Kek

230 34 65
                                    

Rickylerin gelmesinden bu yana sakinlikle geçirdiğim 2 gün geçmişti.

Hanbin artık gece ben uyuduktan sonra geliyor ve sabahta ben uyanmadan çıkıyordu bu nedenle onu doğru düzgün göremiyordum, görmediğim için de bir değişiklik olmuyordu. Bayan Kim'se sessizlik için de ev işlerini yaparak günü bitiriyor ve akşam yemeği saatinde çıkıp gidiyordu.

Kısacası çok sıkılıyordum.

Tek bir kişi için kocaman olan bu evde yapabileceğim çok bir şey olmadığı için bol bol yatıp kitap falan okuyarak vakit geçirsem de gerçekten sıkıntımı gidermiyordu. 1-2 hafta önce sahip olduğum hareketli hayatımın bir anda sönmesiyle alışmakta zorluk yaşıyordum, normalde çıkıp sürekli farklı insanlarla farklı ortamlarla takılırdım ancak ne yazık ki artık evli olduğum için hareketlerime dikkat etmem lazımdı hem sadece bundan da değil Hanbin'le tekrar tartıştığımız zamanlara dönmek istemiyordum. Sürekli huzursuz bir ortam olacağından sıkılmayı yeylerdim.

Ama bu kadar da değildi tabii.

Dışarıya sıkıntıyla uzun bir nefes vererek uzandığım yataktan doğrulurken yapacak bir şeyler bulmak için biraz yatak odasından çıkmayı düşünmüştüm, evde yapacak bir şeyler illaki olmalıydı.

O yüzden tembel hareketlerle yatağın içinden çıkıp kendimi odadan dışarı atarken aklıma gelen şeyle alt kata inmeye başlamıştım, Hanbin'in çalışma odasına hiç girip bakmamıştım biraz karıştırsam eminim ki bir şey olmazdı.

Pekala bana odasına girmememi söylemiş olabilirdi ama girip baktığımı nereden bilecekti, sonuçta evde yoktu ve Bayan Kim'de gidip beni ispiyonlayacak değildi. Ayrıca Hanbin'in odasını çok merak ediyordum.

Alt katın koridorlarına ayak basar basmaz mutfağın biraz daha ilerisinde kalan Hanbin'in çalışma odasına doğru ilerlerken önünden geçtiğim mutfağa kısa bir bakış atmıştım, Bayan Kim akşam yemeği hazırlamakla meşguldü yani gelip ne yaptığıma bakmazdı. Yine de sessiz olmaya çalışarak ulaştığım çalışma odasıyla dudaklarımı birbirine bastırarak elimi kapı koluna atmış ve girmeden önce birkaç saniye beklemiştim.

Aslında çalışma odasının içini düğün günü kısa bir süreliğine görmüştüm yine de o an çok dikkat etmediğim için pek hatırlamıyordum bu nedenle merak etmem normaldi.

Daha fazla beklemeden kapıyı açıp içeri girerken odayı kaplamış olan tanıdık karanfil kokulu feromonlarla kendimi sersemlemiş hissederken umursamamaya çalışıp kapıyı arkamdan kapatmıştım.

Tipik çalışma odalarından farklı olarak içerisi daha çok bir kütüphaneyi andırıyordu. Karşılıklı iki duvar boydan boya raflarla kaplı ve kitaplarla doluydu, odanın ortasında güzel ahşaptan bir çalışma masası vardı ve masanın arkasındaki duvarda büyük pencereler vardı, yine de perdeler çekili olduğundan içerisi çok aydınlanmıyordu.

Öğlen saatleri olduğundan dolayı ışıkları açmak yerine gidip perdeleri açmış ve içeriyi güneş ışığıyla aydınlatarak daha rahat bir görüş elde etmiştim.

Artık daha rahat görünen odada merakla yürümeye başlarken gözlerimi Hanbin'in dağınık masasının üstüne dikmiştim, o kadar çok belge vardı ki kafam karışmıştı. Dudaklarımı dişleyerek çalışma masasıyla takım olduğunu düşündüğüm rahat ofis sandalyesine benzeyen sandalyeye oturarak masanın üstündeki belgeleri incelemiştim, şirket işleriyle hiç içli dışlı olmadığım için belgelerin içeriğini pek anlamasam da bazı finansal hesaplamalar olduğunu anlayabilmiştim.

Tanrım Hanbin her gün bunlarla mı uğraşıyordu?

Yüzümü buruşturarak belgeleri olduğu gibi geri masanın üstüne bırakırken koltukta biraz dönüp çalışma masasının çekmecelerine uzanmıştım, neler vardı acaba?

Clove|Haobin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin