💘

302 23 2
                                    

"Seni seviyorum" dedi banyoda ıslanırken

Bir şey diyemedim. "şimdi sana beni aşık etmenin cezasını vereceğim" elini enseme koyup benim kendine çekmişti. Ve beni heyecanlandırıran bir şey yapmıştı.

Dudağımın üstünde dudak vardı

Dudağını dudağımdan çekip bana baktı "beni sevmiyor musun?"

Ne diyecektim? Aklıma nayeon'un dediği geldi. 'itiraf et, işte. Seviyorsun onu.'

Belki de hatırlamayacaktı. Kızarmış, baygın bakan gözlerine baktım "Seni seviyorum."

Güldü. Bedeni üstüme düşünce onu tuttum. Islanmıştı suyun altında olduğu için. Dikkat ederek suyu kapattım ve onu yatağına bıraktım. Yüzüne bakakaldım "her şeyi unutacaksın, belki de sen başkasını gördün benim yerime demin."

💘. 💘

"itiraf et, işte.seviyorsun onu."

Başımı eğdim "Bu olmamalıydı. Anlaşma yaparak evlendim onunla."

"olsun. Ne olacak? Hem geçen hafta ki tutumun göre seni sevdiği belli."

Başımı kaldırıp çaresiz gözler ile ona baktım "bilmiyorum. Ben gideyim artık. Ara bitti."

Ayağa kalktım beraber. Birbirimize sarıldık. "beni ara akşam."

Gülümsedim "tamam, nayeon."

Şirkete geçtiğim an da Han ile karşılaştım. "naber yenge?"

Etrafıma baktım, kimse yoktu. Birazdan gelirlerdi. "kimse yokken bana niye yenge diyorsun?"

Pot kırmış gibi bir ifadaye büründü yüzü "olsun. Benim için yengemsin."

Yüzüm düştü nedenini bilmediğim şekilde "ben en iyisi işimin başına gideyim." diyip oradan ayrıldım.

Minho elimi tutup arabadan çıkarttığında yağan yağmurun altında ıslanmaya başladık. Bir kere telefonunu açık unuttuğunda görmüştüm bunu:benimle yağmurun altında ıslanmak isteğini.

Islandık, birbirimize gülümseyerek baktık.

Konuşamadık, bakışlar konuştu.

Ona bakarken utanıyordum ama ona bakmak Acılarımın dinmesine sebep oluyordu.

Islandık yağmurun altında, eve girip üstümüzü değiştirdik. O saçını kuruladı bende duşa girdim. Umarım ikimizden biri hasta olmazdı.

Duştan çıktığımda üstümü giyinip komidinin üstünden telefonumu aldım. Gelen bildirime bastım. Aile denemeyecek aile üyeleriydi.

Yarın, eve gel. Konuşalım. Her şeyi düzeltelim abicim. Annemler geçen benim eve geldiğindeki eve gelecek. Lütfen, dinle bizi kardeşim. İzin ver düzeltmemize her şeyi. Bu ev sessiz sen yoksun diye.

Kardeşim lütfen gel.

Kardeş? Ben hiç hissetmedim onu. Nasıl bir şey? Abicim? Abi mi? Nasıl inanılıyor ona kan bağı olmasına rağmen? Her kan bağın olduğu kişi ile aile misindir?

Artık merak ediyordum, gidecektim

Telefonu bırakıp aşağı indim. Minho gözlerini kapatmış, kolunu başının altına almıştı. Bu hali beni gülümsetiyorken yanına gittim.

Titriyordu

Alnına dokundum, yanıyordu! Dürttüm onu "Minho, hey kalk! Ateşin var." gözlerini açtı. Baygın baygın bakıyordu.

cover me/ Lee minho Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin