BU MERCH AŞIRI TATLI
***
Çocukların çoğu birbirlerine bağlı görünüyordu. Şu adını unutup durduğum siyah saçlı çilli çocuk, sanırım adı Jean olan çocukla iyi anlaşıyor gibiydi. Jean'ın 'patates kız' dediği kız, kel çocukla takılıyordu. Dosyalarda aralarında kan bağı olduğu yazmıyordu ama o kızla kel çocukta kardeş yakınlığı vardı. Bu dördü, ya birbirlerine sataşıyor ya da oyun oynayıp eğleniyordu.
Her şeye rağmen Jean mutlu görünmüyordu. Ailesine bir şey olmadığı halde burada olan tek kişi oydu ve sanırım kendini bu yetim öksüz veletlerin arasında göremiyordu ya da onların arasında olmayı kendine yakıştıramıyordu.
Yeğenim Mikasa şu babasını öldüren esmer, yeşil gözlü çocuğa nedense yakın davranıyordu. Adı neydi, Eren miydi? O çocuğu gözüm tutmadı. Ayrıca, daha çok köşede oturup kitap falan okuyan Armin de arada onlarla takılıyordu. Eren ve Armin çocukluktan arkadaşmış, Armin daha çok tek takılsa da Eren'den başkasıyla konuşmuyordu.
Reiner, Bertholt ve Annie üçlüsü de birbirlerinden başka kimseyle konuşmuyorlardı. Sadece Reiner arada bütün grubun arasındaki en kısa olan sarışın kıza bakıyordu ama onun dışında üçü de kimseyle iletişim kurmuyordu. Bütün çocuklar arasındaki en büyükler onlardı, diğerlerine abilik yapmaları gerekmiyor mu?
Şu sarışın kızdan bahsetmişken, o da soyadını bir türlü öğrenemediğim, kendisinden iki yaş büyük olan esmer kızla takılıyordu. Bunlar birbirlerine aşık gibi bakıyorlar...
"Bana bakın veletler," diye konuşmaya başladım. "Şu dakikadan itibaren reşit olana kadar burada birlikte kalacağınız için birbirinizi kardeş görmeniz lazım."
"Benim annem ve babam gelip beni alacak!" diye çıkıştı Jean.
Ben bunu ne yapayım?
"Alacaklarsa bile uzun bir süre burada kalacaksın. Benim yapabileceğim bir şey yok."
"Biz de seninle burada kalmaya meraklı değiliz, at surat."
Bunu söyleyen Eren'den başkası değildi. Nedenini anlamadığım bir şekilde bu ikisi geldiklerinden beri birbirlerine kötü kötü bakıyordu.
"Kes lan, yerden bitme!" diye karşılık verdi Jean.
"Yerden bitme mi! Ne diyorsun lan bana sen!"
Ah hayır, bu veletler kavga edecek.
"Oi, veletler! Kavga ederseniz ikinize de bir posta da ben vururum oturursunuz!"
"Kime vuruyormuşsun Levi?"
Anahtar sesinden hemen sonra Hange'nin neşeli sesi gelmişti. Bana sırıtarak baktı.
"Kendi boyundan birini bul dememi ciddiye mi aldın yoksa?"
Hange bunu söyleyince olduğum yerde kaldım. Veletlerden bazıları kendi aralarında kıkırdamaya başlamıştı ama ben onlara bakınca sustular. Acaba neden.
"Kes sesini, dört göz."
Hange buna kıkırdadı.
"Gençler, abinin kusuruna bakmıyoruz."
"Ben kusur muyum dört göz?"
"Levi, bir dur aşkım!"
Hange, çocukların hepsiyle tanıştı. Çantasından kalem kağıt çıkardı ve çocuklarla isim şehir oynamaya başladı.
Bu kitap çok tatlı olacak
Kendinize iyi bakın!~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Bekar Bir Babayım!
FanfictionLevi Ackerman bir yetimhane müdürü ancak yetimhanede yaşayan on iki çocukla düşündüğünden daha samimi bir ilişki kurmuş bulunuyor! Komedi odaklı, 'Çocukluk' adlı Türk dizisinden esinlenilerek yazılan, One Shot tadında bir kitap. Angst ya da başka r...