☆3

41 5 5
                                    

Uyandığında Leoda, uykusunu açmaya çalıştı önce. Yataktan kalkıp lavaboya ilerledi, elini yüzünü yıkadı güzelce. Odasına girip dolabından ne giyeceğini seçti, saçlarını taradı önüne doğru ve birkaç aksesuar taktı. Çantasını da hazırlayıp aşağı indi, yeni gelmiş olan abisi karşısındaydı.

"Günaydın."

Her zamanki baş selamını verip geçti mutfağa, tost makinasının fişini prize taktı. Linfred ise sepetten 4 dilim ekmek çıkardı, diğer malzemeleri de. İkisi beraber tost hazırladıklarında oturdukları masada yemeye başladılar.

"Geç kalma."

Başını salladı.

Umrumda değil, gitmek istemiyorum.

Son yudumu da ağzına attığında sandalyeden kalkıp ellerini yıkadı ve çıkış kapısına ilerledi, Linfred peşinden geliyor.

"Hoşçakal, iyi günler."

Ayakkabılarını giydikten sonra sesi gibi gözlerinden yorgunluğu okunan abisine baktı. El sallayıp yürümeye başladı okula doğru. Elleri cebinde, kafası eğik, düşünüyor. Okul bahçesinin önünde duyduğu bir ses kendisine gelmesine sebep oldu, titredi.

"Günaydın!"

Bill'e çevirdi bakışlarını, gülümsedi.

"İyi misin?"

Başını sallayan Leoda ile beraber içeri yürümeye başladı.

"Ben de iyiyim."

Merdivenlerden çıkıyorlar, koridorda ilerliyorlar.

"Okulun 2. günü nasıl bakalım?"

Omuz silkti.

"Umarım, umarım sevecek ve alışacaksın."

Başını sallayıp hafifçe gülümsedi.

Umarım bir gün işaret dili öğreneceksin Bill...

"Zil çalmak üzere, sınıfa gitmem gerekiyor. Hoşça kal."

El salladı, nefret ediyor el sallamaktan. Bill giderken o da girdi kendi sınıfına, dün yerleştiği yere geçti. Yanı boş, Tom geç gelecek belli ki. Başını sıraya yaslayıp öylece bekledi dersin başlamasını, çok geçmeden de gelmişti öğretmen.
Yoklama aldı ve ders anlatıyordu, aniden çalan kapı ile içeri Tom girene kadar.

"Ah Tom.. dersimi bölmeden yerine otur."

Hızla Leoda'nın yanına yaklaşırken kalktı geçmesi için, yerlerine oturdu ikisi de. Öğretmen kaldığı yerden devam ederken Leoda da dinlemeye çalışyor, gözleri Tom'a kayarken.

Yorgun gözüküyor, gözlerinden okunuyor.

"Dik dik bakacak mısın?"

Onu kendine getiren sesle iki yana salladı başını.

"Önüne dön."

Gözlerini devirip dediğini yaptı, öğretmeni izlemeye devam etti.
Çok geçmeden çalmıştı zil. Leoda sırasında oturuyor, etrafına bakınıyor. Tom daha kalkmamıştı. O sırada kapıdan gelen Bill'e odaklandı gözleri.

"Selam!"

Yanına geldiğinde konuşuyordu gülümseyerek. Leoda da gülümseyerek el salladı.

"İyi miydi ders."

Leoda eliyle az çok der gibi bir işaret yaptı, Bill Tom'a dönmüştü.

"Özür diledin mi?"

Yüzünü buruşturdu.

"Hayır tabii ki."

"Tom sana ne dedim?"

"Böyle aptalca bir şey için özür dilemeyeceğim."

"Aptalca değil, kırıcı!"

"Sikimde değil. Ayrıca kim bilir kaç kere böyle bir şey yaşadı, benim dediğime takılacak kadar gerizekalıysa bu benim sorunum değil!"

"Hayır Tom-"

Bill'in sözünü kesen önünde duran Leoda'nın eliydi, yeter demeye çalışıyordu ama çıkmayan sesiyle yapabildiği tek şey buydu.

"Seninle dalga geçti!"

Omuz silkti Leoda, umrunda olmadığını gösteriyordu. Pes etti Bill de.

"Pekala."

Tom öfkeyle kalktı yerinden, ikisi de anlamsız bakışlarla ona bakıyordu. Uzaklaşırken tekrardan döndüler birbirlerine.
Bill bir şeyler anlatmaya başladı, Leoda ise dinlemeye. Mimikleriyle cevap veriyor, arada kağıda bir şeyler yazıyor.

Zil..

Bill yavaşça kalktı Leoda'nın önündeki sıradan.

"İyi dersler, görüşürüz."

Havada olan tek elini salladı giden Bill'in arkasından, kapıdan çıkarken içeri girmekte olan Tom ile birbirlerine karşı bakışları dikkatini çekmişti. Sıranın başına geldiğinde yer verdi, sinirli gözlerini üstünde hissediyor.
Gelen öğretmen dersi anlatmaya başlamıştı, matematik dersi...

"Kes şunu."

Defterde işlemler çözerken duyduğu ses ile Tom'a çevirdi başını, sorgulayan bakışlar atıyordu.

Neyi keseyim? Ne yaptım ki?

"İyi numarası yapma, bakışlarından bahsediyorum."

Kaşları çatıldı.

Ne saçmalıyorsun?

Gözlerini devirip cama dikti Tom, Leoda ise bir şey anlamayarak önüne geri dönüp matematik sorularını çözmeye devam etti.
Çabuk çalmıştı zil ve Bill yine kapıda belirmişti.

"Leoda!"

Hızla yanına gelip kolundan kaldırdı.

"Hadi kantine gidelim."

Sonrasında ise ona bakan ikizi ile karşılaştı.

"Sen de gelmek ister misin Tom?"

İki yana salladı başını Tom, oturduğu yerden dışarıyı seyretmeye devam ediyordu. Bill bir şey demeden Leoda'yı kantine sürükledi, sıraya girerken de bir yandan konuşuyordu.

"Sonra kız bir yükseltti sesini, hepsi sustu!"

Güldü Leoda, Bill'in bir şey anlatırken ki mimikleri fazla komik oluyordu. Sıra onlara gelmişti.

"Ne istersin Leoda?"

Parmağıyla kekleri ve sodaların olduğu yeri gösterdi.

"Pekala. 1 Çikolatalı kek, 1 Tost, 2 de soda."

Leoda'ya geri döndü.

"Yemek istemiyor musun?"

İki yana salladı başını. Bill yiyecekleri aldığında beraber oturma yerlerine doğru ilerlediler. Leoda'nın gözüne biri takılmıştı, Tom ve yanındaki sevgilisinin omzuna elini atmış masadaki diğer arkadaşlarıyla beraber konuşurken kola içiyordu. Bir anlığına ona kayan gözleri buluştu, Tom'un sertleşen bakışlarının ardından Leoda gözlerini kaçırıp Bill'in yanına yerleşmişti.

Dersler geçti, çok sıkıcıydı okul, neyse ki Bill sayesinde teneffüsler daha iyiydi. Şimdi ise okuldan çıkmış gülerek ve sohbet ederek eve gidiyorduk. Bize gelmiştik, Linfred açmıştı kapıyı, biraz oturup Bill ile konuşmasının ardından o da gitmişti işe. Hazırladığım sandiviçleri yedikten sonra film izliyorduk.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 26 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

gözler - Tom KaulitzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin