Billdip- ölümcül aşk (Omegaverse)

Gerçeklik

....Aniden gelen ses ile hemen arkamı döndüm. Writer yani Yilene ha?

İşte şimdi işler daha ilginç bir hâl almaya başladı......

Yilene yere indi ve hayaletimsi formu birden bozuldu.

Beni arkasına aldı ve

"Bu iş ben de"

Dedi. Burada dikilmemi mi bekliyordu cidden?

"Hayır. Artık kimseye minnet edemem!"

Demem ile birlikte bana doğru döndü ve kollarımın üst tarafından sıkıca kavradı beni. Benden kısaydı ama güçlüydü de. Yazarın gücü bu olsa gerek diye düşündüm.

"Bak Dipper. Sen sensin. Sen Dipper'sın. Sahte ya da çakma değilsin. Neysen osun. Kendi kaderini kendin yaz. Bundan sonra sana karışmayacağım. Kalbine bak. Ne istiyorsun cidden?"

Derin bir iç çekti ve beni bıraktı. Arkasını döndü.

"Konuşmanız bitti mi bari?"

Dedi Reader ukala bir şekilde. Yilene'nin kırmızı saçları birden beyaza döndü ve Reader'ın üstüne atladı.

Üstünlük tabi ki de Yilene de idi. O çok güçlüydü. Vay be inanılmaz. Peki şimdi gelelim asıl konuya. Ne istiyorum? Ben ne istiyorum? Dipper Pines. Hayır hayır Mason Pines.

Ben.... Ben sanırım Bill ile olmak istiyorum. Onunla olduğum zamanlar gerçekten kendim gibi hissediyorum. Bana yaşadığımı hissettiriyor o.

Onun yanındayken rahatım ve mutluyum. Ama onu arkamda bıraktım. Hem de boş düşünceler yüzünden. Ama gerçekten boş muydu düşüncelerim?

Yilene elini şıklattı ve o an önümde bir ekran belirdi. Demek ki bu gerçekti. O gerçekten de yazardı. Eğer öyle olmasa ne düşündüğümü bilemezdi. Ama kalbimi bilmiyor. O yüzden kendim bulmalıyım. Ve buldum da.

Bill. Bill Cipher. Benim tatlı doritosum. Tek istediğim onunla mutlu olabilmek. Geçmişteki gibi birlikte olabilmek. Çocuklarımız.... Ya onlar?

Önümdeki boş ekran birden dolmaya başladı. Ekranda şunlar vardı.

Ben Bill ile yatıyorum ve ortamızda da kız çocuğumuz var. Yine kabus gördüğü için yanımıza gelmişti. Evet. O gece. Buraya gelmeden önceki gecemiz.

Çocuğum Elizabeth'in rahatsızlandığını görüyorum. Sihir gücünü kontrol edemiyor sanırım. Bill uyanıyor ve onun gücünü stabilize ediyor. Şimdi çok daha huzurlu görünüyor.

Şimdi ise ekranda Yilene var. Saçları eskisi gibi uzun. Bu evrende kısaydı.

Aynanın önüne geçiyor ve bir saç tutamını tutup kesiyor. Kestiği yerler sanki oradan lav çıkmış gibi görünüyor. Biraz daha kesmeye devam ediyor ve saçları kıpkısa, şu an ki gibi jellyfish kesime dönüyor. Yalan yok ona yakışmış.

Şimdi dışarı çıkıyor. Burası kocaman ve karanlık. Galaksiler ve evrenler var. Ne yani Bill'den daha mı güçlü? Şaşırmaya gerek yok tamam. Peki sonra?

Shiro birden onun arkasından çıkıyor.

"Her şeyi berbat ettin Yilene. Seni tanıdığımı sanmıştım."

Yilene arkasını dönmeye tenezzül bile etmedi. Ellerini cebine soktu ve

"Daha gerçek ismimi bile bilmeyen biri için çok konuşuyorsun"

Shiro sinirli görünüyordu.

"Anlat da bileyim o halde! Ben Sebastian ile çok mutluyum. Bu yüzden diğer herkeste bizim gibi mutlu olsun istiyorum"