Bugüne kadar art arda, iki kere kurşun yediğimi hatırlamıyorum. Polislik hayatım boyunca hatırladığım kadarıyla bir kere vurulmuştum. O da küçük bir sıyrıkla atlatmış olduğum bir şeydi.
Olan olaylardan sonra Yoongi ile eve yürümüş, daha doğrusu Yoongi'nin sırtında eve gelmiştim. Gelir gelmez de uyumuştuk. Şuan yeni uyanmanın verdiği huzursuzlukla tavana bakarak düşünüyordum. Yoongi ne düşünüyordu? Jimin'in bizi görmemiş gibi yapması onda şüphe uyandırmış mıydı?
"Günaydın." Yoongi saçını havluyla kurutarak yanıma oturmuştu. Saçını kurutan eli gevşedi ve uzaklara dalıp bir şeyler düşünmeye başladı.
"Günaydın." Duraksayıp bana döndü. Kaşlarını çatarak yere baktıktan sonra bakışları tekrardan beni buldu.
"Niye öyle bakıyorsun?"
"Hoseok sen buraya gelmeden önce ne yapıyordun?"
"Anlamadım ne alaka?"
"Bizimle tanışmadan önce ne yapıyordun?"
"Dediğim gibi evsizim normal sokakta yaşıyordum."
"Bu kadar akıllı ve tehlike anında soğuk kanlı olman da sokakta yaşadığın için o zaman?"
Cevap vermedim.
"N'oldu?"
"Bir şey yok. Sadece ben... Evet evet dediğin gibi."
"Anladım. Bu arada..."
Lütfen o konuyu açma lütfe-
"Dün. O polis bizi neden vurmadı?"
"Ne bileyim ben?"
"Dimi haklısın, nerden bileceksin ki sen."
Kapının çalmasıyla ayaklandım.
"Bekle ben açarım. Ev sahibiyim sonuçta." Her zaman bunu ima etmesine gerek yoktu. Görev olmasa yanında bile durmak istemiyordum.
Yoongi beş dakika sonra içeri girdiğinde yanında Taehyung ve Jungkook da vardı.
"Hoseok!" Jungkook büyük bir coşkuyla bana sarılmıştı. Beni tek seven kişiydi sanırım.
"Hoş geldiniz." Yanındaki Taehyung beni çok takmayarak Yoongi ile konuşmaya başladı. Ciddi bir konu konuşuyor gibiydiler. Jungkook bana sarılmayı bitirince onları dinlemeye başladık.
"Bugün çok dışarı çıkmayalım o zaman."
"Neden?" Taehyung Jungkook'un sorusuyla gülümsedi. Sanırım Taehyung'u tek Jungkook'a bakarken güldüğünü görmüştüm.
"Park jhonn'un adamları etrafta bizi arıyormuş."
"Ne?!" Onlar kim?
"Bu yüzden dışarı çıkarken tedbir almamız gerekiyor." Yoongi Taehyung'u başıyla onaylayıp bana döndü.
"Sana önemli bir şey vereceğim. Korunman için." Ciddiyetle söylediği şeyle küçük tebessüm ettim.
"Tamam." Ben buraya nereden düştüm? Diye düşünmeden edemiyordum. Şuan başka bir operasyonda ne güzel koşuşturmaca yaşayacak ken burada oturmuş suçlulardan saklanmaya çalışıyordum. Gururumu kıran düşüncelerle yerimde doğruldum.
"Benim işlerim vardı ama."
"Git o zaman dışarı. Kimse seni tutmuyor zorla." Taehyung'un bana söylediği şeylerle yüzüm düşmüştü. Ben ona hiçbir şey yapmadan bana düşman olmuştu. Jungkook Taehyung'u hafif cimcirip gözlerini büyüterek uyardı.
"Haklısın. Ben gidip işlerimi halledeyim o zaman." İşlerim yoktu. Sadece biraz hava almak istiyordum. Taehyung aynı şekilde kafasını sallayıp beni onayladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Time is running out- Sope
Fanfiction-semegi- Madde alıp satan bir çetenin lideri min yoongi ve onların arasına ajan olarak giren polis Jung Hoseok. Başlangıç: 14 Haziran 2023