1 | {Levi Ackerman}

502 17 1
                                    

Kabus görüyordum sanırım. Rüyadaydım ancak müdahale edemiyordum. Eski anılarım gözümün önünde canlanıyordu. Her yer harabeye dönmüş, etrafta büyük, uzun ve korkunç yaratıklar vardı. Devler her yerdeydi. Her yerimizi sarmış ve bizi yemek için bekliyorlardı..

Her şey uzaktan görünüyordu. İzliyor ancak müdahale edemiyordum. Elimden hiçbir şey gelmiyordu. Biraz etrafıma baktığımda cesetlerin arasından küçük bir beden gördüm.. dikkatle küçük bedeni incelediğimde karşımdaki çocuğun siması çok tanıdık gelmişti. Çocuk ağlıyor olduğu için yüzünü göremiyordum ancak vücudu tanındıktı. Karşımdaki minik beden gözyaşları içinde kafasını kaldırdığında şok olmuş bir şekilde baktım.

Tanıdık gelen beden aslında çok yakın bir tanıdığımdı. Her şeyini bilen, her korktuğunda bana, içime sığınan o küçük beden aslında bendim..

Korkuyla ezberlediğim senaryonun ilerleyişini bekledim. Biliyordum, rüyaydı ancak oldukça gerçekçiydi. Her gün gördüğüm rüyayı tekrar seyretmeye koyuldum..

Çocuk kafasını kaldırıp etrafına korku ile bakıyordu. Her yerde acı çığlıklar vardı.. karşımdaki beden bir süre etrafı izlemiş, anlık bir cesaretle ayağa kalkmıştı. Etrafta devleri öldürmeye çalışan bazı askerler vardı. Çocuk ayağa kalktıktan sonra en yakınındaki askere koşmuş ve elini sıkıca tutup korku ile sarılmıştı güvendiği bedene..

Asker çocuğu alıp güvenli bir yere götürmüştü ve sıkıca tembihlemişti.

"Sakın buradan ayrılma! Ben geri döneceğim. Merak etme, güvende olacaksın" karşısındaki çocuk kafasını korkuyla salladıktan sonra asker gitmiş ve devletle savaşmaya devam etmişti. Çocuk acısını unutup hayranıkla uzaklaşan askere bakmış ve kendine bir söz vermişti istemsizce..

"Bende asker olacağım! Dünyayı kurtarıp daha iyi bir hale getirmek için çalışacağım!"

Burukça gülümsedim izlediğim yerden. Keşke dedim içimden, keşke hayat daha güzel olsa.. o sırada yakından iri adım sesleri geliyordu. Karşımdaki çocuk arkasına baktığında büyük bir dev arkasından ona doğru geliyor olduğunu farkedince çığlık atmaya başladı. Ancak çok geçti...

Sıçrayarak uyandığımda etrafıma baktım ve evimde, güvende olduğunu farkettim. Yanıma baktığımda uyuyan eşime, yani Levi'ye baktım. Yaklaşık 2 yıl önce evlenmiştik. Birbirimizi seviyorduk. Levi'nin nasıl bir insanı sevdiğine bende şaşırmıştım ancak onunda bir kalbi vardı sonuçta. İkimiz de birbirimizi sevdik ve onca olan şeye rağmen evlendik.

Mutlu bir evliliğimiz vardı. Levi bazen huysuz bir koca oluyor olsa da bana oldukça değer veriyordu. Bunları düşünürken sakinleşmiş ve yanımda uyuyan Levi'ye bakmıştım. Normalde küçük bir ses dahi olsa uyanırdı ancak oldukça yorgun olmalıydı ki hala uyuyordu.

Biraz susamıştım. Bu yüzden ayağa kalıp mutfağa doğru yol aldım. Çekmecelerden birini açıp bardak aldım ve su doldurup yudumlamaya başladım. Bu sırada belime dolanan kollarla olduğum yerde sıçrayıp arkama baktım.

"Levi. Beni korkuttun" güldüm. Daha sonra elimdeki bardağı tezgaha koydum. Levi de o sırada beni kendine doğru çevirmiş ve kollarını tekrar belime sarmıştı.

"Üzgünüm velet. Amacım bu değildi" daha sonra burnunu boynuma sürttüğünde huylandığım için boynumu omzuma doğru götürüp istemeden hafifçe yüzünü sıkıştırmıştım. O da bunu fırsat bilip boynumu ısırıp geri çekilmişti. Daha sonra burnunu burnuma sürttü.

"Uykum var velet.. hadi yatağımıza gidelim" gözüme bakarken hafifçe kapanan göz kapaklarından uykusunun olduğunu anlamıştım ancak benim uykum kaçmıştı. Yine de itiraz etmedim.

Anime ve Genshin X ReaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin