Hırsız

16 1 0
                                    

Yazar'dan:
Felix sabah erken bi vakitte uyanmıştı.. Bir şey onu rahatsız etmiş ve uykusunu kaçırmıştı.. Ama onu uykusunda rahatsız eden şeyin ne olduğunu bilmiyordu.. Ve buna da anlam veremiyordu.. Neden sebepsizce uyanmıştı ki bu kadar erken bi saatte? Sevgilisi hala mışıl mışıl uyuyordu.. Felix telefonunun ekran ışığını kısıp saate baktı.. Saat sabah 05:43'ü gösteriyodu.. Cidden çok erkendi.. Geri uyumayı defalarca denedi ama uyuyamadı.. Bu yüzden uyumayı bir kenara bırakıp önündeki 4 saat boyunca izleyeceği uyuyan sevgilisini izlemeye başladı.. Felix kafasındaki düşüncelere o kadar dalmıştı ki uyanan sevgilisinin yüzünün önünde el salladığını bile görmemişti.. Düşüncelerinden kurtulan Felix yüzünün önünde sallanan eli tuttu ve Hyunjin'e yaklaştı..

Felix:
Noldu bebeğim?

Hyunjin:
Daldın gittin..
Bende burda olduğumu belli etmek için yaptım..

(Kıkırdar)

Felix:
Hmhm..
Daldım ya..
Çok erken uyandım..
Neden bu kadar erken uyandığımı ben de bilmiyorum..
Yaklaşık gece 05.40'tan beri uyanığım..

Hyunjin:
Noldu ki?
Sabah beşte gitmen gereken bir yerde yoktu..
Peki saat 9.00'a kadar ne yaptın?
Geri mi uyudun?

Felix:
Tch..
Uyumaya çalıştım ama olmadı..
Bu saate kadar seni izledim..

Hyunjin:
Aysh utandım..

Felix;
Utanma güzelim..

Hyunjin:
Bu saate kadar uyumadın yorgunsundur.. Uyumak ister misin?
Ben kahvaltıyı hazırlarım merak etme..

Felix:
Teşekkür ederim Hyunjin..
Sen aşağıya in kahvaltıyı hazırlamaya başla.. Uyuyabilirsem uyurum kahvaltıyı hazırladığında beni uyandır..

Hyunjin:
Tamam uyandırırım..

(Felix sevgilisini kendine çekip dudaklarına yapışmıştı.. Biraz öpüp geri çekilmiş ve)

Felix:
Görüşürüz güzelim..

(Battaniyenin içine girmiş ve gözlerini kapatmıştı.. Hyunjin'de aşağıya inip kahvaltı hazırlamaya başlamıştı..)

Yazar'dan:
Hyunjin dolaptan kahvaltıya lazım olabilecek her şeyi çıkartmış ve yapabileceği bir kahvaltılık düşünmüştü..
En sonunda o kadar fikrin içerisinden pankek yapmayı seçmiş ve hamur hazırlamaya başlamıştı.. Malzemelerin hepsini kattıktan sonra karıştırırken yukarıdan kendi isminin seslenildiğini duymuştu aslında bu bir seslenme değil de daha çok çığlığa benziyordu..

Felix:
Hyunjin!

Yazar'dan:
Hyunjin Felix'in kendi ismini çığlık atarak söylemesi ile korkmuş elindeki her şeyi anında bırakıp yukarıya çıkmıştı.. Aklından yukarıya çıkana kadar bir sürü kötü düşünce geçmişti aralarından en çok olmasını istediği şey de sadece ufak bir kabus görmüş olmasıydı.. Ama Felix kabus görmemişti kabusdan dolayı değil başka bir şeyden dolayı çığlık atmıştı.. Çiftimizin evi çift katlı dubleks bir evdi.. Ve evin ikinci katında yatak odaları bulunuyordu.. Yani dışarıdan evin çatısına tırmanmak ve oraya çıkmak isteyen biri rahatlıkla merdiven kullanmadan çıkabilirdi..
Çünkü 1. katta balkonları vardı.. balkonun taşına çıkarak da oradan ikinci katın camına ulaşabilirdi.. ki bu adam da öyle yapmıştı zaten çiftimizin yatak odasının camına ulaşmış ve pimapen camı dışarıdan dikkatlice açmış ve içeriye girmişti.. Felix bunların hiç birini duymamıştı.. Adam içeriye girmiş ve çekmeceleri karıştırmaya başlamıştı.. Felix'in uyanmasını sağlayan sebepte adamın makyaj masasının üzerinden saç maşasını yere düşürmesiydi.  Felix ilk başta Hyunjin zannetse de gözlerini açtığında yabancı birini görmüştü ve anında çığlığı basmıştı.. Adamın çığlığı duyupta camdan atlayıp kaçması bir olmuştu.. Hyunjin Felix'in uyuduğu odaya girmiş ve Felix'i nefes nefese kalmış olarak bulmuştu.. Çok korkmuştu.. Üstelik Hyunjin'de Felix'in neden bu denli korktuğunu bilmiyordu.. Hızla yanına gitti ve saçlarını sevdi ona sarıldı ve şöyle sordu..

Hyunjin:
İyi misin?
Neyden korktun?
Kabus mu gördün sevgilim?

Felix:
H-Hayır..
Hırsız..
Hırsız girdi..


Hyunjin:
Ne!?
Nerde!?

Felix:
Kaçtı..
Camdan atladı..

(Yutkunur..)


Hyunjin:
Bişeyin var mı?
İyi misin?

(Ayrılmış ve yüzünü avuçları arasına almıştı..)

Felix:
İyiyim..
Ama korktum..
Saç maşasını düşürdü öyle farkettim..
Yoksa uyuyordum..
Belki de bir sürü şey çalıcaktı..


Hyunjin:
Tamam geçti..
Korkma yanındayım..
Bişey almadı dimi?


Felix:
Alıyordu..
Ben uyanınca korkup almadan kaçtı..

Hyunjin:
Emin misin?


Felix:
Eminim..

Hyunjin:
Peki..
Kahvaltı hazırlıyodum..
İstersen gel yanımda dur hm?

Felix:
Olur..

Yazar'dan:
Hyunjin Felix'in elinden tutmuş ve onu yataktan kaldırmıştı.. Ardından da kucağına almıştı.. Felix buna şaşırsa da bir şey demedi ve kollarını Hyunjin'in boynuna doladı.. Birlikte aşağıya indiler ve Hyunjin Felix'i kucağında mutfağa götürdü.. Tezgaha oturttu ve hamuru karıştırmaya devam etti..


Felix:
Ne yapiyosun?


Hyunjin:
Pankek yapıyorum sevgilim..

(Hamuru karıştırıp tavaya bir miktar aralıklı bir şekilde dökmüş ve yuvarlak şekilde pişmelerini beklemeye başlamıştı.. Onlar pişerken Hyunjin Felix'in yanına gitmiş ve ellerini beline koymuştu..)

Hyunjin:
Sevgilim..
Korkma olur mu?
Ben her ne kadar senden küçükte olsam yanındayım..
Tamam mı?

(Saçlarını sevmiş ve onu boynundan tutup kendine çekmişti.. Ardından ona gülümsemiş dudaklarını Felix'in dudaklarıyla birleştirmişti.. Felix ellerini Hyunjin'in beline yerleştirmisti Hyunjin'in elleri Felix'in boynundaydı.. Bir süre onu dilediği gibi öptü sonra da alt dudağını emerek ayrıldı ve pankeklerin diğer tarafını çevirdi..)

Felix:
Seni iyi ki sevmişim Hyunjin..

Hyunjin:
Bende bende..

(Gülümseyip pankeklerin tamamını pişirmiş ve büyük bir servis tabağına alıp diğer kahvaltılıklarla beraber masaya götürmüştü.. Birlikte masaya oturup yemeye başlamışlardı..)

~BÖLÜM SONU~

Doğruluk mu Cesaretlik mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin