Şırnağa dönüyorduk,
Trabzonu, Memleketimi uzun zaman sonra bırakıp gitmek koyuyordu insana,
Zordu Memleket toprağını bırakmak.Buraya tekrar gelebileceğimi sanmıyordum,
Belkide birdaha gelemeden Şehit olacaktım.
Ne olacak ne bitecek bilmiyorduk sonuçta.Tim hareketli bir sohbet içindeydi, Camdan dışarıyı izlimektende sıkılmıştım, düşünceler beni bırakacak gibi değildi. Kafamı Karşımda oturan Oğuzhana çevirdiğimde bana bakıyordu.
Hala bana sinirli olduğunu hissediyordum, Fakat belli etmiyor gibiydi,
Bakışlarımı ondan çektiğimde,
hala bana bakmaya devam ediyordu.'Lan Oğlum Ne korktunuz ama bize birşey olacak diye'
Bekir bu sözleri söyler söylemez bütün Timin kötü bakışlarına Mağruz kaldı.
Dakikalardır benden bakışlarını ayırmayan, Oğuzhan bile Sinirle Bekire bir bakış attı.
'Gavat Beyinli'
'Komutanlarımdan çok özür diliyorum ama, SENİN BEN AMINA KOYIMM BIDE HALA SÖYLÜYORMUSUN'
Bütün Tim bir anda Bekire sövmeye başladı.
Şırnağa gelene kadar devam eden küfürler, Oğuzhanın bir Öksürük sesiyle kesilmişti.
Sonunda 4,3 saatlik Yolculuğumuz bitmişti, Yorgun hissediyordum.
Yeni bir göreve gönderilemeyecek kadar yorgundum, Fakat Görev beklemezdi, Herşeye hazır olmam gerekiyordu, Her türlü şeye karşı dayanıklı olmalıydım.
Albay Çetin yeni bir göreve, Şırnağa ayak bastığım an göndere bilirdi, vardı öyle huyları.
Askeriyenin Uçuş Pistine ayak basmıştık çok şükür, Albay Çetin bizi karşılamamıştı bu sefer, işleri yoğun olmalıydı, ve buda Benim tekrar göreve gideceğimin habercisiydi.
Askeriyenin içine girdiğimizde, Hepimiz yemek haneye yöneldik. Acil Çay içmem gerekiyordu, Her an Çay ataklarım tutabilirdi.
herkes kendine çay aldığında, Timle Şakalaşıp eğleniyorduk.,
Daha yeni Beraber ilk görevimiz olmuştu bu, fakat çok çabuk ısınmıştık birbirimize.
Bana Eski Timimi hatırlatıyorlardı,
Eski güzel günleri.Gülüp eğleniyorduk, yanımda bir anda bir asker belirdi,
'Astsubay Başçavuş Alp Kulaksız, Albay Çetin Komutanım sizi çağırıyor, Komutanım.'
İç sesim beni yine yanıltmamış olacakki, Masadan kalktım, Albay Çetinin odasına doğru hızlı adımlarla yürüdüm,
kapısını çaldığımda, içeriden Albay Çetinin o Kalın sesi duyuldu. İçeriye girdiğimde, Albay Çetin oldukça sinirli gözüküyordu,
'Geç otur şöyle kızım.'
oturduğumda hemen lafa girdi,
'Biliyorum görevden daha yeni geldiniz, fakat bu çok önemli bir mesele'
Albay Çetini Neyin bu kadar sinirlendirdiğini merak etmiyor değildim,
'Sayenizde Yeni bilgiler elimize geçti, İstanbulda bombalı bir saldırı yapacaklarını öğrendik, fakat nerede yapacaklarını bilmiyoruz, Ne zaman yapacaklarınıda bilmiyoruz. senin görevin gizlice mağraya sızıp o bilgileri almak. Tek olacaksın, fazla zamanımız yok, bu yüzden eve git şimdi dinlen, akşam yola çıkıyorsun.'
'EMREDERSİNİZ KOMUTANIM'
'Vatan sana Minnetar kızım, Başaracaksın, Bu seferde durduracağız o Hainleri.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akçın
Novela JuvenilVatanı için hayallerinden vazgeçen bir kız Yeni ve zorlu bir hayatı seçmesi, Ve Onun için Kalbini söküp eline verebilecek bir Beyfendinin Kahve gözlerine sığınması.