Yeniden başlanğıç

29 6 7
                                    

LİZGE SAYGIN 'dan

Ben lizge lizge Saygın henüz 20 yaşındayım. 60  kilo 1.76 boyunda mavi gözlü sarı saçlı lizge. henüz 6 yaşında ailem tarafından terk edilen lizge. İstanbul 'da doğdum vminç hastalığına yakalandım dünyada sadece on kişide vardı.bizi tedavi görmek için bir hastaneye götürülduk bu hastaneye 15 yaşında geldik hala bu hastalığın tedavisini bulamadılar. buraya geleli 5 sene geçti.
ailem tarafından çok beklenen bir çocuktum. "ama sadece 5 yaşına gelene kadar" " 9 yaşlarında bir kere ziyaretime geldiler daha sonra onları hiç görmedim." görmek istemiyorum da" ben kendimi aileme hiç sevdiremedim
beni annem denilen o kadından çok bakıcım severdi beni ve dedem beni severdi.
"ziyaret etmeye geldiklerinde dedemin öldüğünü söylediler ve ben hayatımda o an ikinci defa kırıldım"
ben bu hayatı tek başıma öğrendim annem beni 6 yaşında terk etti dedem ne desede dedemi dinlemeyip beni bir okula bıraktı. ve ben ben ile ilgilenen hocalarımı annemden çok seviyordum en çok da selin hocamı çok seviyordum.
benimle hep o ilgilenir hep onunla vakit gecirirdim. taki 15 yaşına gelene kadar. sonra vminç hastalığına yakalana kadar sonra hayatımı hastanede geçirdim biz
10 kişi bu hastaneye tıkana kadar bu on kişinin hayatını bu hastane bitirmişlerdi ilk bir yıl boyunca hücrede kaldık. tüm ihtiyaçlarımızı hücreye bırakır bizde oradan kullanırdık. artık herkes den nefret ediyorum "özelikle beni bu duruma getiren ailenden " ben bu hayatı kendi başıma geldim kimse olmadan hiç kimse olmadan. Sadece yanımda on  kişi var 15 yaşından sonra benim ailem onlardı 15 yaşından önce ise selin hocam ve arkadaşım çimen. bu benim hayatım. "Tek başıma kaldığım bu karanlıkta ufak bir ışık arayan bendim lizge Saygın."tek istediğim bu karanlıktan kurtulmak ufakta olsa bir ışık bulmaktı . sonra kapı çaldı " gel" dedim yeliz geldi "lizge hadi bahçeye çıkalım" dedi.
" tamam geliyorum yeliz " dedim. sonra beraber asansöre bindik asansör durunca bahçeye doğru ilerledik . bankta oturanları görüp yanlarına doğru gitik bankta oturan klye ve aslehy  idi.
"selam kızlar nasılsınız " dedim.
Klye" iyi senden" dedi.
" hiç öyle yeliz 'la dolaşalım dedik
" dedim. Yeliz "gelseniz'e beraber konuşuruz " dedi. aslehy " hadi ne duruyorsun" dedi.
sonra yürümeye başladık . sohbete dalıp gitmiştik.
Klye "bir şey söyleyecem " dedi. üçümüde söyle dedik. Klye " öğle yemeğini kaçırdık " dedi.
Yeliz " hadi koşun "dedi. Aslehy  "17 dakika geç kaldık"dedi.
Yeliz "konuşacağına koş " dedi.
biz koşarken onlar hala tartışıyorlar' dı "tartışmayı bırakında koşun " diye bağırdım. sonunda asansöre ulaştık
asansöre bindikten sonra yemek haneye girdiğimizde tam saat 20 geçiyordu
melodi " nerdesiniz "diye kızgın bir sesle bağırdı. a evet melodiyi unutmuştum. hemen yemeklerimizi alıp masaya geçtik.
yemekleri hızlıca yiyip yemek haneden çıktık. çünkü daha çok işimiz vardı yarın melodi'nin doğum günüydü daha çok işimiz yardı yarın 4 nisan molodi'nin doğum günün. molodi doğum gününü unuttuğumuzu sandı ama biz unutmadık.

İşte beklenen gün gelmişti. evet bugün 4 nisan molodi'nin doğum günüydü ama ben hala ne alıcagima karar veremedim bin defa düşündüm ama hepsi sıradan hediyelerdi "arkadaş benim alıcagım hediye sıradan olamaz"

Hemen sonra odama gittim ve dolapları kurcalarken aklıma bir şey geldi "tabi yaa" dedim çocukluktan sakladıgım tek şey deniz kabuğum evet bunu onca yıl saklamıştım bu deniz kabuğunu bana dedemden kalmadı evet bunu ona vere bilirdim çünkü o benim en değerlimdi. sonra hemen siyah bir kutu alarak deniz kabuğunu içine koydum.evet hediyem hazırdı sırada hazırlanmak vardı. İnce askılı lila renkli bir elbise giydim.sacımı tarayıp üst tarafını ince bir topladım dudağıma glos sürdükten sonra krem rengi çantamı alıp odadan çıktım.

sonra tam tahmin ettiğim gibi yavuz her şeyi hazırlamış yemekhaneyi partiye çevirmişti resmen. Kyle ve akıncı onu oyalarken yavuz , april ve agustin herşeyi hazırlamıştı. aslehy ve yelizde hala ne giyeceklerini bulamamıştı en son çıkıp yanlarına gittim. yeliz kırmızı bir elbise giymiş . aslehy ise deha sade siyah bir elbise tercih etmişti. Sonra asansöre binip aşağıya indik ama hala bunlar ortada yok . " Kizlar gelinde bunları bulalım " dedim. çünkü artık bunları beklemekten içime gına girdi vala.

Yok arkadaş ben böyle bir şey görmedim kız hala ortalıklarda yok. yeliz "akıncı " diye seslendiği de ben ve aslehy hemen dönüp akıncı ya baktık hemen "kızlar nerede " dedim akıncı "beni bırakıp gittiler " dedi. hadi gelde sıkılma bu işten arkadaş. "Saklambaç mı oynuyoruz anlamadım " dedim. akıncı "bilmem bende senin gibi onları arıyorum " dedi.  aslehy "arka bahçeye bakan varmı " diye sordu. hepimiz "yok diyince" hepimiz arka bahçeye doğru koştuk.
acaba bu klye ve melodi ne haltlar karıştırıyor.
arka bahçeye gittiğimiz de klye ve melodi
yere oturmuş agliyolardı. gerçekten helal olsun kyle doğum gününde kızımı aglatmış o salak. " ben demiyorum uyum bu kız salak diye" dedim. klye "sen bir sus oradan geri zekalı " dedi. "ben seni var ya dedim ki" akıncı "kesin artık görmüyor musunuz kızın halini " diyerek beni susturdu ah konu melodi di demi. kız hala ağlıyor sonra melodi'nin yanına oturdum " biliyor musun ben doğum günümde terk edildim" dedi. melodi en çok beni severdi ve klye de ."yok " dedim . " melodi anlatmadım demi" dedi. "Evet " dedim. melodi "işte ben bu günü hiç sevmedim " dedi. "ama bu gün seveceksin" dedim "bu gün sana hiç unutamadığını bir doğum günü yaşatıcam " sonra melodiyi alıp içeriye götürdüm bizimkiler arkamızdan geldi klye "bu kızı sadece sen ikna edebiliyor_ sun " dedi . bende kendimi överek "ben herkesi ikna edebilirim " dedim. Agustin "beni asla ikna edemedi" dedi . "ben istemiyorum dur " dedim. içeri girince melodi şok oldu. melodi "düşündüğümden bile güzel olmuş" dedi. agustin "senin için bu az bile " dedi. sonra yeliz " hadi ama iki saattir sizi bekliyoruz "dedi. yavuz "hadi geçelim " dedi. sonra hep beraber kutlamaya geçtik. pastalar kesildi mumlar üfflendi , şarkılar çaldi, danslar edildi en
son hediye verme zamanı gelmişti. sonra herkes hediyesini vermeye başladı. ilk önce yeliz vermişti hediyesini acaba ne almış diye düşündüm. melodi " teşekkürler tatlım " dedi. sonra klye vermişti hediyesini. melodi yine "sağol klye " dedi. ve sonra asleyh  vermişti hediyesini. sonra agustin,april ve yavuz vermişti . ve en son ben verecektim tam melodi ye doğru adım attım ki aniden silah sesleri gelmeye başladı "ne oluyor burda " dedim. yavuz "bilmiyorum ama ters giden bir şeyler var " dedi. hemen bahçeye doğru adım atık ki silah sesleri artmaya başladı. hemen masanın altına çoktuk. sonra yavuz yavaşca masanın altından kalktı. klye "yavuz nereye " dedi. yavuz "bekleyin beni dışarı bakıp gelirim ben gelene kadar masanın altından çıkmayın" dedi. yavuz dışarı çıktığında silah sesleri çoktan bitmişti 10 ,15 dakika sonra yavuz geldi april "ne oldu yavuz ne için gelmişler" dedi. yavuz "ya doktor birini mi kandırmış ne onlarda doktoru almaya gelmişler" dedi. aslehy "yavuz hangi doktoru aldılar " dedi. agustin "kızım hangisini alıcıklar kesin aslanını almışlardır" yavuz "malesef aynen öyle " dedi. yeliz "neden biz hala masanın altındayız aslanı almış gitmişler zaten " dedi.  ve hepimiz aynı anda masanın altından çıktık .  hepimiz etrafa bakıyorduk  silahlar havaya doğru sikildigı için etraf biratigimiz gibi idi. sonra yavuz "saat geç oldu artık bizde odalarımıza geçelim dedi." melodi "lizge gerçekten hiç unutmayacağım bir doğum günü yaşatın Tebrikler arkadaşim" dedi. Bende alay ederek "ne bekliyorsun kızım benden ben dediğimi yaparım " dedim  ve hepimiz odamıza gitmiştik hepimiz bir merdivenleden çıkarken çocuklar bir birlerine "iyi geceler diyip" odalarımıza girdik. üstümü değiştirip kitapımi alıp  yatağıma geçtim. ne geceydi ama .

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 18 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İHANETİN SESSİZLİĞİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin