1

47 1 0
                                    

♪ Evgeny Grinko-valse
# Ben aşk nedir bilmem, eski kafalıyım. Bir seni bilirim.. Bir de adın geçince sıkışan kalbimi.
-Atilla İlhan

16.04.2024 başlangıç..

Çizgiler, kıvrımlar, darbeler ve fırçanın usulca kayarken bıraktığı iz. Titreyen elimin bıraktığı izler.. Ruh izlerim. Kalp kırıklığım. Ölüme duyduğum özlemim.. Canlı renklerin aksine soluk renklerle dolu bi paletin zemine yuvarlanışı. Yerdeki kırıklara sıçrayan boya.. Canlı bi turuncunun tuvale yansıyışı. Üstüne düşen bi kaç damla gözyaşının boyayı dağıtışı.

Güldüm. Paleti almak için eğilmedim bile. Kendimi rastgele bi koltuğa attığımda masadaki sigaraya uzanmıştım.

***
"Sen üst sınıf mısın?"
".."
"Duydum ki resimlerin sergiye gidecekmiş."
"Evet." bıkkınlıklarla dolu bi ses.
"Ama onlar sergiye gidecek kadar güzel değil."
"Sana göre, ben çoğunluğa bakarım."
"Resimlerin çok sıkıcı."
"Ne?"
"Resimlerin diyorum, onlar sıkıcı."
"Sen ne anlarsın ki?"
"Hadi ama insanın içini karartıyor."

"Susacak mısı-"

"Solukların içine canlı renklerden katabilirsin. Mesala hmm mesala.."

"Hangi rengi uygun gördünüz hanımefendi?" dalga geçilmek için sorulan soru tek bi kelimeyle havada asılı kalmıştı.

"Turuncu." eline gösterilmek için tutuşturulan boya kutusu canlı rengiyle parlıyordu.

"Turuncu?"

"Bence her renge uyuyor."
"Gerek yok."

Gerek var.

"Daha denemedin bile."

Deniyorum ama senin verdiğin o boyayı bulamıyorum.

"Renkler uyuşmaz"
"Uyuşur."

Uyuşmuyor, tüm turuncular çirkin.

"Bilirsin."
"Neyi?"

"Turuncu güzeldir."

Senin hayat verdiğin turuncu güzel, bilmiyorsun Ela. Sadece turuncu sana yakışıyor.

***

***

"Araf?"
"Burada ne arıyorsun."
"Işığın yanıyordu ve ne yaptığına bakmaya geld-"

"İşim bitti, istediğin kadar kal, çıkıyorum."

"Yapma Araf"
"Neyi lan neyi?"

"O kızın ölümünü çevrenin üstüne yıkma. Sen bu değilsin."

"Ben tam da buyum Asel. Beni rahat bırak."

"Abi Ela'yı kurtaramazdın, senin suçun değildi. Zaten hastay-"

"Ben-" beceriksiz nefes alma girişiminin boğazı yakması..
"Yada boşver."

"Konuşmak ister misin?"
"İyiyim."

***

***

"Bilirsin, turuncu güzeldir."
"Yokluğunda tüm turuncular çirkin sevgilim."

***



***

-Susmalıyım, sesim yüksek çıkıyor. İnsanlar bilmiyor ama kırılıyorum. Aslında haklılar ben sesliden de öte bağırarak konuşuyorum. Her şeye gülüyorum. Deliliğimden değil komik geliyor sadece. Her şey komik geliyor. Gülmezsem karanlığım beni yutacak. İçimdeki nefret ve öfke beni yok edecek. Ben kendimi iyi hissetmek için gülüyorum. Sanırım bu gülüş bende yapmacık bi ifadeye dönüştü. Her şeyimi bi gülüşün arkasına saklıyorum. İnsanlara bişey anlattıktan sonra pişmanlık duyuyorum. Ama anlattığım zaman rahatlıyorum. Ben insanlara güveniyor muyum? Güvenmiyor muyum?

+Güven denilen şey bu değil mi? Anlatabilmek..

-Bilmiyorum. Güvenmesem anlatmam ama anlattıktan sonra neden şüpheye düşüyorum? Benim kendime mi güvenim yok, neden? Neden kendimden kaçıyorum?

+Gerçek senden yada benden nefret ediyorsun. O da senin bi yansıman değil mi? Onu saklaman onu kırmıyor mu? Kalbindeki karşı tarafa onu geçirmiyorsun. Sen kendini saklamakla meşgulken hayatta zevk aldığın şeyler neden standartlara göre şekilleniyor? Cesaretin yok.

Salak..

-Ben buyum dediğinde insanlar seni hırpaladı. İstemiyorum dediğinde hep bir şeye zorlandın. Kimse ne istediğini sormadı. Sanki birinin kuyruğuymuş gibi onlar ne yapıyorsa yapmak zorunda bırakıldın. Sende kendinden nefret etmez miydin?

+Sen vazgeçtin, nefret değil bu. Kurtulmak için gittin bileklerini kestin. Komik değil mi? Sonrasında bile intiharı düşünürken ölümden hep korktun.

-..

+Cesetleri gömdün içine. Sahi önce çocukluğun mu ölmüştü senin, yoksa ruhun mu? Bak unuttum. Gülme bana.. her şeyi unutmaya çalışmıyor musun zaten? Şu an bile. Çok korkma diyeceğim de neden korktuğumuzu hatırlıyor musun?

-..

+Eline günlüğü yazmak için aldığında yazabilecek bişey bulamadın. Benim hayatımda anlatacak değerli ne var? Ben miyim yazacak kendimi, yoksa geçen günün kötülüğü mü? ikilemi girdi araya.. Hiç yazdın mı? Bi kaç satır dahi yok mu? Hadi ama düşüncelerinle hala boğuşuyor musun?

-..

+Unutmadan moralin bozulunca uyumak istiyorsun. Sana bir kötü bir iyi haberim var. Bir yere kadar kaçabilirsin her şeyden. Büyüdükçe daha az uyuyormuş insan. İyisiyse şu; affetmeyi ve unutmayı öğreniyorsun. Dersi yok bu işin, zamanla öğretiyorlar.

Kaçtın, kaçtım.
-Kaçtık.

+Biz kavramı nasıl da kolay çıkıyor senden, konu başaramama olunca. Ama doğrusun, biz yapamadık.

+Sen kimsin?
-..
+Ruhum? Çocukluğum? Yorgunluğum?
-Sende eksik kalan her şeyim ben.
+Tamamlanan bir zerrem var mı ki?
-Bilmiyorum.


+Hep böyle susacak mısın? Yada kısa cevaplarla geçiştirecek misin beni?

- Sadece dinlemeye ihtiyacım var. Yorgunum, sen devam et.

+İnsanların tepene çıkması seni hep rahatsız etti. Onlarla ilgilenmek zorunda değilsin ki. Suratına gülümsemek zorunda değilsin. Seni düşünen yok. Arkadaşın olarak görüp konuşmaya değer gören de. O konuşmalar sadece onların doğrularıyla doluyken aklın varsa kaç. Arkana bile bakma.

+Biliyor musun?
-..
+Canım sıkıldı, çizgi film izleyelim mi?

TURUNCU-1 KAYBOLUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin