çünkü o an tamda ön sırada oturan, kedi gözlü çocuğa büyülenmiş bir şekilde bakıyordum, ondan gözümü alamıyordum, lanet olsun. Hyunjin ve Jeongin baktığım yere baktı, o çocuğa baktığımı ikiside anlamıştı. İkiside sırıtarak birbirine baktı. Hyunjin omzumu dürterek "Lan oğlum iyi misin yeni gelen çocuğa büyülenmiş gibi bakıyorsunda" dedi gülerek. Hyunjin'in dediğiyle kendimi toparladım. Yanımda duran Hyunjin ve Jeongine baktım.
"Ha noldu bir şey mi oldu?"
"Bir şey olmadı oğlum, şu yeni gelen çocuğa büyülenmiş gibi bakıyorsunda, o yüzden yani sordum." dedi Hyunjin, ardından Jeonginin omzuna sırıtarak hafifçe vurdu.
"Gidelim mi yanına?" diye sordum
"Jisung aşık mı oldun?"
"Ya hayır ya sadece merak ettim ne abarttınız."
"Tamam hadi gidelim o zaman merak ettiysen."
Hyunjin hala sırıtıyordu. Yeni gelen çocuğun yanına ulaşmıştık. Kafayı sıraya gömülüydü. Hafifçe uyanması için omzunu dürttüm.
"Selam."
"Ha? Şey selam." Lanet olsun, sesi çok güzeldi.
"Sınıfa yeni gelen çocuk sen misin?"
"Ha, evet benim."
"İstersen bizimle takılabilirsin."
"Gerçekten mi? Olur." Şaşırmıştı. Neden şaşırdığını anlamadım.
Bahçeye çıkmıştık. Dolaşmaya başlamıştık.
"Adın ne?"
"Ben Minho, Lee Know, Lee Minho, Lino. İstediğini diyebilirsin." Dedi. Konuşurken heyecanlanmıştı. Heyecanlanırken çok tatlıydı.
"Bende Han Jisung. Hanjide diyorlar, sen yinede istediğini diyebilirsin."
"Bu Jeongin, bu da Hyunjin."
"Tanıştığıma çok memnun oldum. Hiç arkadaşım yok, o yüzden benimle arkadaş olmanıza şaşırdım."
"Nereden geliyorsun?"
"Kore'de doğdum ama doğduktan bir kaç ay sonra babamın işleri yüzünden Japonya'ya taşınmak zorunda kaldık. Ailemle bütün iletişimimi kestim, o yüzden onlardan uzaklaşmak için Kore'ye tekrar döndüm."
"Ailenle aran kötü mü? Sana bir şey mi yaptılar? Anlatabilirsin."
"Anlatmak istemiyorum, üzgünüm."
"Anladım, seni anlayabiliyorum." Deyip elimle omzumu okşadım.
Teneffüs çalmıştı, sınıfa gidiyorduk
☆
Son dersteydik. Minho benden instagram hesabımı istemişti, bende vermiştim. Birazdan eve gidecektik."Sonunda zil çaldı lan, son dersin matematik olması ne kadar boktan bir şey lan."
"Harbi, neyse yakışıyorsunuz." Dedi Hyunjin göz kırparak. Jeongin ben ve Minho konusu hakkında hiç konuşmamıştı, garip.
"Hyunjin sus."
"Tamam relax bro bir şey demedik ya."
"Jeongin sen hiç konuşmadın bugün, biraz üzgün gözüküyorsun, iyi misin?"
"Ha, ben mi? İyiyim, sadece biraz yorgunum uykumu alamadım."
"Anladım, eve geçince iyice dinlen." dedim, beni kafasıyla onayladı.
☆
Eve geçmiştim, kapımı kilitleyip hemen yatağa attım kendimi, gelen gürültüden dolayı. Okulda çok neşe dolu biriyim ama evde aynı olmuyor işte. Bunu hiç bir arkadaşıma bahsetmedim. Kardeşim Yuna ile aramızda hep ayrımcılık yapıyorlar, ama ben ona rağmen Yuna'yı çok seviyorum.Telefonuma gelen bildirim ile telefonu elime aldım.
Lknw_w sizi takip etmek istiyor
Kabul et ReddetBu sanırım Minho'ydu. Hemen isteği kabul ettim.
Lknw_w:
Selam Jisung
Ben MinhoHqn_jiswngg:
Selam MınhoLknw_w:
NaberrHqn_jiswngg:
Iyıyım sennLknw_w:
Bendee
Çok sıkıldım
Sahilde buluşalım mıHqn_jiswngg:
Olurrr
Saat 5de oradayımmLknw_w;
Bekliyorum :)Minho beni sahile çağırmıştı, çok mutluydum. Saat 16.30du. Hemen dolabımı açıp üzerime kahverengi uzun kollu bir tişört seçtim, altıma da bol bir pantolon, üzerime de bir mont. Hemen giyinip evden çıktım.
Üzerimi giymem 10 dakikamı almıştı, sahile inmemde zaten 20 dakikamı.
Sahile gelmiştim, Minho'yu orda görebiliyordum.
Yanına gittiğimde sarıldım, kokusu çok güzeldi."Şurda bir kafe var, oradan kahvelerimizi alıp sahilde yeriz, olur mu?"
"Olur, hadi gidelim."
Kafeden kahvelerimizi almıştık, sahile doğru ilerliyorduk. Bir banka oturmuştuk. İkimizde günbatımını ve denizi izliyorduk.
Minho denizi izlemeyi bırakıp bana döndü, bana döndüğünü fark edip bende ona döndüm. Yüzümü inceliyordu, dudaklarımı, gözlerimi, yanaklarımı, burnumu, kaşlarımı, kirpiklerimi inceliyordu. Ben ise sadece gözlerine bakıyordum. Aramızdaki sessizliği Minho bozdu,
"Biliyor musun Jisung? Çok güzelsin, çok güzel her yerin, kaşların, gözlerin, yanakların, burnun, kirpiklerin. Ama en çok ilgimi çeken dudakların."
"T-teşekkür ederim, sende çok güzelsin. Yıldızlardan daha parlak olan kedi gözlerin, tavşan dudakların, kahve saçların." Ben ne diyorum ya.
Minho sırıtmıştı. Ardından tekrar denizi seyretmeye başladık.Aradan baya geçti, Minho cebinden kablolu kulaklığını çıkarıp, The Neighbourhood-Reflections açtı. Sağ tarafı kulağıma, sol tarafınıda kendi kulağına taktı, ve yıldızları seyretmeye başladık.
⭑Evet yenı fıcım umarım begenırsınız
⭑Ybu ne zaman atarım bılmıyorum, bu hafta yazmaya calısırım, en gec haftasonu atarım.
⭑Bır sonra kı bolumde gorusmek uzere, hosca kalın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stars, mınsung
General Fictionınsanlar oldukten sonra yıldız olurlar, Han. o yuzden her gece sadece uykusuz kalıp aglayarak gokyuzunde senı arayacagım. eger senı bulamazsam lutfen bana kızma, senın yanına gelecegım, guzel olmaz mı sevgılım?