-Yiğit'in Ağızından-
Sonunda o gün gelip çattı hemen üzerimi değiştirip dün akşamdan hazırladığım çantamı alıp aşşağıya indim.
Bartu ve ben Görcek ailesinin evine gidiyorduk Bartunun arabasına binip kemerimi bağladım ve düşünmeye başladım bundan sonra adımız duyulacak ve herkes evinde bizi özel ahçı olarak çalıştırmak isteyecek miydi? Yada her şeyi batırıp tamamen iş hayatımız son mu bulacaktı?Yaklaşık bir saat yolun sonunda Arabadan inip eve doru yürüdük eve vardığımızda ev lüks büyük bir villa idi.
Evin girişine geldiğimizde demir kapının yanında duvarda bulunan zile bastık zilin kamerası vardı ve bizi gördüler kim olduğumuzu tanıttık ve bir kişi bize kapıyı açtmaya geldi, içeriye girdik Adam bizi bir koridordan geçtirdi ve mutfağın yerini görsterdi."Hazırlıklara başlayabilirsiniz."
Beyfendi'ye kafa sallayıp hemen çantamı tezgahın bir kenarına koydum ve açtım içinden önlümü alıp bağladım. Bıçak takımımı çıkardım. İleride bulunan kiler gibi yerde kullanıcağımız meyve sebzeler vardı, dolapta da diğer malzemeler bulunuyordu. Hemen biraz arıştımalık hazırlamaya başladım.
Yarım saatin sonunda atıştırmalıkları hazırlamayı bitirmiştim. Bartuda balıkların kılçıklarını ayıklamak ile uğraşıyordu bende ona yardım etmeye karar verdim.
"Beni unuttun zannettim."
Bartuya ne diyor bu mal bakışı attım ve gülmeye başladı. Göz devirip işime devam ettim.
"Hey Yiğit."
"Ne oldu?"
"Ben birinden hoşlanıyorum."
Duyduğum şeyin hem mutluluğu hende ani şoku ile Bartunun suratına araba farı görmüş tavşan gibi bakıyordum. Elimdeki cımbızı bırakıp ona kocaman sarıldım ve sırtına vurdum.
"Hayırlı olsun koçum benim be! Ee yengemiz kimdir nerelidir?"
"Hoşlandığım kişi kadın değil..."
Bir an duraksadım neyse ki bu tarz şeylere karşı değildim ve o benim en yakın arkadaşım ona destek olmam gerekiyor.
"Anladım soruyu değiştireyim ozaman, eniştemiz kimdir nerelidir?
Bartu küçük bir kahkaha attı ve bende ona eşlik ettim ama soruma cevap alamadım çokta önemli değil benim için
Bartu kendini hazır hissetmiyorsa hissedene kadar bekleyeceğim.Zamanımızın geri kalanını gırgır şamata ve yemek yaparak geçirdik. Hazırladığımız herşeyi tabaklayıp tepsilere koyduk ve dinlenmeye çekildik. Bir süre sonra bir kaç tane garson arkadaş geldi ve onlarla tanıştık bizim restaurantın iki sokak arkasında çalışıyorlarmış.
Hepsi bir birinden iyi ve işlerini bilen insanlar dı. Fazla vakit kaybetmeden atıştırmalık tepsisini aldırlar ve bahçe de bulunan bütün masaların üzerine yerleştirdiler tabi bizde onlara yardım ettik.
Öğleden sonra misafirler bahçeye gelmeye başlamışlardı ve gerçekten çok kalabalıktı. Misafirlerin hepsi birbirinden güzel elbiseler takımlar giymiş hepsi zengin duruyordu.
Parti başlamıştı ve herkez muhabbet edip eğleniyordu. Bizde oturmuş birer kahve içiyorduk. Gürültü kafamızı şişirmişti ama elden ne gelir pati bitene kadar burada bulumak zorundayız.
"Bartu bey on tane daha karides tava yapabilir misiniz lütfen?"
"Tabi hemen."
Ev sahibi bizden artı yemek istemişti acaba yemekler yetersiz mi geldi diye düşünüyordum.
"Umarım çok beğendikleri için istemişlerdir."
Dedim ve Bartu'ya yardımcı olmaya başladım. Karidesler hazır olunca onları garson arkadaşlara verdim. Ardından iki tane takım elbiseli beyfendi bana yaklaşıp lavabonun yerini sordular koridordan gelirken görmüştüm yerini.
"Hemen koridorun sonunda"
Diyerek elimle işaret ettip kafa sallayıp teşekkür etti bende ona el salladım.
Sonra Bartu'nun yine bir şeyler hazırladığını fark ettim ve ona yardım etmek için yanına gittimHavuç doğruyordu ve bana elinde ki bıçakla turpları işaret etti bende anlayıp elime bir bıçak alıp turpları doğramaya başladım. İkinci turpu doğarken yanlışlıkla elimi kestim.
"Hay sikeyim!"
"Yiğit iyimisin!?"
"Elimi kestim ama çok derin değil bir şey olmaz. Hemen iki dakika lavaboya gidip bakayım belki yara bandı falan vardır"
"Gelmemi istermisin?"
"Yok sen devam et yemeğe eksik kalmasın"
"Tamam dikkat et"
Elime bir peçete ile baskı yaparak lavaboya gittim kapıyı tıklattım ama içeriden herhangi bir ses gelmedi tekrardan tıklattım ama bu sefer aynı anda kapıyıda açmaya çalıştım fakat kilitliydi. Kapıyı tıklatıp..
"Pardon içeride biri varmı iyimisiniz?"
Diye sordum ama içriden ses gelmedi içimden bir ses tekrardan kapıyı açmam gerektiğini söylüyor du. Bende tekrar denemeye karar verdim kapı kolunu aşağıya çektiğimde bu sefer açılmıştı.
Kapıyı açtığımda gözlerimin tam önünde bir adam kanlar içinde yerde yatıyordu
Gördüğüm şey ile olduğum yerde dona kaldım Ve birisi beni ittirerek lavabodan çıktı yüzünün yarısı maskeli idi ve sadece gözlerini görebildim adam koşarak uzaklaştı ben olduğum yerde kala kaldım. Arkamdan birinin ismimi seslendiğini duydum ama tek yapabildiğim şey geri adım atmaktı.-Bartu'nun ağızdan-
Yemekleri hazırladıkdan sonra Yiğit'in nasıl olduğuna bakmaya karar verdim
Koridora çıktığımda Yiğit'in şok içerisinde açık olan lavoboya baktığını ve siyah kıyafetleri olan birinin koşarak kaçtığını gördüm. Hemen yanına hızlıca gittim ona seslendim ama tek yaptığı şey geri adım atmak olmuştu ona yaklaşıp elimi omzuna koydum ve lavabonun içerisine baktım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tepsideki Bıçak /Gay (+18)
Teen Fiction+18 bxb(gay) kurgudur cinsel ve olumsuz öğeler içerir Takıntılı bir katil ve "masum" bir ahçı'nın aşık olma serüveni.