2. Bölüm

2.4K 147 23
                                    


...

Bir dakika şuanda bu olanları sindiremiyordum.

Cidden şırnağamı gidecektik,
Cidden Atillayı bırakacakmıydım?.

Bu konuşmamızın üstünden 2 saat geçmiş, Atilla evine gitmişti.
Bense odama çekilmiştim, ev sesizliğe gömülmüştü.
Kardeşim yanıma gelmiş bana sarılarak ağlamış, sonrada uyuya kalmıştı.
Onu yatağına yatırdım. üstünü güzelce örtüğümde, yanağına küçük bir öpücük kondurup odasından çıktım.

Cidden buradan gitmek bana imkansız geliyordu, buradan gideceğimize inanmak istemiyordum.
Hem Şırnakta ne yapacaktıkki?,
Dağdan Taştan başka birşey yoktu.
Ve çok tehlikeliydi, teroristlerin yuvasıydı adeta.

Babam bizi neden oraya götürüyordu, kardeşimin ve benim geleceğimi hiçmi düşünmüyordu?.
Atillayı bırakmak zor olacaktı.
Onu bırakmak istemiyordum.

Bide üstüne yarın hemen gitmemiz gerektiğinide öğrenmiştim.
Şaka gibiydi herşey, cidden şaka olmalıydı.

Yarın taşıncak olmanın verdiği o buruk hisle gözüm yaşardı, mutfağa geçip bir bardak su içtim. odama geri döndüğümde ise neredeyse sabah olmak üzereydi.
Nasıl bu kadar çok oturmuştum anlamamıştım.
Ama bu evde geçirdiğim son vakitlerimi değerlendirmek istiyordum.

Odama iyice baktım, küçükken Atilla ile oyunlar oynadığımız oda, Kardeşim Göktuğ doğduğunda ilk kucağıma aldığım oda, Atillayla beraber büyüdüğüm oda, babamın bana masallar okuduğu oda.

Odamdan çıkıp salona geçtim,
Gözlerim Salonun her zeresini ezberlemişti.
Atilla ile küçük kavgalar ettiğim oda, Babamla beraber Maç izlediğim oda, Annemle Babamın tatlı atışmalarının olduğu oda, Babamla Erdem amcanın Tavla oynadığı oda, ilk adımlarımı attığım oda, Göktuğnun okuma yazmayı söktüğü oda.

İçimden dedimki, belki orasıda böyle olacak. oradada anılarımız olacak?.
Bu yük altında ezildim.

Barçın o gün bunları düşünürken bilmiyordu, bilmiyordu o Evde en kötü anılarının olacaĝını. Nerden bilebilirdiki?

Yelkovan akrepi kovalıyordu, Zaman hızlanmıştı sanki,
Saat 9:30 olmuştu, annemler uyanmış eşyaları toplamıştı. ben ise Göktuğ yu sakinleştirmeye çalışıyordum.

'Ablacım bende gitmek istemiyorum, ama mecburuz. Göz yaşlarını harcama, oradada mutlu olabiliriz, oradada güzel anılarımız olabilir.

'Abla Atilla Abiyi Bırakmak istemiyorum, Abla ben okulumu seviyorum, burda durmak istiyorum, Nolur gitmeyelim.'

Elimden birşey gelmiyordu, kardeşimin üzülmesine dayanamıyordum.
Sonunda gitme vakti gelmişti,
Hayatim 1 günde değişmişti. aklımın ucundan bile geçmeyen şey, başıma gelmişti.

Babam arabaya eşyaları koydu.
Atilla ve Erdem amca dışarı çıktı,
Erdem amcayla babam vedalaşırken, Biz Atillayla birbirimize bakıyorduk.
Bu bir veda bakışmasıydı, bilirdim bu bakışı. Çok iyi bilirdim hemde.

Atilla dayanamayıp koşarak gelip bana sarıldı,bende ona sımsıkı sarılıp karşılık verdim.

Cidden gidiyorduk,
20 yıllımı verdiğim, her bir yanında anılar olan evi bırakıp gidiyorduk.
Ama en önemlisi onuda bırakıp gidiyordum.
Onu, Atillayı, bırakıp gidecektim.

AkçınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin