Hangi tarafı dinleyeceğim?

24 3 2
                                    

Felix:
Bırak yüzsüzlüğümü şimdi..
Lütfen beni içeri alır mısın?


Minho:
Geçerli bir sebep söyle..


Felix:
Aldatıldım hadi al şimdi-


Minho:
İyi olmuş-
Geç içeri..

(Hyunjin zemin katın banyosundan çıkıyordu.. Minho'ya biraz kafasındakileri boşaltmak için duşa girmek istediğini söylemişti Bu yüzden banyodan çıkarken üzerinde sadece bornoz vardı.. Felix'in gözü ilk Hyunjin'e çarptı.. Çoktan salona geçmişlerdi.. Hyunjin Felix'i görünce ilkten panik yaptı çünkü bornozlaydı.. Sonra neden geldiğini sordu..)

Hyunjin:
Ne işin var senin burda?
Neden geldin?

Felix:
Üstünü giy gel anlatayım..

Hyunjin:
Yok ben böyle oturucam..

(Felix'in karşısındaki kanepeye oturur ve bacak bacak üstüne atar-)

Hyunjin:
Anlat..

(Görünmüyo aq-)

Felix:
(Herşeyi anlatır..)

Seni bir arkadaş olarak görmediğini söylemiştim sana..
Seni desteklemiyormuş bile..
Dost görünümlü düşmanmış ve sen bunu fark edemedin..
Fark etmen için yanına geldim..
Ama zaten artık çok geç..
Hem senin hayatını ve mutluluğunu elinden aldı hem de benim..
İnan kendi hayatımı mahvolmasından çok senin hayatının mahvolmasına üzüldüm Hyunjin..
Sen zaten benim yüzümden hayatını yaşayamamıştın..
Seni üzmekten başka hiçbir şey yapmıyordum..
Mutluluğunu elinden ilk ben aldım zaten..
O yüzden Jeongin'e fazla yüklenme olur mu?
Ne diceksen ne yapıcaksan sadece bana yap..
Yapacaklarının ve diyeceklerinin hepsini sadece ben hak ediyorum..
Böyle işte bunları söylemeye geldim..

Hyunjin:
Anladım..
Peki o biliyor muydu?

Felix:
Neyi?

Hyunjin:
Arkasından çevirmediğim iş kalmadı onu diyorum..
Onun bana dost görünümlü düşman gibi davrandığını başından beri biliyordum..
Sadece rolümü çok güzel oynayan bir oyuncuyum Felix..
Ona dertlerimi anlatırken aynı zamanda Minho'ya da anlatıyordum ve zaten dertlerime çare bulanda Minho oluyordu..
Yani benim tek dert ortağım o dost görünümlü düşman pardon "şeytan" değildi..
Ondan kurtulduğum iyi oldu..
Siktir et..
Benim söyleyeceklerim de bu kadar..
Üstümü giyinmeye çıkayım üşüdüm..


Felix:
Hasta olma..
Hadi git giyin..

(Hyunjin yukarıya çıkmış ve giyinip gelmişti..)

Hyunjin:
Geldim..

Hyung..


Minho:
Söyle Hyunniem~

Hyunjin:
Bana kahve yapsana..

(Güler)


Minho:
Kahve köpeğin olsun-
Yapıyım otur sen..


Hyunjin:
Saol Hyung..


Minho:
Bişi değil..
Felix sen?
Kahve içer misin?



Felix:
Ah olabilir teşekkür ederim..



Minho:
3 tane kahve siparişiniz alındı-


Hyunjin:
Kendine yapma hakkını sana kim veriyo la-
Nfndjsjs hadi hadi yürü mutfağa-


(Minho kahve yapmaya gider.. Felix Hyunjin'in yanına oturur ve Hyunjin'in çenesinden tutup kendine çevirir..)


Hyunjin:
Napıyosun?
Bırakır mısın?

Felix:
Bişi yapmıyorum..
Sadece bana bakmanı istiyorum..

Hyunjin:
Bakmak istemiyorum..
Bana doğruları söyledin diye yaptığın onca şeyi unutacağımı falan mı sanıyorsun?
Ya da seni affedeceğimi falan hm?

(Kafasını geriye çekmiş ve Felix'in elinden kurtulmuştu.. Sonrasında da kalkıp tekli koltuğa oturmuştu..)


Felix:
Ben öyle bişi demedim..
Ama tabii isterdim affetmeni..
Hala seviyor musun beni?



Hyunjin:
Evet seni hala deliler gibi seviyorum ama.. Unutmaya çalışmak çok koyuyo biliyo musun?
Bir tarafım unutmak istiyor bir tarafım unutmak istemiyor senin gibi birini..
Bir tarafım diyo ki bir daha nasıl bulacaksın onun gibi yakışıklı boylu poslu birini..
Diğer tarafımda diyo ki sana bu dünyada ondan başka erkek yok mu?
Sana yapmadığını etmediğini bırakmadı kalbini paramparça etti sonra toplamadan gitti..
Neden hala ona bir şans vermeye çalışıyorsun?
Hangi tarafımı dinlemeliyim bilmiyorum..

Felix:
İki tarafında kendilerince haklı..
İstediğin tarafı dinlemende seni özgür bırakıyorum..
İster affet sana harikalar yaşatayım..
İstersen beni ömür boyu affetme asla bir araya gelemeyelim..
Bunlardan birini yapmak senin elinde..


~BÖLÜM SONU~

Doğruluk mu Cesaretlik mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin